Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known
security flaws and may not display all features
of this and other websites. Learn
how to update your browser.
Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: Ben cehaleti gömmeye geldim, övmeye değil. İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi cehaletinkiler de öyle olsun.
Yeniden merhaba, tabletlerle (tablet bilgisayarlar) ilgili bu yazıda tabletlerle ilgili kendimce önerilerde bulunacağım. Umarım beğenirsiniz.
2009'lardasınız ve elinizde şu veri var; Müşterileriniz iphone'u çok beğendi, nedenini de şuna bağladını: cihazın hızlı olması, kolay kullanımı, parmakla kontrol edilebilir olması, çoklu dokunuşu anlaması, hareket sensörleri olması, insanların heryerden hızlıca maillerini okuyabilmesi ve yolda ayakta bile olsanız çok rahat kullanabilmeniz.
Artan kullanım alışkanlıkları ve bu bilgiler aslında Apple'daki dahi abimiz Steve Jobs'un kafasında koca bir lamba yakmış olmalı. Fikir kimden çıktı tam bilmiyorum ama çok basitti "iphone'u alalım ve boyutunu büyütelim". Fikir basit olduğu kadar yenilikçiydi, o ana kadar donanım konusunda çok fazla yol katedemeyen Microsoftun birkaç denemesi dışında böyle bir çalışma yoktu. Herkes elinde olan klavye/fare tabanlı bilgisayarları hareketli/küçük hale getirmeye çalışıyordu. Yolda maillerinize bakarken neden klavyeye veya fareye ihtiyaç duyasınız ki?
Sonuç: hızlı açılıp kapanıyor, kolay kullanımı, parmakla kontrol edilebilir, çoklu dokunuşu anlaması, hareket sensörleri olması, insanların heryerden hızlıca maillerini okuyabilmesi ve yolda ayakta bile olsanız çok rahat kullanabilmeniz en önemli özellikleri.
Apple tablet devrini başlattı, rakip tabiiki yoktu (Microsoft'u rakipten bile saymıyorum). Doğal olarak ortalığı sildi süpürdü, ilk yıl 20 milyona yakın iPad sattı. Bir akıllı telefon üretin üzerine kendi yaptığınız bir işletim sistemini koyun (örnek çakma iPhonelar), öyle yada böyle bir alan olur, sonuçta telefon olarak kullanılabiliyorlar. Tablet dünyasında işler malesef bu şekilde yürümüyor. Kullanıcılar telefon dışında (tabletlerin çoğusunun telefon özelliği yok) özellikler bekliyorlar. iPad'lar zaten bir tür iPhone türevi olduğu için kullanıcıların bu isteklerini rahatlıkla karşılandı.
Peki kullanıcılar ne istiyor. Kullanıcların isteği basit aslında "çalışmayayım da ne yaparsam yapayım " Maillere bakmayı saymazsak kullanıcılar tabletleri basit işleri için kullanıyor. Grafikte de görebileceğiniz gibi bir tablet kullanıcısı zamanının yaklaşım %70 ve üstünde Internet bağlı olarak geçiriyor. Yani İnternet'siz tablet, susuz değirmene benziyor. Bir tableti
Merhaba, geçen yazıda Android in ne olduğuna şöyle bir bakmıştık, şimdi biraz daha derinlemesine bakalım. Yeni bir telefon almanıza sadece markası neden olmuyorsa bakmanız gereken şey o telefonla ne yapabileceğiniz olmalı. Telefonların bir çoğu benze donanım özelliği ile geliyor, GPS (konum sistemi), Bluetooth, dokunmatik ekran, kamera, hareket sensörü ve wifi... peki farklılık nerde işte farklılık bu donanım özellikleriyle telefonunuza indireceğiniz (ya da telefonunuzda bulunan) yazılımların neler yapabileceği.
Hatırlarsanız en pazarda en büyük payın alan şirketlerin (Microsoft, Apple, Nokia, Google, vb.) da olduğu için onların uygulamalarına biraz değinmek istiyorum. Hiç kimse kendi telefonuna toz kondurmak istemiyor ama rakamlar biraz ilginç mesela Windows Phone Marketplace (yani Microsostun uygulama pazarı) kayıtlı cihaz sayısı 3,5 milyonken aylık indirme sayısı 12 evet sadece on iki. Tablo biraz daha rahat anlaşılsın diye İS/KC oranı kolonunu oluşturdum, yani bir cihaz sahibi ortalama ne kadar uygulama indirmiş.
Bu veriyi bir test edelim değil mi? Bu sonuçlara göre, bir nokia kullanıcısı ortalama 2 indiriyormuş ki şu ana kadar nokia'sı olan bir arkadaşımdan da telefonuma şunu indirdim dediğini duymadım doğrusu. Eski bir windows mobil kullanıcısı olarak hiç bir uygulama indirememiş olmanın üzüntüsüyle telefonumdan ayrıldım, hatta o kadar gariban bir durum ki bu ihtitacım olan programları kendim yazıyordum ki bizim kolonda değer zaten 0 çıkıyor bence doğru yani. Tabi böyle bir telefondan uygulama cennetin olan bir android telefona geçince kendimi kaybettiğim bir gerçek. Elime bir android telefon geçince hemen uygulamalarına bakıyorum 40 taneden azsa daha marketi keşfetmemiş diyorum kendime, indirdiğim yüzlerce uygulamayla onların bıraktığı boşluğu doldurmak için çaba sarfediyorum. Aynı durum iphone kullanıcıları için de geçerli.
Bu günceden itibaren sizlerle birlikte belki duyduğunuz/bildiğiniz belki bu yazıyla tanışacağınız şeylerden konuşamak istiyorum.
ilk tanımımız bilgisayarlar (bunu duyduğunuza eminim )
wikipedia tanımı
"A computer is a programmable machine designed to sequentially and automatically carry out a sequence of arithmetic or logical operations. The particular sequence of operations can be changed readily, allowing the computer to solve more than one kind of problem."
"Bir bilgisayar, aritmetik veya mantıksal işlemleri sırayla ve otomatik olarak bir dizi yürütmek için tasarlanmış programlanabilir bir makinedir. Operasyonlar belirli bir sıraya kolay değiştirilebilir bir şekilde birden fazla tür sorun çözmek için kullanılabilir".
Tanımı güzel peki ne yani, kısacası şu sayılarla aritmetik işlemleri yapabilen ve bunu komutlarla yapabilen alet.
Bu örneğin nedeni aslında bir bilgisayar bileşenin ne kadar küçük olabileceğini göstermekti. Bir bilgisayarı oluşturan bileşenleri ne kadar küçültebilirsiniz ki? Siz nekadar küçüklerini kullanıyorsunuz?
Siz ne kadar küçüğünü kullanıyorsunuz diye sorsam bir etrafınıza bakarsınız sanırım aklınıza en son gelecek yer heralde cüzdanınız olur. Kredi kartlarının çipleri (telefonların simkartları). Bu kartların içinde bir hafıza ve mikro işlemci var.
Mikroişlemci hemde benim cebimde ilginç olan bunun olması mı yoksa bu teknolojinin patenitinin 1980 lerde alınması mı?
Peki bir PC(kişisel bilgisayar) bileşenleri ne kadar küçültülebilir diye sorsam aşağıdaki resme bakarak bir cevap verebilirsiniz belki.
PC
Akıllı telefon
ilk bilgisayarımın modeli intel 486 dx2 66 idi 66 mhz hızındaydı 4 MB RAM (belleği) ve yanlış hatırlamıyorsam 400 mb Harddisk vardı. Şimdiki telefonum ise 1000 mhz hızında 512 MB RAM (belleği) ve 24576 MB hafızası var. Vay be! Bir zamanlar rüyalarımızı süsleyen bilgisarların 10 katı cebimize girdi ve bu 20 yıldan kısa bir sürede oldu!
İşletim sistemi
Bilgisar ve türevleri İşletim sistemi (OS) sayesinde sizin komutlarınızı anlar hale geliyorlar. Aksi halde direk olarak makinanın anlayacağı dilden konuşmak lazım ki bu da olduk10 Ağustos 2011 Çarşamba 10:4811 Yorum
Geçenlerde arşivimi karışıştırırken aklıma geldi bir arkadaşa flash öğretmek için bir bulmaca uygulaması yapmıştık, fena da olmamıştı sizle bunu paylaşmak istiyorum ve bu uygulamayı geliştimek için neler yapılabilir diye size sormak isterim.
Şimdiki versiyonda ekranda görünen il isimlerinden sağdakileri değiştirip alltaki siyah butona bastığınızda bu yazdığınız kelimelerle yeni bir tane bulmaca oluşturabiliyor. isterseniz fla'sını (kodunu) alıp geliştirenlere atıfta bulunduğunuz sürece kendiniz de başka yerlerde kullanabilirsiniz.
Sanal sınıfta paylaştığım bir sunuyu sizinle de paylaşmak isterim. Konusu bir ppt sunumu nasıl olmalı. Umarım faydalanırsınız. Eğer yorumlarını veya eklemeleriniz varsa lütfen yorum yapın. Sunumda emeği geçenleri silmediğiniz sürece istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.