Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten ya da alçaltan şey kıyaslamadır. Nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir.. Ümit, uyku ve gülmek.
Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratmaz.
Öfke; elimizde tuttuğumuz kızgın bir taş gibidir, onu taşımakla ancak ve ancak kendimize zarar veririz.
Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir, boş yere üzülen ise kendi kendini soyar.
Sevgiye ve tutkuya açık bir kalp kadar dünyada değerli bir şey yoktur.
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusundur.
Suskunluğum asaletimdendir... Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bi lafa bakarım, laf mı diye... Bir de söyleyene bakarım, adam mı diye.. .
Mutlu olmak istiyorsan, kendini başkalarıyla karşılaştırma.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Sahip olduğunuz koşulları değiştirmek için, önce farklı düşünmeye başlayın.
Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeyler de kusur ve yanlışların arasında bulunur.
Kahramanlara tapınma, insan özgürlüğüne en az saygı duyulan yerlerde doruklara çıkar.
İnsanlar başaklara benzerler.İçleri boşken başları havadadır,doldukca eğilirler.
Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.
Savaş, bir para israfıdır... Hayatın kazançlarını silip süpürür.
Bir insanla göz göze gelmek için insan olmak gerekir.
Öyle büyük boş laflar vardır ki, içinde bütün bir ulus tutsak edilebilir.
Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz..
Yalnızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever, cahiller ders vermeyi tercih eder.
Düşmanınızın neden korktuğunu anlamak için, sizi ne ile korkuttuğuna bakın.
Karakteriniz, şöhretinizden önemlidir. Karakteriniz, siz ne iseniz odur... Oysa şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur.
Az gelişmiş demokrasilerde vaatler yalnızca onlara inananları bağlar, vaatleri yapanları değil. .
Bir insan hakkında, başkalarının onun için söylediklerinden çok, Onun başkaları için söylediklerinden fikir edinilebilir.. .
Maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.
Kişilikli olmak, kimse görmediği zaman da doğru olanı yapmaktır.
Hiç bir insana rastlamadım ki, onda öğrenilecek bir şey olmasın.
En sürekli aşk karşılıksız aşktır.
Mutlu olmak için ugraş vermelisiniz. Mutluluğa, iş, para ya da aşkla ulaşılmaz. Mutluluk sizinle kendiniz arasında bir meseledir.
Ne üstün zekâ, ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi.. İşte bu dehanın ta kendisidir.
İnsan, yüzü kızaran ve yüz kızartıcı işler yapan tek hayvandır.
Öfkeliyken konuş; göreceksin, hayatında yaptığına pişman olduğun en iyi konuşma olacak.
Sevip de kaybetmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir.
Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir, soluğunuz kesilir ama ufkunuz genişler.
Hükümetler ve kocalar yanıldıklarını hiç bir zaman kabul etmezler.
Güçsüzlüğünü dile getirmek, yüreği güçlü insanın işidir.
Mutluluk güzel görünmemizi sağlar, ancak güzellik her zaman mutluluk getirmez.
İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır.
Ayıbın büyüğü, aynısı sende varken başkasını ayıplamandır.
Yemine bakılıp insana inanılmaz, insana bakılıp yemine inanılır.
İnsanlar çıkarları için hakları için olduğundan daha gayretli savaşır.
Kimsenin seni üzemeyeceği kadar güçlü olduğunda ve sen kimseyi üzmeyecek kadar iyi olduğunda; mutlusun
Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu unutmazsınız.
Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka hiç bir şeyi olmayandır.
Gençliğin ruhunu, işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırganlar, dikenler yetişir.
Aynı gökte uçarlar ama kuzgunun dünyası başka, şahinin dünyası başkadır.
Mehmet'in Ali hakkında soyledikleri, Ali'den çok Mehmet'i tanımamızı sağlar.
Kahraman, çevresine ölüm yaymaz, ama ölüme meydan okur.
Dünyadaki bütün insanlar, biri dışında aynı fikirde ve o tek kişi karşı fikirde olsa, o tek kişinin iktidarı ele geçirip tüm insanları susturma hakkı ne kadar yoksa, tüm insanların o tek kişiyi susturma hakkı da aynı derecede yoktur..
Savaşı yaşlı adamlar ilan eder, genç adamlar ölür...
Kendilerine ayrı ayrı dünyalar kurmayı başarmış insanların birlikteliğinde her zaman sağlam ve dayanıklı bir yan bulunur.
İnsan önce kendiyle arkadaş olmasını bilmeli, kendine yetebilmelidir.
Hiçbir hayat kolay değildir. Her hayat kendince güçlükler taşır.
Halkın duygularını okşayarak yükselen “büyük adam” çoktur. Fakat onlar halkı asla sevmemişlerdir.
Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum, ruhunda arta kalmış barbarlık duygusundan da baskıyla soyguncularına karşı hayranlık duyar.
Bir saatliğine mutlu olmak istiyorsan içki iç Bir aylığına mutlu olmak istiyorsan evlen, Sürekli mutlu olmak istiyorsan doğayla uğraş. (Çin atasözü)
Gerektiğinde yalnız kalmasını bilmeyenlerin inanmayın beraberliklerine.
Her üçkâğıtçının sığınacağı son kale milliyetçiliktir.
Olaylara bir anlam vermesi gereken akıldır, ama akıl içgüdü karşısında hep yenik düşer ve dünya, böylece önüne geçilemez sefillikler ve pişmanlıklar silsilesini yaşar.
Kıskançlık, yeterince sevilmemiş olmaktan doğan bir korkudur.
Bütün dünya senden nefret etse, seni fena bilse de, kendi vicdanın sana hak verirken ve temize çıkarırken dostsuz kalmazsın.
Kanunlar küçük sineklerin takılıp kaldığı, büyüklerin yırtıp geçtiği bir örümcek ağıdır.
Zengin olarak yaşamak, zengin ölmekten iyidir.
Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömerler.
İnsanın hakkında konuşulmasından çok daha kötü bir şey vardır. Hakkında hiç konuşulmaması…
Ciddiyet budalalığın maskesidir.
En büyük intikam kayıtsızlıktır.
Cesur olmak başkaları size güvendiği zaman yapmanız gerekeni yapmaktır.
Olgunluğa erişmemiş kafanın özelliği bir dava uğruna seve seve can vermektir. Olgun kafanın özelliği ise bir dava uğruna seve seve yaşamaktır.
Bağımlı kalanlar, aşkın yalnızca önemsiz yanını bilirler, bağlı kalmayanlardır aşkın tragedyalarını bilenler.
Adil bir toplum, ancak tüm insanların akıllarını özgürce kullanmalarının sonucunda ortaya çıkabilir.
Gerçek utku, hayatta kalmakta değil, savaşmakta, cesaretin ödülü ise yengide değil dövüşün kendisinde yatar.
İnsanın bedenini örten ne olursa olsun duygular onu deler geçer.
İnsan, gereksinimlerini çoğaltarak mutsuzluğu yakalamış bir varlıktır.
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım..
Nefretin yarattığı güç, sevginin yarattığına yenik düşmeye mahkûmdur hep.
Elde edilemeyen şey her zaman eldekinden daha güzel görünür, insan yaşamının romantizmi de budalalığı da buradadır.
Zenginlik ve dürüstlük uyuşmaz.. Para karakteri bozar.
Bir ulusun ötekinden üstün olduğuna yalnızca ahmaklar inanır.
Aldatmak… Durmadan daha fazlasını aramak isteyen insanın içinde en son silinen bu çok ince duyguyu ifade için ne bayağı bir kelime.
İnsan bir şeyden kendisi vazgeçmişse, onu yitirmiş sayılmaz.
Yeryüzünde en alçak olanlar savunmasız kişilere vuranlardır. Onlarla yalnız karşılaştığında insanın tahmin edebileceğinden daha da korkak olurlar…insanı iğrendiren de onların bu korkaklığı işte..
Eğer senin ihtiyacından çok benim ihtiyacım olan bir şeyi bana verirsen bu hediyedir. Benden çok senin ihtiyacın olan birşeyi verirsen işte o sevgidir.
Yalnızlığa alışamıyorum, yanında olmasını istediğin birisi varken yalnızlığa alışılmaz bunu anladım.
Ne kadar yükselirsek, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürüz.
İnsan sevince nesneler daha çok anlam kazanıyor..
Hüküm sürmenin ve buyruk vermenin sarhoşluğunu bir kez tatmış olan bundan asla vazgeçemez.
Uyanık bir akıl, insanoğluna özgü ölçüleri çoktan yitirmiştir.
Sanatçıyı, komutanı, iktidardaki insanı en çok yıpratan arzu ve isteklerinin aralıksız yerine gelmesidir.
Gerçek ona layık olana söylenir.
Her büyük servetin ardında büyük bir suç yatar.
Sevgi şimdi demektir. Yalnızca şimdiki zamanın içinde sevgi bir gerçektir. Sevgi anı yaşar, ne geçmişte kaybolur ne de gecekte ifadesini bulur. Sevgiyi şimdi yaşayın.
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.
Kişisel kazanç fakirliğe giden bir yoldur.
Yaşamın anlamı, insanın çevreyle olan ilişkisiyle biçimlenir.
Doğadan uzak kalan insanın yüreği sertleşir. Doğaya yapılan saygısızlık zamanla insana saygısızlığa da yol açar.
İnsan severek tutunur yaşama.
Doğanın bütün görüngüleri harekettir ve bunların arasındaki bütün ayrılık biz insanların, bu hareti yalnızca farklı biçimlerde algılamamız olgusunda yatar.
Teoriyi bir kopya olarak, nesnel gerçekliğin yaklaşık bir kopyası olarak kabul etmek materyalizmdir.
Sevebilmek insanın verebilme gücüdür, paylaşıldığında çoğalır.
Güzellik ilk bakışta çarpıcı olabilir ama sempati sürekli etkilidir.
Severek ve acı çekerek yaşarız. Acı çekmek de, sevmek de yaşama aittir. Yalnız sevmeyi yeğlemek ve acı çekmeyi reddetmek yaşamı reddetmek anlamına gelir.
Aşırı ciddiyet kişinin özdeki yeteneksizliğini saklamak için maskedir.
Para ve mal hırsıyla yaşanlar için hayat deniz suyu içmeye benzer. İçtikçe susarlar, susadıkça içerler.
Kıskanç başkasına ateş eder kendini yaralar.
İnsan ne ise o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır. (Albert Camus)
Edepsizim ve çok mutluyum. (Ayla Özgüven- terapi gören biri)
Eğitimin son hedefi bilgi değil, irade olmalıdır.
Kolayca ikna edilen zayıf insan gerçekte ilgilerinin ne olduğu konusunda fikri olmayan biridir.
Müstehcen olan tek şey sansürdür. (Line Black)
Mutluluk, varacağımız bir istasyon değil, bir yolculuk şeklidir.
İnsan sevince uçurumun kenarında dolaşıyor, ama büyük yaşıyor sevgili…
Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur.
Güzel bir elveda, çirkin bir merhabadan daha güzeldir.
Her değişim, gelişme değildir. Tıpkı her hareketin bizi ileriye götürmediği gibi.
Sevgi özgür irade ile yapılan bir seçimdir. İki insan birbirini ancak herbiri kendi başına güçte yaşayacak olup birlikte yaşamayı seçtikleri zaman sevebilirler.
Haini ne kadar çok mahkum edersek biz de o kadar dogmatikleşiyoruz, gitgide daha az sorguluyoruz, gitgide daha totaliter oluyoruz ve sonunda hiçbir şey anlamaz hale geliyoruz.
Ölümü dışarıda bırakan bir düşünce ya da eylem, yaşamı mülk edinme uğraşına götürür.
İnsan korkuya yenildiği zaman, eyleme geçmekten ve ufkunun peşinde koşmaktan korktuğu zaman, özgürlüğünü ytirir.
İktidar ve güç peşinde koşmayanlar, bibirleriyle mücadele içinde olmayanlar, nadiren uyuşma ihtiyacı duyarlar.
Anlaşmamak suretiyle yalancılıktan kurtulur, özgürleşiriz.
Evlilik yemini, sevginin doğrulanmasından çok, özgürlükten feragat edilmesi anlamına gelir.
Bir yarış arabası gibi hayatı yaşamadan tüketmek pahasına hedeflerine varan bunca insan olduğunu görmek şaşırtıcı olduğu kadar üzücü de..
Birden fazla gerçeklik yok belki, ama gerçekliği algılamanın milyonlarca farklı ve birbirini dıştalayan yolu olduğu kesin.
İnsanın sevdiğine sahip olma tutkusu aşkın kendisinden daha baskın olmaya başladığı an, bu aşk değildir artık. Aşk yaşamdan güçlü olamaz, özgürlükten yoksun olarak da varlığını sürdüremez..
Totalitarizmin kendini yeniden üretmesi, yalnızca baskıcı güçlerin zora dayalı yöntemleriyle değil, bireylrin de sınırlı bir özgürlüğe razı olmasıyla gerçekleşir. Yaratıcılığını zorlayarak özgürlüğünü zenginleştirme çabasına girmeyen biyey var olanla yaşamayı seçer. Bu noktada düzen, bireyin onayıyla ayakta kalıyordur artır.
Özgürlük, güç merkezlerince lanse edilen şıklardan birini özgürce seçmekle sınırlı...
İktidarın en büyük korkusu muhalefet değil, ciddiye alınmamaktır.
Doğadan çıktığını söylediğimiz bilinç kuralları alışkanlıktan doğarlar.
Kendimize ininmadıkça, bireyselliğimizi vurgulamaya gücümüz yetmedikçe grupla birlikte gideriz.
Seçme ve kendimizi bir davaya adama eğilimimiz yüzünden sömürülürüz.
Seçim yapmak (bir yere ait olmak) insanı geliştirmekten, deneyim kazanmaktan, iletişim kurmaktan alıkoyar.
Taraf seçmemek, kurulu düzenin meşruluğuna bir meydan okumadır.
Kişi için de toplum için de hiçbir şeyin, gerçek gibi gösterilen bir yalandan daha ahlak bozucu olmayacağı kanısındayım..
Aşk salt insan yapısı bir şeydir, doğada aşk diye bir şey yoktur.
İktidar tanımı gereği düşmanlarını da beraberinde getiriyor…
Suskunluk, duyguların yoğunlaşmasına yol açar, insanlar arasındaki sessizlik iletişimin çoğalmasını sağlar.
Hayal gücümüzü zenginleştiren sessizliktir.
Ülkülere hizmet etmekten kaçının sonra çok kolay düzenbazların yardakçısı durumuna düşebilirsiniz.
Gürdüğü iyilikler, lutuflar karşısında duyduğu minnet, özgür yaratılışlı bir insanın rahat etmesine, yaşamın tadını çıkarmasına engel olur. Ne mutlu bir lokma için, Tanrı’dan başkasına borçlu olmayan insana..
İnanılması kolay olanı söylemek, doğruyu söylemekten daha kolaydır.
Acıma, kendilerniden yardım esirgenenlerden esirgenmeyen şeydir.
Bir duyguyu daraltmaktır çirkinlik, bir duygu yayıldıkça güzeldir oysa.
Kurbanlarla beslenen bir sürekliliktir zulüm.
Çok şey bilme akıllı olmayı göstermez. Çünkü bilgelik her şeyi çekip çeviren düşünceyi anlamaktır.
Buda’nın sekiz katlı yolu: Doğru görüş, yüksek amaç, doğru konuşma, dürüst davranış, zararsız bir geçim, iyilikte sebat, entelektüel faaliyet ve dürüst düşünce.
İnsanın kendini kalbinin arzularına terketmesi neden bir günah olsun.!
Sevgiyle sorumluluk ele ele verip mucizeler yaratırlar.
İnsanı bir bütün olarak görebilmemiz için kinden öfteden arınmamız gerek.
Şiir, heyecanla aklın dengesini içerir.
Nefret etmeyi biliyorum, çünkü sevmeyi biliyorum.
Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin, arasına bir şey koymadın mı kendi kendiği öğütür, sakatlanır.
Bazan gerçek olarak bildiğimiz, aslında daha derin bir gerçeği de maskeleyebilir.
Yalnızca, “istediğimi yaparım, istediğimi yapmam” demeyi irade sanırsan aldanırsın. Cahiller ve yarım akıllılar bunu böyle sanır. Ve irade demek olabileceği, olamıyacak olandan ayırabilmek, buna göre davranmak demektir.
Derinlemesine düşünmeyi bilmeyenler için, zafer neredeyse, hakikat da oradadır.
Ben seni sevdiğimde, sen beni sevdiğinde birbirimizin aynası oluruz ve birbirimizin aynasında yansıyarak sonsuzluğu görürüz.
Dostluk, erdemin güzelliğidir.
Ölürken nasıl yaşamış olmayı arzu edecek isen öyle yaşa. İnsana da sana davranmasını istediğin gibi davran.
Bir kişiye yapılmış haksızlık, bütün insanlığa yapılmış bir haksızlık demektir.
Aramızdaki bağlılık uzlaşma temeline dayanmamakla birlikte derin ve sevgi dolu olmalı.
Mutluluğun sırrı, bir insanın istediği işi yapmasında değil, yaptığı işi sevmesindedir.
Yoğun yaşamak, ancak “ben”den bir şeyler vermekle mümkündür.
Nesnelci olmak (yansız davranmak) ancak gözlemlediğmiz şeylere saygı duyduğumuzda olablir.
Kişi tanrılaşmaya çalıştıkça kendini öteki insanlardan soyutlar, bu soyutlama onu daha da korkak yapar, herkes onun düşmanı olur, bunların sonucunda doğan kokuya dayanabilmek için kişi gücünü, acımasızlığını ve narsizmini arttırır.
Eğitim bir çocuğa özel yeteneklerinin farkına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir.
Dünya insanlara değil, insanlar dünyaya aiittir.
Bilgili insan diplomalı olan değil, istediklerini başkasının hakkını çiğnemeden elde edendir.
Rüzgar mumu söndürür, yangını alevlendirir.
Gerçek bir söz söylemek dünyayı dönüştürmektir.
Kendini koruma sistemleri içine hapseden mal mülk edinmenin emniyet olduğunu sanan kişi kendisini tutuklu yapar.
Bilgi sahibi olmuş bir çobanın oğlu, cahil bir veliattan daha yararlıdır ulusuna.
Kadın meraklısı çapkın erkeklerin, özünde kadınları hiç sevmediklerine inanıyorum.(Duygu Asena)
Güçlü olmanın türlü yanları vardır, dürüst olmanın bir tek.
Öğüt, zamanında taze yenmemiş bir ekmeği başkasına bayat yedirme denemesidir.
Eşit olmayanlar arasında aşk olanaklı değildir.
Özgürlük, kaybedecek bir şeyi olmamanın diğer adıdır.
Nerede tören varsa orada içerik azdır.
Parasını yemesini bilmeyen zengin, hergün zühürttür. (İngiliz atasözü)
Zavallı koyun sürüsü… çobanı da o besler, çoban köpeğini de, kurdu da!
Dünyayı şiddetle dolduran gücün yarısı, ordugahlara ve saraylara harcanan servetin yarısı, insan aklını yanılgıdan kurtarmak için verilseyi; cephaneliklere ya da kalelere gerek kalmazdı.
Hoşgörüsüzlük dışında herşey hoşgörülür.
Herhalde dünyanın en kolay işi acımak, ama sadece acımak. Acıdıkça güc katarsınınz belleğinize. Acıdıkça oturur şiir yazarsınız. Oysa “anlamak” ne zor. Anlayıpta göz kapamak ne büyük suç.
Eksikliğini birisinde tamamlamak isteyen insanın bulacağı “mutluluk” değil, “bağımlılıktır”.
Kendi kendine de tatlı davranabilirsin, bu durumda en iyi dostluğunu kendinle kurabilirsin. Sadece konuklar gelecek diye değil, kendin için iyi bir şişe şarap almak gibi bir şey.
Hayatta hiçbir yere varılmaz, sadece yaşanır.
Haklı olan değil, iyi dövüşen kazanır.
Olduğumuzdan güzelmiş gibi görünme yükünü taşıyacak yerde kendimizi olduğumuz gibi göstermeye bir yerden başlamalıyız.
İnsan ömrünün birinci yarısını eşya biriktirmekle geçiriyor, ikinci yarısını da onlardan kurtulmaya çalışarak.
Sevmesi, insanın kendine yenik düşmesidir.
Zenginin okuyacak, okuyanın zengin olacak zamanı yoktur.
Ne denli az şeyiniz olursa kaygılanacak o denli az şeyiniz olur.
Dertlerinize gülmeyi öğrenirseniz, gülecek şeyleriniz hiç bitmez.
Yüreğim kimselerden ihsan dileme, bu amansız felekten aman dileme. Bil ki, derman aradıkça artar derdin. Derdinle haldaş ol, derman dileme…
Ciddi olmanın tek yolu komedidir.
Başkalarına da vermeden sahip olamayacağımız tek şey özgürlüktür.
Bir adam ülkesini çok sevdiğinden söz ediyorsa karşılığında mutlaka ödeme yapılmasını bekliyordur.
Büyük bir savaş ülkelere üç ordu bırakır: Sakatlar ordusu, yas tutanlar ordusu, hırsızlar ordusu.
Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınarak yok edilebilir. Sevgi akla boyun eğmez, zorlandığında da nefrete dönüşür.
Acıdan kaçarsanız çoşku şansını da yitirirsiniz.
Aklınızı; hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın oncak o zaman düşünebilirsiniz.
Benim kadar ileri gitmek istemeyen hiç kimsenin beni gitmekten alıkoymaya hakkı yoktur.
Yaşanan mutluluk verilen sevgiden gelir.
Rüzgar yelkensiz de olsa gene rüzgardır. Ama rüzgarsız yelken bir bezdir.
İnsan mı paraya bağlı para mı insana? Bu insana bağlı..
Yalan: Söyleyenin güçsüzlüğünden geliyorsa söyleneni utandırmalıdır. Söylenenin güçsüzlüğünden geliyorsa söyleyen utanmalıdır.
Birçok şey dostluğa bağlanabilir, ama dostluk birşeye bağlanamaz.
Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar balıkları.
Haset, kıskançlık, hırs, her çeşit açlık, bunların tümü tutkudur. Sevgi ise, zorlama olmadan sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü smutlayan bir eylemdir.
Sevginin gelişmesine yer vermeyen bir toplum gelecekte insan doğasının bu temel gereksinimini gözden kaçırdığı için yok olacaktır.
Özgür, ussal ve etkin olan insan iyi ve buna göre de mutlu olan kişidir.
Sorumluluk, insana dışardan zorla yüklenen bir ödev değil, benim sorunum olduğunu düşündüğüm bir isteğe verdiğim yanıttır.
Tembellik ve zorunlu etkinlik birbirlerinin karşıtı olmayıp, insana yaraşır işlevlerin bozulmuş olduğunun iki belirtisidir.
Kendisini çok kez “sevgi” kılığında gösteren iyiliksever, baskı kurmada da bir sadisttir. İyiliksever sadist, objesinin zengin, güçlü, başarılı olmasını istediği halde, bir tek şeye; objesinin özgür ve bağımsız hale gelmesini ve bu nedenle onun olmaktan kurtulmasını tüm gücüyle engellemeye çalışır.
Kadın olsun kitap olsun cildine inanma içine bak.
Çok zaman başarımıza dostlarımız kadar düşmanlarımız da yardım eder. Ancak ikisini de güzel seçmiş olmalıyız.
Hayat bana insanca davranışa güvenmemi öğretti.
İnsan kendini kandırmazsa, dirençli olamaz.
Yalnızca yaşamakla bulunur gerçek, bilimin tek gerçeği de yaşantıdır.
İdeolojiler insanın kılına bile dokanmamalı ve insana tahammül edebilmeli diye düşünüyrum.
Bir şeye karşı koymak onu sürdürmektir.
Kızamadığınız birini hakikatli sevemezsiniz.
İyi bir yüreğin olursa kapkara bir zenci de olsan yüzün yine sevimli olur.
Sevgisiz akıl korkunç, akılsız sevgi kötürüm.
Sevmek, kendi kendimizi büyülemektir. Kendi kendimize yaptığımız bir büyü..
Yerinde sayanlar, yürüyenleren daha fazla ayak patırtısı yaparlar.
Birinin bana bağımlı olduğunu görmek de kendi bağımlılığım kadar acı verici.
En iyi çözümler yeni problemler ortaya çıkaranlardır.
Sustuğunu bilen insan olgun insandır. Bildiğini susan değil.
Diğer konularda üretken olamayan sevgide de üretken olamaz.
Beni anlamadan benden yana olsan değeri yok, bana karşı da olsan.
Değer yargılarımız eylemlerimizi belirler.
Seçme yeteneğimiz yaşam deneylerimizle birlikte sürekli olarak değişir.
Zirveye çıkarken karşılaştığınız herkese selam verin, çünkü gene onlarla karşılaşacaksınız.
Ancak, kendi kendisine inancı olan bir kimse başkalarına verdiği sözü tütma gücüne sahiptir.
Geçmişin biçimini taklit etmek bugünün ve yarının görevlerini inkar etmektir.
Birisi çıkıp sana boyun eğmeyi teklif ediyorsa, hangi nedenle olursa olsun; ister hayranlıktan, ister sevgiden, aman dikkat et! Onda dokuz ihtimalle yalnızca sana boyun eğdirmeyi planlamaktadır. Ve bunu umduğundan çok daha kısa zamanda karşılık olarak talep edecektir. Sevgi karşılıklık esasına dayanan bir alışveriş değildir. Sevgi armağan edilmelidir ve talep edilemez.
Kendine karşı sevgi, başkalarını sevebilme yetisine sahip olanlarda görülür.
Gençek için uğraşın kabul edilmek için değil.
İnsanları kendi karar almalarına yabancılaştırmak, onları nesnelere dönüştürmektir.
Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.
Kişisel gelişmelerini değerlendirmek için başkalarının saptadığı ölçülere kendini mahkum eden insanlar, bir süre sonra bu ölçüler altında kalıp ezilmekten kurtulamazlar.
Kitap yakılan yerde insanları da yakarlar.
Özgürlük bir ayrıcalık olduğunda bütün etkisini yitirir.
Yazarın görevi kendi aklının en iyisi olduğunu anlatmak değildir. İnsana kendi aklını kullanmayı öğretmektir.
Birisine merhamet duyarak sevmek, gerçek sevgi değildir.
Bir ulusun türkülerini yapanlar Yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.
Efendiyi efendi yapan onun uşağıdır.
Hoşgörü, karşımızdakileri bizim istediğimiz biçimde değil, kendi istedikleri biçimde mutlu edebilme büyüklüğüdür.
Özgürlük, insanın yalnızca kendi istenç gücünü ortaya koyması, onu gerçekleştirmesi değildir. Özgürlük daha çok bizim başkalarının varlığını tasarlayabilme, başkasını başkası olarak kabul edebilme yeteneğimizdir. Sevgi adı verilen duygu da, bu başkalığın tanınmasıdır. Sevgi insanın kendisiyle ilgilenmesi, kendisine kapanması değil, karşısındaki kişiyi bir başka ben olarak görerek, onu gözetlemesi ve dikkat yöneltmesidir.
Hep ilerlemek, hiçbir zaman varmamak istiyorum, diyebilen kişi mutlu kişidir. İlle de varacağım, diye inat eden mutsuz.
Bilgisizin elinde kitap savunmasızdır.
İnsan kıyıda nice deneme yaparsa yapsın, suya girmeden yüzme öğrenemiyordu.
Budalalığa ve kötü niyete karşı kin duyarak çileden çıktım. Gerçeğe ve adalete öylesine susadım ki, sade ve sessiz bir kişiyi ölümü göze alacak duruma getiren o yüce ruh eylemlerini iyice anladım.
İnsan ancak söylediklerinin sorumluluğunu yüklenecek durumda olunca konuşmalı.
Erdem sahibi olan kişi, sevdiğinin önünde kendini olduğundan büyük gösterme çabasına düşmez.
Seçmek, bir yere ait olmak demektir… Ait olmak yüzünden kendi portremizi yapma yeteneğimizi yitiririz.
Seçmekle, kendimizi haklı gören, başkalarını mahkûm eden insanlar haline geliyoruz.
Güvenilecek ya da güvenilmeyecek insan yalnızca eylemleriyle değil, aynı zamanda eğilimleriyle kendini belli eder.
İyi ve doğru tüm irsanlar için benzer şeylerdir, oysa hoş kişilere göre değişir.
Aşırı arzulamak insan gibi değil çocuk gibi davranmaktır. Yersiz hazlar tiksinti uyandırır.
Bir şeyi şiddetle arzulamak ruhunu başka şeyler için kör etmektir.
Arzu aşırıya kaçmadan güzeli izlediğinde kendini doğrular. Ustan yoksun insanlar için yönetilmek yönetmekten daha iyidir.
Kendilerine ayrı ayrı dünyalar kurmayı başarmış insanların birlikteliğinde her zaman sağlam ve dayanıklı bir yan bulunur.
İnsan önce kendiyle arkadaş olmasını bilmeli, kendine yetebilmelidir.
Hiçbir hayat kolay değildir. Her hayat kendince güçlükler taşır.
Sevdiğin Kadar Sevilirsin
|
Bak... Bil ki domuzların önüne inciler serilmez. Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez. Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da. Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma...”Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi
Başarı istediğini elde etmek, mutluluk ise elde ettiğini sevmektir.
Karşılaştığımız her insan gülümsememizi hak ediyordur.
Bildiklerimizi zannettiklerimiz, öğrenebileceklerimizin önündeki en büyük engeldir.
• Isterseniz yanlıs düşünün, ama her durumda kendi kafanızla düsünün. (Doris Lessing)
• Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsın. (Confucius)
• Insanların mutlulukları yada mutsuzlukları,talihin olduğu kadar Kendi karakterlerinin de eseridir.!! (La Rochefoucauld)
• Mutlu olduğunuz zaman, size bu mutluluğu veren faziletleri sonradan kaybetmeyiniz! (A.Maurois)
• Mal kaybeden, bir şey kaybetmistir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmistir. (Goethe)
• Herşeyi bildiğini sanma! gerçekte çok bilgili olsanda kendine Cahilim diyebilecek cesaretin olmalı. (Ivan Pavlov)
• Gül sunan bir elde daima bir miktar gül kokusu kalır. (Çin atasözü)
• Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. (Necip Fazıl Kısakürek)
• Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür. (Aristo)
• Yazı yazmayi öğrenmek, herşeyden önce düşünmeyi öğrenmektir. (Amie Suche)
• Düşmanlarınızı affedin bu bir büyüklüktür. Ama onları unutmak büyük bir aptallıktır. (J.f kennedy)
• Üç kişinin bildiğini, bütün köy biliyor demektir! (Alman atasözü)
• Kötü bir cemiyetin bozamadığı insanı, Kötü bir arkadaş bozar (La Edri)
• Şanssızlığa katlanabiliriz, çünkü disaridan gelir ve tümüyle rastlantisaldir. Oysa yasamda bizi asil yaralayan, yaptigimiz hatalara hayiflanmaktir. (Oscar Wilde)
• Iyi agaç kolay yetismez;rüzgar ne denli güçlü eserse,agaç da o denli saglam olur. (J.Willard Marriot)
• Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir. (HZ.MUHAMMED (s.a.v))
• İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler. (Montaigne
|
