Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
BALIKESİR-Sındırgı-Cumhuriyet İ.O.Eğitimi 28.29.30 Mayıs

BALIKESİR-Sındırgı-Cumhuriyet İ.O.Eğitimi 28.29.30 Mayıs

                       

    Balıkesir Sındırgı Cumhuriyet ilköğretim Okulu öğretmenleri çok değerli hafta sonlarını bizlere ayırdı. Paylaşımları, katkıları ve yaklaşımları için teşekkür ediyoruz. Etkinlikler içerisinde kullanılan kelimeler onların o anda neler yapması nerede olması gerektiğini açıkça anlatıyordu bizlere. Hele o istasyon çalışmamızda eşinden, dışarıdaki pazardan neler alması gerektiğine kadar...

  Yağcıbedir halılarından alamasakta onların orayı tanıtıcı hediyeler sunmaları çok anlamlıydı. Teşekkürler Sındırgı

   Teşekkürler Gülay Öğretmenim, teşekkürler Bahri Öğretmenim ,teşekkürler Örav

                             

 

 

Olumlu Ders Anlatma Modeli Nasıl olmalı?

Olumlu Ders Anlatma Modeli Nasıl olmalı?

OLUMLU  DERS  ANLATMA  MODELİ  NASIL  OLMALI?

 

( Öğretmen  Nasıl  Anlatmalı ki Öğrenci Dinlesin  veya

  Öğretmenler Nasıl Dinlemeli ki  Öğrenci Konuşsun? )

            Bugün  öğretmenlerin genel görüşü

Günümüzde öğretmenlik yapmak çok zor ”  yönündedir.

            Öğretmenler öğrencilerle ilgili şu görüşlere sahipler;

- Çocuklar çok asi, çok kaba, çalışmayı bilmiyorlar.

-Çocuklar o kadar tedirgin ve güvensiz ki, dikkatlerini  veremiyorlar. Bunların üstüne öğretmenlerin yüklü müfredat programlarının ağırlığı da eklenince dayanılmaz boyutlara ulaşıyor. Üstümüzde çok fazla baskı var. Çocuklar başarısız olunca bizde mutsuz oluyoruz.

        Öğretmen     ve   öğrenci   bunca   baskı    altındayken   sınıf    içinde, öğretmenin gerçekleştirebileceği bir duygusal ortam nasıl yaratılabilir?  Bugün  okullarımızda çocuklarımızı derse adapte etmek için kullanılan; nutuk çekmek, öğüt verme, emretme gibi yöntemlerin etkili olmadığı görülmüştür.  Bu yöntemler çocuklarda tepki oluşturuyor. Onlara; kendileriyle alay edilmesiyle, aşağılanmakla eş anlamlı geliyor. Tehditler korku doğuruyor, cezalandırmak ise olumsuz duyguları pekiştiriyor.,

            Yukarıdaki yöntemler kısa dönemde etkili gözükse de, uzun dönemde özdenetim ve bağımsızlık özellikleri ketleniyor.  Sonuç olarak çocuklar daha tepkili ve kızgın oluyorlar. Adeta öğrenmeye direniyorlar.

            Peki, seçenekler neler; çocukları olumsuz duygulara itmek yerine, onlarla işbirliği yapamaz mıyız? Baskıyı azaltan öğrencileri rahatlatan, çalışmalarında sağlıklı biçimde kendilerini beğenmelerini sağlayacak yöntemler yok mu?

            Sınıfta öğretmenle öğrenciler arasında iletişimi, anlayışı ve işbirliğini geliştirmek, zorlukların üstesinden gelmek için;

       Eğitimcilerin deneyimleri ve yapılan araştırma sonuçları

  olumlu ders anlatma modelinin şu şekilde olduğunu göstermiştir.

 

         1- Çocukların Duygularını Kabul Etme

            2- Sorunu  Açıklama

            3- Aşağılamadan Bilgilendirme

            4- Seçenek Sunma

            5- Tek Sözcükle Söyleme

            6- Çocuğun Doğru Davranışlarını Görme

            7- Düşüncelerinizi

Kurallı çocuk oyunları-İlköğretim

Kurallı çocuk oyunları-İlköğretim

KURALLI OYUNLAR

a)- KOŞMACA OYUNLARI

1- Saklambaç Oyunu

Bir ebe seçilir. Ebe oyun alanının önceden belirlenmiş bir yerinde durur, yumulur. Burası ebenin kalesidir. Çocuklar saklanırlar. Ebe belirli bir sayıya kadar ( örneğin ona kadar ) sayar. Sayma işlemi bitince "Önümdeki, arkamdaki, sağımdaki, solumdaki sobe." Der, gözlerini açar, saklanan arkadaşlarını arar, bulmaya çalışır. Gördüğü arkadaşının adını söyleyerek kaleye döner, sobeler. Sobelenen çocuk yanar.

Ebe aramak için kaleden uzaklaştığında, saklanan çocuklar ortaya çıkıp, ebeden önce kaleye ulaşarak "sobe" yapmaya çalışırlar.

Bu arada, yanan ve yanmayan çocuklar ( açığa çıkmış çocuklar ), öteki arkadaşlarına yardımcı olmak için "Elma dersem çık, armut dersem çıkma." gibi sözlerle kopya verirler. Ebe kaleden uzaklaşınca "elma, elma" diye, ebe kaleye yaklaşınca "armut, armut"diye bağrışırlar.

Ebe tarafından bulunarak yanmış olan çocuklar, oyunun bitiminde, kendi aralarında sayışarak yeni bir ebe seçerler. Oyun yeni ebeyle sürer.

Bu oyunun oynanışında, isteğe göre, şöyle bir kural da uygulanabilir ; saklananlar içinden son çocuk, ebeden önce sobe yaparsa , kendinden önce sobelenmiş çocukların tümü kurtulur. Aynı ebe, yine ebe kalır, oyun yinelenir.

Ebe yumulduktan sonra, 10'a kadar sayı sayabileceği gibi bu saymayı renkleri sayma, meyveleri sayma biçiminde de yapabilir. İstenirse bu sayma, anne, baba, kardeş-ağabey, abla, teyze, dayı, hala, amca gibi aile ve akraba bireylerini sayma biçiminde de uygulanabilir.

Ebenin sayması, öğretmen hangi konuyu pekiştirmek istiyorsa, o konuya ilişkin sözcük ve kavramlarla da yapılabilir.

2- Köşe Kapmaca

Bu oyunu oynayacak çocukların sayısından bir eksik sayıda köşe saptanır. ( köşe yoksa, yere tebeşirle aynı sayıda daire çizilir.) Çocuklar sayışarak, aralarından bir ebe seçerler. Ebe ortada durur, öteki çocuklar köşelerine geçerler. Oyun başlayınca, çocuklar köşelerini ( yerlerini ebenin kapmasına olanak vermemeye çalışarak ) değiştirmeye çalışırlar. Bu değiştirme sırasında ebe başka bir köşeye geçmek üzere olan çocuğun yerini kapmaya çalışır. Kaparsa, yerini aldığı çocuk ebe olur. Oyun böylece sürer.

Köşe kapmaca oyununda, çocukların durdukları köşelere üniteye uygun adlar verilebilir. Adların belirlenmesini, öğretmen çocuklara yaptırır. Örneğin; Gün adları, mevsim adları, renk adları vb.

3- Kilitlenme Oyunu

Oyunun oynanacağı bir alan ( ya çizilerek, yada çocuklara "şuradan dışarı çıkılmayacak" denilerek ) belirlenir. Çocuklar aralarından bir ebe seçerler. Ebe kovalar, çocuklar kaçışırlar. Ebe, yaklaştığı çocuğa eliyle dokunmaya çalışır. Her çocuk ebe yaklaştığı zaman yere çömelir, iki elini başının üzerine ( parmaklarını iç içe geçirerek ) kilitler ve ağ

Ahmet şerif İzgören- Kişisel Gelişim seminerinden

Ahmet şerif İzgören- Kişisel Gelişim seminerinden

Mutluluk

Mutluluk

 Alanya'daki Seminer programımızın ikinci günündeyiz,gururluyuz,mutluyuz,umutluyuz.

Prof.Dr.Ayhan AYDIN hocamızın Konuşmasını dinlemek de çok harikaydı. :)