Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
SEN-DE-GEL Gambia

SEN-DE-GEL Gambia

"bir hayal bulun kendiniz için küçük büyük fark etmez sadece düşleyin. sabah uyanınca yastığınızda bir kez daha düşleyin kendiniz için. hayallere dikkat edin birer birer gerçekleşirler"(alıntı:başka dünya yok-çocuk şarkıları)

2008 yılında Alanya'ya taşınırken kendime verdiğim-buradan tek bavulla gideceğim sözünü;

2010 yılında KZE eğitimi için hazırladığım "ben" posterinde yazdığım büyüyünce profesyonel gönüllü olmak hayalimi;

2011 yılında 40 yaşımda bilmediğim bir yerde bilmediğim bir iş yapmak istiyorum dileğimi;

2012 yılında "meslektaş koçluğu" eğitiminde uluslararası bir proje içinde yer almak için atacağım eylem adımlarımı gerçeğe çeviriyorum ve

SEN-DE-GEL( sen-de-gel-org.blogspot.com) derneğinin devam eden bir projesinde gönüllü çalışmak üzere dört aylığına Gambiya'ya gidiyorum.

Bu kararı almamı kolaylaştıran, hayalimi destekleyen ve SEN-DE-GEL derneği ile tanışmamı sağlayan ÖRAV ailesine binlerce teşekkür ediyorum.

bu aralar sözcükleri toparlamak bavulumu toplamaktan daha zor...

başlıksız

başlıksız

ailesi/yaşamı hakkında olumsuz sözcüklerini facebook üzerinden paylaşan bir kız çocuğu, kızgınlığını youtube üzerinden özel çekimle gösteren baba, sekiz kurşun, bir bilgisayar...

şiddetin tarihi yeniden yazılıyor...

iletişimin boyutsuzluğu ürküyor...

habere yapılan yorumlardan bazıları pedagojinin ve etik/değerler/ahlakın sınırlarını zorluyor...

nasıl yorumlamam neyi sorgulamam gerektiğini inanın bilemedim..sahte bir haber olmasını diliyorum...

http://digitallife.today.msnbc.msn.com/_news/2012/02/10/10373426-dad-punishes-facebook-post-with-8-bullets-to-daughters-laptop

KİTAP ÖNERİSİ

KİTAP ÖNERİSİ

Okul Sıkıntısı, Daniel Pennac, çev. Barış Behramoğlu, Can yayınları, 2011.

(arka kapak)"Okul Sıkıntısı, tembel bir öğrenci olan Daniel Pennac'ın kendi deneyimlerinden ve yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldığı otobiyografik bir roman. Günümüz Fransız edebiyatının en başarılı kalemlerinden biri olan Pennac, okulu, bir öğrencinin, hem kötü de kötü bir öğrencinin bakış açısından ele alarak yeniden yorumluyor, başarısızlığın yarattığı hüsran duygusunun, "anlamamanın acısı"nın kırıklarla dolu karnelerin ve üzgün anne babaların kıskacındaki bu evreni son derece sıcak ve mizah dolu bir yaklaşımla aktarıyor. Eğitim ve okullar konusundaki yaklaşımlarıyla bilindik tabuları yıkan Okul Sıkıntısı, Fransa'da Renaudot Ödülü'nü aldı."

(Kitaptan) "...Nefret ede ede bu kötü teselliye sığınıyordum:Bizler gelip gidiyoruz, öğretmenler kalıyor...Tembeller sözcüklerle beslenirler...Birbiri ardına değişen sınıfların önünde dönüp dolaşıp aynı şeyleri tekrarlamanın, gündelik ödev yükü altında ezilmenin, öğretmenlerin mesleği terk etmeye karar verirken ilk olarak tekdüzeliği öne sürdüklerini bilmezdim...Öğretmenlerinde gelecekten endişe duyduklarını bilmezdim...Öğretmenlerin kafalarının da gelecekle tıka basa dolu olduğunu bilmezdim. Onları sadece benim geleceğimi yasaklamakla görevli insanlar zannederdim.."

"...'Kötü öğrencilerimiz' (bir şey olamayacakları konusunda adı çıkmıştır) okula asla yalnız gelmez. Sınıfa giren bir soğandır: birkaç kattan oluşan hüzün, korku, endişe, içerleme, kızgınlık, yerine getirilememiş istekler, öfkeli vazgeçişler, hepsi de utanılacak geçmişten, tehditle bugünden, faturası peşin kesilmiş gelecekten oluşan kabuklar. Bakın, kabuk kabuk bedenleri ve sırt çantalarında aileleriyle geliyorlar işte. Ders, sırtlarındaki yük yere bırakıldığında ve soğanın kabukları soyulduğunda başlayabilir ancak...."

(semadan) Farklı ve çarpıcı; öğrenci, öğretmen, ebeveyn cephesinden yapılan tahliller gerçekten çok güzel ifade edilmiş, aynı anda farklı aynalardan kendini okumak gibi.. İYİ OKUMALAR....

Hayat Bilgisi dersi etkinlik önerileri-5

Hayat Bilgisi dersi etkinlik önerileri-5

C3 .1 Önceki yıllarda tek başına yapamadığı halde şimdi yapabildiği davranışları ayırt eder ve zaman içinde ortaya çıkan bu değişimin nedenlerini açıklar.

  • Öğretmen, kendi albümünden fotoğraflarıyla bir poster hazırlar. Sınıfa asar. Her resmin yanında/üstünde, 1 yaşındayım henüz konuşamıyorum ama tek başıma yürüyorum, 6 yaşımdayım tek başıma evde kalamıyorum ama ayakkabılarımı bağlayabiliyorum vb, çalışmaya ipucu olabilecek açıklamalarda/yorumlarda bulunur. Daha sonra kendi posterlerini oluşturmaları istenir.

Sınıfın farklı yerlerine farklı yaş gruplarını temsilen kağıtlar asılır. Öğrencilerin o yaşta hatırladıkları kadarıyla yapabildikleri/yapamadıklarını yazmaları istenir.

5 yıl sonraki kendilerine mektup yazmaları istenir. Eğer mümkünse bu mektuplar gerçekten de sonra öğrencilere postalanabilir ya da postaneye gezi düzenlenerek kendileri mektuplarını gönderebilir.

Ya da daha kısa bir hedefle okul sonuna kadar kendi başlarına yapabilecekleri hedef davranış bulmaları onu resimlemeleri ya da yazıya dökmeleri istenir. Özel bir kutuda yazılar biriktirilir. Kutunun ağzı sıkıca bantlanır. Okulun son günü-karne günü açılacağı belirtilir.

  • Bu yaşlarında tek başlarına yapmayı hayal ettikleri şey nedir, sorulur? Neden yapamayacakları/yapamadıkları konuşulur? Bu yaşınızda araba kullanabilir misiniz, tek başınıza gazete almaya gidebilir misiniz, evet ya da hayırları gerektiren nedenler tartışılabilir.
  • Anne- babalarının kıyafetleriyle okula gelmeleri istenir. Onların dilinden “benim çocuğum maşallah 9 yaşında şunları şunları yapıyor onunla gurur duyuyorum. 5 yaşında şunları yapamazdı ancak 10 yaşına gelince de bunları bunları yapacak” tarzında cümleler kurmaları istenir..:)

C3.2 Kendisinin ve arkadaşlarının duygularındaki değişimin yüzlerine ve bedenlerine nasıl yansıdığını fark eder.

  • Meyve sepeti oyunu uyarlanabilir. Duygu yağmuru (üzgün,mutlu, endişeli, şaşkın vb.) Her öğrenciye/gruba bir duygu verilerek materyal öğrenciler tarafından hazırlanmalıdır.
  • Yer değiştir oyunu uyarlanabilir. Sınıf çember olur. Sınavdan 5 alınca sevinenler yer değiştirsin, kalemini kaybedince üzülenler yer değiştirsin, köpekten korkanlar yer değiştirsin vb. bir iki yönergeden sonra hangi duygu varsa onun sesiyle yer değiştirmeleri istenir. Ses çıkınca bedende kendiliğinden onu takip eder, tersi de mümkündür.
  • Müzikli heykel oyunu uyarlanabilir. Müzik her durduğunda kartta gördükleri duygunun heykeli gibi dururlar. Olanak varsa tek tek farklı duyguda fotoları çekilir daha sonra slayt gösterisi olarak izlettirilir.
  • Duygu tombalası oluşturulur. Her öğrenci sırayla bir duygu çeker. Çekilen duygu bedenle yansılanır. Fotoğraflanır. Öğrencilerin gazete ve dergilerden kesip getirdikleri tam boy fotoğraflara kendi yüzleri yapıştırılır, sergilenir. O artık başka biridir ve o kişinin yaşam hikayesi, neden o duyguda olduğuna dair hikaye ya da konuşma balonuyla düşünceleri yazdırılabilinir.
  • İkili olunur. Biri ressam diğeri model olur. Verilen/seçilen duygudaki bedenin gölgesi, yere yatmada sorun yoksa direkt kendisi tebeşirle yere çizilir. İşini bitiren ressamlar diğer resimleri inceler ve yorum yapar. Resimlerine ,duyguyu da içeren, bir isim vermeleri istenir. Öğretmen bu resmin adı ne olabilir diye de sorabilir.

 

Hayat Bilgisi dersi etkinlik örnekleri - 4

Hayat Bilgisi dersi etkinlik örnekleri - 4

KAZANIM:B.2.23

Ailesi,akrabaları ve yakın çevresinde etik değerlere ne kadar önem verildiğini gözlemleyerek,etik davranışların güven duygusunu nasıl güçlendirdiğini ve etik olmayan davranışların da güven duygusunu nasıl zedelediğini açıklar.

  • Öğretmen sınıfa elinde çeşitli renk veya türde etiketlerle girer. Her çocuğun alnına bir tane yapıştırır. Bu etiketlerin onları bir günlüğüne görünmez yapacağını söyler. Herkesin kendi planını uygulamakta özgür olduğunu belirtir. Nereye gideceksin, ne yapacaksın? (Çıtır Çıtır Felsefe, İyi Ve Kötü, Günışığı Kitaplığı, 2006)Hayal et! Sonrasındaki paylaşımlar etik olan/olmayan olarak sınıflandırılır. Görünmezlik etiketi varken yaptıklarımızı normal yaşamda yapsak ne olur, paylaşılır.

KAZANIM:B.2.24

Çevresindekilerin kabul edilemeyen önerileriyle karşılaştığında etkili reddetme davranışı sergiler.

  • Kaç farklı “hayır” diyebilirsin?

Kızgınlıkla, şaşırarak, usançla, sevgiyle, korkuyla, utanarak, üzüntülü, tehditle, kıskançlıkla, tiksinerek, dedikodu yaparcasına, birini şikayet edercesine.

  • Verilen cümlelere karşılık “hayır” deme ya da farklı tonlama “hayır”a karşılık cümleyi bulma.

Kabul etmiyorum – doğal

Öyle demedim – öfkeli

Bir şey değil başımıza iş açar – kaygılı

Yanılıyorsunuz, işin alı şu – karşı çıkarak

Sana hiç gücenir miyim? – sevecen (Mine Ergen, Sahneleme Önerileri, Papirus, 1997)

  • Evet/hayır oyunu oynama.
  • “Üzgünüm bunu şimdi yapamam. Bunu bir düşüneyim, daha sonra konuşalım.  İstediğini yapamam ama …yapabilirim. Şimdi değil ama işimi bitirdikten sonra olabilir.” Sonu bu cümleler bitecek durumları canlandırma.
  • Vakaları istasyon çalışmasıyla inceleme, birbirlerinin yanıtlarını görmeden “ne yapsın, sen ne yapardın?” sorusunu yanıtlasınlar. Farklı yanıt/çözüm bulmalı konusunda cesaretlendirme.

1.Necla’nın annesi doğum gününde hiç kimsede olmayan bir kalem almış, Necla sabahki dersten bu yana herkese kalemini gösteriyor ama kimseye dokundurtmuyor. Selin, Aysel’e teneffüste herkes dışarı çıkınca sınıfta kalmayı ve Necla’nın kalemine yakından bakmayı teklif ediyor.

2.Ozan ve Berk çok iyi iki arkadaş. Berk mutsuz çünkü ödevini yapmamış ve eğer bugün teslim etmezse bir yıldızı daha gidecek ve sınıftaki tabloda en az yıldızı olan olarak olmak istemiyor. Ozan’dan ödevini ona vermesini karşılığında harcılığından para da vereceğini söylüyor.

3.Zeynep sınıfın iri çocuklarından ve istediklerini kaba kuvvetle yapmaya/yaptırmaya alışmış. Zehra sınıfın en küçük yapılı ve sessiz kızı. Zeynep silgisini vermesi için Zehra’ya ısrar ediyor. Zehra silgisini vermek istemiyor çünkü başka silgisi yok.

4.Yusuf teneffüste sınıfta oturmak ve kitap okumak istiyor. Hasan eğer onlarla oynamazsa gruptan atacaklarını söylüyor. Yusuf için Hasan’ın grubunda olmak çok önemli çünkü hepsi çok eğlenceli arkadaşlar.

  • Hayır diyemediği durumları/anları listeleme. Ne yapmak isterdim, sorusunu yanıtlama.
  • Hayır diyorum çünkü… şiir yazma ve besteleme.

 B3 41 Ülkesini, tıpkı evi gibi bir “yuva” olarak kabul eder.

    <