Atalet...
"Eylemsizlik hali-atalet" konusunda neler düşünüyorsunuz?
"Atalet, kısaca kişinin yapması gereken bir işi yapması gereken zamanda, yapması gereken yerde ve yapması gerektiği gibi yapmamasıdır. Atalet içerisindeki bir kişi, bir işi mutlaka yapması gerektiğini bilmektedir. Bunu yaparsa neler kazanacağını da bilmektedir. Yapmamakla neler kaybettiğini de bilmektedir. O işi yapmayı çok da istemektedir. Eğer yapmaya başlarsa nasıl yapabileceğini de bilmektedir. Ancak yine de yapmamaktadır! Ataletin içerisinde durağanlık, "gaflet ve delalet", erteleme eğilimleri, mazeret bulma ve tembellikten oluşan bir duygusal karışım vardır"
"Ataletin temelinde “başarısızlık korkusu” yatar. Korku sizi paralize etmiştir ve ilerlemekten alıkoymaktadır. Hiç başlayamamak ile başladığınız işi bitirememek arasındaki fark nedir ? aslında hiç fark yoktur. Her iki durumda da bir noktada takılıp kalırsınız. Her iki durumda da hiçbir yere varamazsınız. Yapmanız gereken görev ya da iş ne olursa olsun, karşısında yenik duruma düşmüşsünüzdür. Bu davranışın gerçek nedeni ise sizin gelecekle ilgili oluşturduğunuz hatalı vizyonlarınızdır. Bu işi başaramadığınızda neler olacağını düşünmek, sizi o işi bitirmekten alıkoyan davranışı doğurur... yani ataleti."
Mümin Sekman "Her şey seninle başlar" kitabında "İnsanlar ataletten neden kurtulamıyor? Birinci neden insanların çoğu atalet halinde yaşadığının farkında bile değil. İkinci neden, insanlar atalet halinde yaşamalarının nedenini kendi içlerinde değil dışlarından arıyorlar. Üçüncü neden insanlar ataleti yenmek için ihtiyaç duydukları teknik bilgiye sahip değiller." diyor.
Devamında Atalet üreten inanç ve düşüncelerden bahsediyor.
Değişmezlik inancı, "Böyle gelmiş böyle gider"
Etkisizlik inancı, "Bu işe yaramaz ki"
Gereksizlik inancı, "Yapsam ne değişecek ki"
Yararsızlık inancı, "Bunu yapmanın hiçbir faydası olmaz"
Erteleme inancı, "Bunu daha sonra yaparım"
Anlamsızlık inancı, "Bunu yapmamı istemeleri çok saçma"
Kontrolsüzlük inancı, "Bunu yapmak benim elimde değil ki"
Yetersizlik inancı, "Ben kim oluyorum, bu işi yapamam ki"
Mükemmeliyetçilik inancı, "En iyisini yapabilecek seviyeye gelinceye kadar hiçbir şey yapmamalıyım"
Başarısızlık beklentisi, "Ben bu işi yüzüme gözüme bulaştırırım"
Aslında iç seslerimizin bizi yönettiğini net bir şekilde görüyoruz. Olumlu davranışların pekiştirilmesinde olduğu gibi biraz dış ödülle başlayıp asıl içsel ödüllerle ulaşmak gibi ataletin üzerine gitmek belki biraz motivasyon, biraz dış destek, en önemlisi ise İçsel gücümüzü yani irademizi kullanmak olduğunu düşünüyorum.
Hani eğitimlerimizde kullandığımız Joseph Cornell'in sözünde dediği gibi "Duran bir arabaya yön vermek zordur, ancak araba bir kez hareket ettiğinde gitmesini istediğiniz yöne çevirmek oldukça kolaydır." Harekete geçmek çok enerji ve çaba gerektirse de bir harekete geçtikten sonra vizyonumuza ulaşmamız için büyük bir adım atmış olacağız.
Beni harekete geçiren Atalet duygusundan ve eylemsizlikten kurtardıkları için teşekkür etmek için ve hayal ettiğiniz yere ulaşabilmek için tam ve eksiksiz olduğunuzu hatırlatmak için, Bir kez daha Teşekkürler ORAV..
Esenlikler dilerim.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...