Mehmet 12 yaşında, 7 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu.
Baba özürlü olduğu için,
annesi ev işlerine baktığı için,
abi uyuşturucuya bulaştığı için,
diğer kardeşler küçük oldukları için çalışamıyorlar.
Aile devletin sosyal yardımları ve Mehmet’in çöpten kazandığı üç beş kuruşla ayakta. Mehmet de olmazsa beklide küçük kardeşleri hiç yumurta yiyemeyecek.
Çöp toplama işinde çalışıyor kahramanımız.
Yani geceleri çalışıyor. Kendisi gibi onlarca çocukla yaşadığımız, kirlettiğimiz kentin sokaklarını temizliyor. Paraya dönüştürülebilecek atık maddeleri belediye ekiplerinden önce toplamak zorunda. Topladıklarını üçte bir fiyatına ancak gece yarısından sonra aracıya teslim edebiliyor. Üstelik iyi niyetli olmayan abilerden dayak yiyip, kazandığı parayı kaptırma riski de var. Sabah ta okula gitmesi gerekiyor.
Aslında pek okuyacak hali de, niyeti de yok Mehmet’in. Okula gitmezse ailesi ya para cezası ödeyecek ya da babası hapse girecek. Devletten aldıkları yardımlar da kesilecek.
Evlerini, ailesini ikna için ziyaret eden öğretmenlerden duymuş bu durumu. Babası zaten hasta, bir de hapse mi girsin o okula gitmiyor diye.
Doğal olarak ‘Okul Yolu düz gider, çocuklar okula gider’ şarkısını mırıldanarak okula gitmiyor Mehmet. Tek tesellisi eve bıraktığı 15 lirayla annesinin pazara gidip, üç beş kilo yarı çürük sebze alabileceği. Tabi o da abisinin sigara ve kahvehane parasından artarsa.
Okulda ilk ders matematik.
Ayşe öğretmen her zamanki gibi kendisini pekte sevmediğini hissettiriyor ona. Aslında Ayşe Öğretmenin niyeti profesör yapmak onu ama Mehmet çok sorumsuz. Yine yapmadan gelmiş ödevlerini. Birazcık azarla atlatıyor ilk iki dersi.
Sonrası tasarım dersi. Yani facia kapıda. Tenefüste birkaç arkadaşıyla müdürün karşısında buluyor kendini. Öğretmenin istediği karton ve yapıştırıcıyı daha öncekilerde olduğu gibi getirmemiş. Öğretmen artık bu çocuklarla uğraşmak istemediğini anlatıyor müdüre. Bir de müdür azarlıyor bir güzel. Okula bir şeyler öğrenmek için gelmeleri gerektiğini, okulun zamanını boş boş geçirme yeri olmadığını anlatıyor onlara.
Sırada rehberlik servisi var. Ne olduğunu anlamadığı anlamsız sorularla dolu kağıtları uzatıyor rehber öğretmen. Oturup cevaplamasını istiyor.Görüşmenin sonunda kendisine özel olarak hazırladığı DERS ÇALIŞMA PROĞRAMINI gururla veriyor Mehmet’e.
Sonrası… sonrası malum. Bütün günleri böyle geçiyor tabiî ki.
Yani anlayacağınız bu küçük çocuk, gerçek hayatta, bizim çöplerimizi temizleyen, küçük kardeşlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalayan gerçek bir kahraman.
Aynı zamanda başarısız, hiçbir öğretmenin karşılaşmak istemediği sorunlu bir öğrenci.
Peki hayatımızda kaç tane Mehmet var?
Hiç merak ettiniz mi?
İLO verilerine göre dünyada 200 milyondan fazla çocuk işçi var.
Ve bu çocukların tamamı hiçbir hizmeti yeterince alamıyor.
Yeterli beslenemiyorlar, iyi bir eğitim alamıyorlar, çocuk haklarından habersizler. Bir çoğu fiziksel, ekonomik, duygusal, hatta cinsel istismara maruz kalıyor. Bazı ülkelerde, oyun oynamaları gereken yaşlarda ellerine silah verilip anlamsız savaşlara gönderiliyorlar….
BİRİNCİ BÖLÜM&U