Nedir bu garibanın çektiği
Bir birey birkaç farklı kaynaktan etkin şekilde öğrenebilir,
- Çoklu ortamlardan (videolar, yazılı materyaller vs.).
- Meslektaşlarından (Anlık geribildirimler, sohbetler, iş sırası gözlemlerden vs.)
- Deneyimlerden (yaptıklarının sonuçlarından çıkarımlarından)
Bu tüm insanlar için geçerli bir durum, örnek olarak bir doktorsanız en fazla deneyiminizi iş esnasında kazandığınız bu işi iyi yapan meslektaşlarınızdan aldığınız geribildirimlerle yürüttüğünüz deneyimlerden elde edersiniz. Büyük üniversitelerde genelde daha fazla öğrenirsiniz.
Eğer bir tamirciyseniz, sanayide iyi bir ustanın yanında çok fazla öğrenirsiniz.
Bir öğretmenseniz en çok deneyimi okulda bir meslektaşınızı gözlemlerken veya öğrencilerinizden edinirsiniz. Öğretmenlik bu ülkede öğretmenken öğrenilir gibi garip hava var maalesef.
Öğrenme ortamında yaşadığınız deneyimin çeşitliliği sizin öğrenme miktarınızı direk etkiler. Sürekli aynı marka ve model bir aracı tamir ettiyseniz kısıtlı bir deneyime sahip olur, o aracın üretimden kalması durumunda sudan çıkmış balığa dönüşebilirsiniz.
Beyaz yakalı diye adlandırılan ofis çalışanları bu bakımdan daha şanslı çünkü ellerinde internet ve bilgisayarın gücü var https://www.coursera.org/ gibi siteler size yeni ve farklı ücretsiz eğitimler sunuyor. Gerçi dersi tamamlama oranları çok düşük olsa da en azından takip edebileceğiniz güvenilir (üniversitelerin hazırladığı) bir ders kaynağınız var. Mesela ben bir kaç ders alıyorum
- Öğretmenliğin ilk yılında hayatta kalmanızı sağlayacak fikir ve teknikler (Surviving Your Rookie Year of Teaching: 3 Key Ideas & High Leverage Techniques)
- Mantıksız davranışlar için başlangıç klavuzu (A Beginner's Guide to Irrational Behavior - Duke University) (Güzel bir ders bence J)
- Sanal ilk ve ortaöğretim sınıflarında yeni teknoloji ve trendler. (Emerging Trends & Technologies in the Virtual K-12 Classroom -University of California, Irvine)
Kalkıp da bir ders için Duke üniversitesine gitmek biraz zor olabilir. Sanal olarak bu imkanı sahip olmak çok keyifli bir durum. 9 Türkçe ders olduğunu söylüyor ama ben tam bulamadım.
Düşünsenize belki hiç ulaşamayacağım, kitaplarını okuduğum Davranışsal Psikoloji hocasından (“Mantıksız davranışlar için başlangıç klavuzu” nun hocası) ders alma fırsatı buluyorum.
İlk bakışta bu fırsat eşitliği gibi görünüyor, muhteşem fırsat değil mi? Varsayalım İngilizce ders alabilecek kadar İngilizce öğrenme şansını edinmiş küçük azınlıktasınız, peki ya diğerleri? Zaten iyi eğitimler aldığınızı tahmin ediyorum, bu eğitimlerin de de size bir şeyler katacağı kesin. Peki okuldan mezun olduğundan beri destek alamamış öğretmelerle açılan bilgi/teknik farkı?
Öğretmenleri bir kenara bırakalım, teknik işler yapmak zorunda kalan ve biri ona öğretmediği sürece yeni bilgilere erişimi olamayan insanları düşünelim. Beyaz yakalıların sürekli artan bilgisi karşısında TV uzmanlarından edindiği gereksiz ve sürekli birbiriyle çatışan fikirleriyle bilgi dağarcığını karıştırmış diğerleri.
Özellikle geleceğinden kuşku duyduğumuz, yüksek alım gücüne sahip olamayan öğrencilerin sınıfına giren öğretmenlerin, bu öğrencilere
- kritik düşünme yeteneğini,
- teknolojiyi kendi öğrenmesi/geleceği için nasıl kullanabileceğini
öğretmesi gerek ki bu bilgi uçurumunun önüne geçmek için bir adım atma şansı elde etsin.
Öğrencilerin zihnini açma, onlara yol gösterme noktasında ne kadar zihni zengin kaynağa (öğretmen, okul yönetimi) sahipseniz o kadar fırsatı olur bu bahtı kara gariban öğrencilerin.
İlk adım bu yolda kendini değiştirmek, gerisi gelir zaten.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...