Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
25 - 27 Aralık 2009 Sakarya İlköğretim Okulları

25 - 27 Aralık 2009 Sakarya İlköğretim Okulları

“ÖĞRETMENİN SINIRI  YOK” PROJESİ KAPSAMINDA
“25-27 ARALIK 2009” Tarihleri arasında SAKARYA İlinde
“ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN” semineri gerçekleştirilmiştir

 

BUDAKLAR İ.Ö.O - DERNEKKIRI ŞEHİT LOKMAN EKER İ.Ö.O

 

NAMIK KEMAL İ.Ö.O
BÜYÜK GAZİ İ.Ö.O
MEHMET ZORLU İ.Ö.O
BİLGİN ÖZKAYNAK İ.Ö.O
SÖĞÜTLÜ TÜRK-FRANSIZ KARDEŞLİK İ.Ö.O
OZANLAR ŞEHİT MUSTAFA ÖZEN İ.Ö.O
AHMET HASNUN TUNÇSOY
GÜNEŞLER TALAT TÖMEKÇE İ.Ö.O-KÖPRÜBAŞI İ.Ö.O
ŞEKER İ.Ö.O
LASTİK AYAKKABI "CİZLAVAT"

LASTİK AYAKKABI "CİZLAVAT"

karalastik.jpg

Lastik Ayakkabı

Okulumuz 1935 yılında köylü devlet işbirliği ile yapılmış, vadi içinde, dere kenarında, altı mahallenin ortasına kurulmuş. En yakın evin okula 25 dakikalık uzaklıkta olduğu, akşama doğru öğrenciler evlerine doğru yola çıktıklarında 3 dakika sonra ormanın içinde yalnızca seslerinin duyulduğu bir müddet sonra da derenin çağıldayan sesi, rüzgarın ağaçlara değmesi ile ağaçların kendilerine has şarkıları, çeşitli kuşların karşılıklı konuşmalarından başka sesin duyulmadığı bir yerde

Göreve yeni başlamış iki öğretmenin kendi aralarında konuşmaları. Bu çocukların lastik ayakkabıları ne çabuk yıtılıyor.

Okulun köşesinde hergün biraz daha sayısı aratan farklı renklerden giyilemez durumda olan lastik ayakkabılar birikmeye başlamıştı. Öğrencilerin bu ayakkabıları ne diye buraya getirip bıraktıklarını anlamaya çalışıyordum. Öğretmen arkadaşım, Cuma günü öğle yemeği sırasında kırılmayan ağaçlardan bazılarını okulun bahçesinin ortasına öğrencilerle birliklte taşıdı ve ağaçların yanması için uğraş vermeye başlamıştı bile bir müddet sonra ağaçlar harlı bir şekilde yanmaya başlamıştı. Büyük sınıflardan birkaç öğrenciyi diğer öğrencilerin ateşin yanına yaklaşmamaları  için görevlendirdi.

Sonra yanıma geldi. Merak edipte bir türlü soramadığın o köşede duran lastik ayakkabıların ne işe yaradığını birazdan öğreneceksin. Rifat öğretmen birden çocukların ayakkabıları tamir edeceğiz dedi. Çabukcak elbiselerimizi değişememizi söyledi daha neden diyemeden onun cevabı geldi. Bana yardım etmen gerekiyor. Bu öğrencilerin ayakkabılarını yalnız başıma tamir etmem mümkün değilde onda dedi.

Ondan gelecek yönergeleri dikkatle dinlemeye merakla yaptıklarını izlemeye başladım. Köy enstitüsü mezunu öğretmenlerin işlikte bıraktıkları  demir parçalarından uzunca olanlarını toplayıp ateşe yerleştirmemi söyledi. Köşede duran yırtık lastik ayaykabı parçalarını ateşin yanına getirdik. Çocuklar ellerinde yırtık olan lastik ayakkabıları ile  kendiliklerinden hemen sıra olmuşlardı. Rifat öğretmen, bana ayakkabı tamiri işini nasıl yaptığını izlememi söyledi. İlk ayakkabı tamirinden sonra hadi bakalım başla tamire dedi.

Ateşin kızgınlığı, demirin nar gibi kızarıklığı ile iki lastik arasından çıkan duman ile yayılan koku, sağlamlaşan o yırtık ayakkabı ve sağlam ayakkabıyı ayağına giyen çocuğun tebessümü. Orada öğrendim lastik ayakkabı tamirini başka yerlerde de gerekli olduğunda tamire devam ettim.

Şimdi mi? sanmıyorum artık lastik ayakkabı tamir edildiğini zaman hızla geçiyor değişim dedikleri herhalde bu.

Değişmem diyenler;

Hala lastik ayakkabı tamir ediyorlardır.

Sınııflarda da hala elektirkte yoktur.

Sabah ilçeye gitmek için bir gün öncesinden bir önceki köye akşamdan gitmeye devam ediyorlardır. Arabaya binebilmek için.

Belki de okullarında bilgisayar da yoktur.

Değişmeyen  o güzelim okulun bahçesinde sabahleyin kuşların ötüşleriyl

25 - 27 Aralık 2009 SAKARYA – ADAPAZARI Dernekkırı Şehit.Lokman Eker-Budaklar İO

25 - 27 Aralık 2009 SAKARYA ADAPAZARI Dernekkırı Şehit.Lokman Eker-Budaklar İO

25 - 27 Aralık 2009  SAKARYA – ADAPAZARI

DERNEKKIRI ŞEHİT LOKMAN EKER İO -BUDAKLAR İO

kucuk_100_2617.JPG kucuk_100_2619.JPG kucuk_100_2622.JPG
kucuk_100_2628.JPG kucuk_100_2629.JPG kucuk_100_2631.JPG

25 - 27 Aralık 2009 Cuma  SAKARYA – ADAPAZARI DERNEKKIRI ŞEHİT LOKMAN EKER İO -BUDAKLAR İO öğretmenleri ile oluşan hikayemiz.

GAZETE HABERİ
Flaş Flaş Flaş…

Eğlendiren ve Öğreten Seminer Sakarya’da.. Öğretmen Akademisi Vakfı tarafından düzenlenen “Öğrenen Lider Öğretmen” Semineri başarıyla sonuçlandı. Seminerde öğretmenlerimiz hem eğlendiler hem öğrendiler. Cuma günü okuldan yorgun argın çıkan öğretmenler bildik bir seminer olacak. Seminer olacağını düşünerek, seminer öncesi kaygılıydılar. Dakat ilk andan itibaren bekledikleri gibi bir durum olmadığını ifade ettiler.

Bu seminerde hem eğlendiler bildikleri şeylerin aslında ne kadar eksik olduğunu öğrendiler. Kendilerine yeni bir takım davranışlar kazandırmayı öğrenmiş oldular.

kucuk_100_2636.JPG kucuk_100_2638.JPG kucuk_100_2639.JPG
kucuk_100_2641.JPG kucuk_100_2648.JPG kucuk_100_2655.JPG

MASAL

Öğretmenin Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Ziya ve Burcu Öğretmen”Öğretmenin sınırı olmadığını” göstermek için “Şehit Lokman Eker İlköğretim Okuluna gelmişler. Ve bir sürü öğretmeni toplayıp öğrenciliğe dönüştürmüşler. Çocuklar gibi oyun o

KARDAN ADAM

KARDAN ADAM

KRDN-KCK.bmp"Cumartesi, 19 Aralık 2009 İstanbul'a yılın ilk karı yağdı."

KARDAN ADAM

Çocukluğumda her kar yağdığında ahşap evimizin sofa kısmının sokağa bakan penceresine küçücük kardan adam bazen  kardan kadın yapılıp konduğunu. Karşı komşumuz  Salih Abinin camımıza attığı minik taşlarla farkına varırdık. Abim, ablam ve benim cama çıktığımızı görünce, pencerinin altına saklanır. Kardan adam veya kadının başını içine özenle yerleştirdiği tahta çubuğu sağa sola hareket ettirir. Abimin, ablamın ve benim isimlerimizi tek tek söyleyip,  konuşmaya başlardı.  Bizler de kardan adama cevap verirdik. Ne zaman ki Salih Abim kendini gösterir o zaman sihir bozulurdu. Penceredeki karadan adama birşey olmasın diye saatlerce pencereden ona bakardım. Bazı akşamlar abime, abi kardan adamı içeri alalım üşümesin derdim. Abim o üşümez merak etme derdi. Ertesi sabah kalktığımda güneş olabildiğince yüzünü göstermiş olur. Penceredeki küçücük kardan adam yavaş yavaş erimeye başlar en sonunda pencerenin kenarında geriye kafasını oynatan çubuk kalırdı.

***

O sabah kalktığımda her yer karla kaplıydı. Öğrenciler okulun bahçesinde kartoplarını yuvarlamaya başlamışlardı. Çocukluk günlerim ve Salih Abimin yaptığı küçücük kardan adamlar aklıma geldi. Çocuklara haydi birlikte konuşan kardan adam yapalım dedim. Öğrencilerimin hepsi bir ağızdan, öğretmenim, kardan adam kocaman olsun dediler.

Kocaman kardan adamın başının oynaması için gerekli düzeneği hazırladım. Birlikte kocaman kardan adamı yapmaya başladık. Vücudu ortaya çıkınca hep birlikte süslemeye başladık. Kardan adamımızın ağzı, burnu, gözleri, şapkası, fırçası, atkısı tamam olmuştu. Kardan adamı sırayla içimizden geldiği gibi konuşturduk. Ders bitiminden sonra çocuklar neşe ve mutluluk içinde evlerine giderken okulun bahçesinde bıraktıkları karadan adama iyi akşamlar dilemiyi unutmadılar.

Uzunca bir zaman kocaman kardan adam bizimle birlikte kaldı. Yağmurlu bir gecenin sabahında, derse başalmadan; öğrencilerim, kardan adamın yolculuğa çıktığını söylediler.

 Salih Abi, Teşekkür ederim. Işığın bol olsun.

OKUL KİMİN?

OKUL KİMİN?

Kyokulu.jpgOKUL KİMİN?
 
Öğretmenliğimin ilk yıllarında rotasyona tabi olan öğretmenlerden olduğum için belirli bir süre sonra yeni görev yerim en kısa zamanda tarafıma tebliğ edilirdi.
Tebliğ, tebellüğ işlemi ilköğretim müdürü tarafından yapılır. Vedalaşma sırasında da en kısa zamanda ilişiğimi kesmemi ve yeni görev yerimde de  en kısa zamanda göreve başlamam sözlü olarak tekrar tebliğ edilirdi. Göreve başlama süresi 15 gün olmasına rağmen yeni görev yerime en kısa zaman da varır.
Göreve başlama yazımı ilköğretim müdüründen alır. Yeni görev yerime nasıl ulaşacağım konusunda yardım isterdim. Müdürlükte görevli olan hizmetli yardımcı olması için yanıma verilirdi. Ilçe sokaklarında  bir aşağı, bir yukarı o köyden birini veya oraya gidecek aracı birlikte arardık. Hizmetli bulduğu şahıslara bu sizin köyün yeni öğretmeni  köye ulaşması için artık siz yardımcı olursunuz  der demez.  Öğretmenim hadi bana eyvallah der ve çekip, giderdi. Köye gidecek olanlarla tanışma işini bana bırakırdı.
Bu anda hep ilkokula başladığım gün; öğretmen “Eti senin, kemiği bizim”  sözü aklıma gelir. Domino oyununuda köye gitmek için bekleme zamanında öğrendim daha sonra matematik dersinde de araç olarak kullandım.
Köye genellikle güneş battıktan sonra varırdık. Muhtarın evine misafir olurdum . Güneş daha doğar doğmaz kalkılır kahvaltıdan sonra tüm ihtiyar heyeti ile birlikte okula gidilirdi .
Okul; ya köyün dışında harman yerinde ya da köyün mezarlığı yanındadır, tek veya iki dersliklidir.
Görev yeptığım tüm köy okullarında ilk anda dikkatimi çeken şey kapının zaten bir kilidi olmasına rağmen, demir halkalara takılı kocaman birinci asma kilit, diğeri yine demirden yapılmış yaprak kilide takılmış ikinci asma kilit. Kısacası okula girmek için üç tane kilit sıra ile açılırdı.
Her muhtara, okulun kapısında neden bu kadar kilit olduğunu sorduğumda gelen cevap hemen hemen hep aynıydı.
14 Aralık 2009 Pazartesi 09:45 7 Yorum