Yarın Pazartesi...
Yine bir pazartesi sabahı; kimimiz için sıkıntılı, kaygılı, belirsiz ve beklentisiz mi? Kimimiz için güzel, heyecanlı, istekli, umutlu yeni beklentilerle dolu.
Okullara gitmeye başladığınızdan beri iki hafta daha geçti. Neler yaşandı? diye soracak olsam. Şöyle yüzüme manalı manalı bakıp. Bir veya iki elini sallayarak, iç çekerek, başkalarının duymayacağı şekilde mırıltı halinde. Neler neler yaşanmadı ki? dediğinizi duyar gibi oluyorum. Sanırım hep yaşadığımız ve üzen şeyleri, o kişilerle değil de güvendiğimiz veya samimiyetine inandığımız kişileri bulduğumuz da üstüne üstlük başkaları ile paylaşmamasını tembihleyerek paylaştığımız ve halının altına süpürdüklerimiz…
Yaşadıklarımdan veya yıllar önce dinlediklerimden paylaşayım isterseniz.
Haziran ayı geldiğinde sene sonu evrakları hazırlanır. Belirlenen tarihlerde teslimleri yapılır. Sonra mı? Okulun, sınıfların, müştemilatın yıkık döküğü onarılır, boya- badanaları ve genel temizliği yapılır. Ders araçlarının ve sıraların bakımı yapılır. Sınıfa düzenli bir şekilde yerleştirilir. İlçedeki merkez okuldan samimi olduğunuz öğretmen arkadaşınızın sınıfındaki hikaye kitaplarını, öğrencilerin kullanmadıkları ders defterlerinin kullanmadıkları sayfalarını çizgisiz, kareli, çizgili vs diye ayırıp paketlediğiniz defter sayfalarını, ilçeden teslim edilen ders kitaplarını köy arabasının geldiği yerden sonra sırtlanıp okula taşırsınız. Bu sırada öğretmen neden yoruyorsun kendini bırak burada yarın katır gönderir aldırırız. derler. İşte o zaman susmak gerek araç köyde bırakmış olsa bırakalım bir eve yokuşun tepesinde yada derenin kenarında bırakır çeker gider. Zimmetlenmiş şeyleri bırakmak bir dert, yalvar yakar aldığın malzemeler ayrı bir değer. Olsun varsın biz taşırız, o çocuklar yararlansın diye taşırız. Bir güzel sınıfın kitaplığına yerleştirir. Şöyle bir bakarsınız, yorulduğumuza değdi deriz. Evet evet çok güzel oldu. Tatil dönüşü hiçbir şey yapmamıza gerek kalmadan öğretime başlarız diye aklımızdan geçirir. P encerelerin kepenklerini kapatır. Muhtara devir teslimde yaptık mı ver elini tatil.
Tatil dönüşü köy arabasına binince öğretmen sen erken geldin biz seni pazartesi bekliyorduk. Geldik işte dersiniz. Bu sözün arkasında bir şey aramazsınız. O akşam kendi düzeninizi oluşturur. Okula bakmayı ertesi sabaha bırakırsınız nasılsa her şeyi hazır bırakmıştık ya…
Eylül’ün ilk günü okulun kapısını ve penceresini kapattığım gibi açtığımda gördüklerime ben bile şaşırırdım. Kendi kendime yahu buraları ben böyle mi bıraktım diye sorardım. Bazen yok hayır böyle bırakmamıştım derdim demesine işte o an arkamda muhtarın durduğunu veya kapıdan içeri gülümseyerek girdiğini görürdüm. Benim konuşmama fırsat vermeden e hoş gelmişsin öğretmen seni özlemişiz, buraların böyle olduğuna bakma neler oldu? neler gel bize gidelim çay içip yemek yerken sana bir güzel anlatırım olanları sonra da gelir burayı el birlik düzenleriz. Gördüğüm manzarayı mı merak ettiniz. İşte fotoğraf canım beyaz badanalı tavan ve duvarlar is içinde. Sıraların bir kısmı gelişi güzel bir köşeye yığılmış diğer bir kısmı bir köşede yatak yapılmış. İki üç tanesi bir araya getirilmiş masa yapılmış. Sıraların üstünde yenen yemeklerin kalıntılarından hangi yemeğin ve meyvenin yendiğini bilirsiniz. Siz daha kapıdan çıkarken ellerinde kovalar, süpürgeler, fırçalar, bezler olan bir grup kadın erkek okulun içine girerler. O günden sonra da sene sonu temizliği köy halkı tarafından yapılmaya başlanır.
Yıllar sonra bir ilçede ilk defa müstakil bir sınıf okutacağım için çok heyecanlıydım. Eylül Ayının ilk günü yine okulun yolunu tuttum. Daha önceden duyduklarımda var ya. Sınıflarımızın boya ve badanasının yapılması. Yerlerin temizlenmesi, camların silinmesi, sıraların sınıflara yerleştirilmesi. Gelen kitapların paylaşılması, planların ve diğer evrakların hazırlanması, kayıtların yapılması. Sınıfların paylaşılması (beğenilmesi), öğlenci-sabahçı olma (pazarlıkları), çalışmaları uzaktan seyredenler, işin içine girip kaybolanlar, olanlara bakıp gülenler ve kendi işlerini kendi kendilerine yapanlar, zümre olup birbirini tanımayanlar, raporlu olanlar, atması yapılıp ta gelmeyenler, izinli olanlar, ders dağılım planının okul açılınca yapılacağının söylenmesi ders planının yapılması öncesi ve sırasında kulislerin yapılması. İdare tarafından isteklerin yerine getirilmesi, kiminin sevindirilmesi, kiminden geçen yılın hesabının görülmesi günün değişik saatlerine dersler konulması. Öğrenci dağılımların ilk sınıflarda öğrencilerin gelir durumlarına göre yapılması. Uzun süren ilçe zümre toplantıları. Denetmenler ile yapılan sene başı hazırlık toplantıları. Bu toplantıların sonunda sıkı sıkıya nelerin yapılmaması gerektiği ve olası durumlarda alınacak, verilebilecek cezalar anımsatılır. En çok uzunu ise okul öğretmenler kurulu toplantısıdır. 15 ile 100 kişilik bir kadronun ve de her sene değişen bir kadronuz varsa kolay gelsin. Gündem her yıl olduğu gibi bellidir. Genelde maddeler üzerinden konuşmak yerine herkes kendi istek ve dileklerini söyler. Bazı konuşanlar özellikle dinlenmez. Herkes söyleyeceğini söyler. Bir yıl önceki yazılanlar tekrar yazılır. Sınıfların paylaşımına gelince işte gürültü orada kopar. İlk sınıflar ve sonradan oluşturulan sınıflarda özel sınıfları almak için görülmeyen bir mücadele başlar. Seçilmiş öğrencilerin olduğu sınıfları alanların yüzleri bir farklı, keyiflerine ise diyecek yoktur. Şayet aradan kaçan öğrenci varsa onlarda okulun ilk günlerinde sınıflar arasında gider gelirler.
Yine diyeceksiniz bunları biz biliyoruz neden yazdın ki? Bunları okuyunca da öff içim sıkıldı diyenleriniz de olmuştur. Çoğunuzun yaşadıklarından dolayı gerginliğiniz devam eden durumlarda var değil mi?
Her şeyi bir kenara bırakın, yukarıda okuduklarınız unutun gitsin.
Sizleri önemsemeyenlere, değer vermeyenlere, saygı duymayanlara inat.
Bu pazartesi günü aynaya baktığını andan itibaren tebessüm edin.
Okulunuzdaki öğretmenlere, sınıfınızdaki öğrencilerinize tebessüm edin.
Bunları yaptıktan sonra etrafınızda neler olduğuna dikkatlice bakın.
Bütün bir yıl yüzünüzde tebessümünüz sürekli olsun.
Hepinize iyi çalışmalar…
Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]
Ziya Hocam;
Sana kocaman teşekkürler ederim... Beni yıllar öncesine götürdün. Öyle bir götürdün ki, 4,5 yılın her anı gözümün önünden an be an geçti.. Ağrı, Diyadin İlçesi, Yanıkçukur Köyü Gedik Mezrasının her taşı, her siması geçti gözümün önünden... Anlattıklarının benzerlerini yeniden yaşadım. Bayrağı o eğri direğe çektiğim anı... Gevez'i, Söylemez'i, Ördek'i, Efendi'yi, Ali'yi ve diğer 5 sınıflı tek göz sınıfımdaki 57 öğrencimi tek tek hatırladım.. Evet yarın pazartesi... Güzel ülkemin güzel köşelerinde bu ve benzeri tablolar sıkca yaşanacaktır.. Şartlar bize göre daha da iyileşmiş olsa da benzerleri mutlaka vardır... Sağlıkla kal....
Burhan Bayrak
15.9.2013
Bazı şeyleri anımsamak. O andan itibaren daha iyi şeyleri uygulamak için kararlar almamızı sağlar.
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013
Yarın pazartesi...30 yıl önce bir köye götürdünüz beni Yusuf öğretmenim.Okulun kapısını açınca şok olmuştum.Evraklar yerlerde,yerler çamur...Hizmetli de bendim,müdür de .Şimdi şehir okulundayım,merkezdeyim.Keşke yine dağ başında bir köy öğretmeni olaydım.Hiç olmazsa öğrenci ayırımlarını,dönen dolapları görmezdim .Her şeye rağmen öğretmen olmak bir ayrıcalık,farklı bir tat...
Yarın gülen bir yüzle, önce kapıda karşılayan velilerime,öğrencilerime,öğretmen arkadaşlarıma ve müdürüme günaydın diyerek gülümseyeceğim ve öğrencilerimle sarılarak hasret gidereceğim.İyi ki öğretmenim...Paylaşımınız için teşekkür ederim Yusuf öğretmenim.
Esin Özbay
15.9.2013
Her yeni güne başlarken derin bir nefes alın, yüzünüze bir gülümseme yerleştirin ve o günü harika bir güne çevirin.
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013
Bu neslin sadece hikaye olarak okuduğu, bizim neslin ise kısmen yaşadığı sizlerin içinde yoğrulduğunuz gerçekler...Bizleri önemsemeyenlere, değer vermeyenlere, saygı duymayanlara inat.
Ağaca , doğaya gördüğüm tüm canlılara merhaba deyip tebessüm edeceğim.Ellerinize sağlık , bu duyguları hissettirdiğiniz için...
Uğur Özeren
15.9.2013
Yaşam da önemli olan bireyin kendine saygı duymasıdır. Acaba kaçımız yaptığımız işten dolayı kendimize saygı duyuyoruz. Öğretmenler her daim yaptığı işten dolayı saygı duyulacak olan bireylerdir. Çünkü onlar her gün en az bir çocuğa dokunuyorlar.
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013
evet kesinlikle unutuyoruz üst kısmı:) kuzucuklarıma sürprizlerimi hazırlamışım,çikolatalar da almışım yarın onlarla buluşmayı heyecanla bekliyorum..ve ne ilginçtir bir
kaçını çarşıda gördüm;büyümüşler,sesleri değişmiş..ne tuhaf ve güzel bir duygu bu.daha yarın neler olacak bakalım..ellerinize sağlık Yusuf Ziya hocam..
Beste Güven
15.9.2013
Her sabah her şey değişir, bu değişimi sağlayacak olan da bireyin kendisidir. Gelecek bu gün ile başlar...
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013
YÜZÜMÜZDEN TEBESSÜMÜN EKSİLMEYECEĞİ BİR YIL OLSUN...Bİ DE YÜZÜ HEP GÜLEN DOSTLARIMIZ OLSUN....SAYGILAR YUSUF HOCAM....))))
AYŞEN ÖZNACAR
16.9.2013
Gülmek, insanlara her zaman yakışmıştır. Bulunulan ortamı güzelleştiren de gülümseme değil midir? Öğretmenlerin de en büyük becerisi gülümsemek değil midir?
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013
Bir süredir çabamızla, istediğimiz zaman değişmeyecek gerçeklerde bakış açımı değiştirmeyi öğrendim. Kendin olmaktan vazgeçmeden, biraz daha kuş bakışı bakmayı... Gördüklerim beni eğlendirdi. Anladım ki; tebessüm edecek hayatta fark etmediğim ya da ötelediğim kendimizde, bakıp da göremediklerimizde nice şey var. Hayatın kendisi aslında bir çeşit romantik komedi. Yaşarken kahramanı olmak, seyrederken ettiğimiz tebessümleri esirgiyor sanki bizden. Hem sahnede, hem de seyirci koltuğunda olmaksa, sanırım tecrübeyle, empatiyle, kendimizi ve dünyamızı sevmekten, üretmekten vazgeçmemekle mümkün. Her pazar bir yıl başı gecesi ve her pazartesi yeni yılın ilk günü olsun. Tıpkı çocuklar gibi yeniden şaşıralım, kapılalım hayatın coşkusuna. Üzerine ne kadar çentik atılsa da, ulu bir çınar ağacı gibi olalım, eğitime gönlünü verenlerle. Bugün Pazartesi... Aslın da yarın da... Hep başlangıç; vaz geçmeyenler için :)
Dilber Engin
16.9.2013
Her an yeni bir başlangıç değil midir? Değişimi kabul etmek kişilere hastır. Her anı en iyi şekilde değerlendirdiğinizde, o anlar da sizden en iyi şekilde yararlanacaktır... Ne dersiniz?
Yusuf Ziya Güldere
22.9.2013