Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Oyunlar gülden zincirlerdir. 10 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Oyunlar gülden zincirlerdir.

Oyunlar gülden zincirlerdir. Eğitici onlarla gençliği kendine bağlar. Fakat oyunlar aynı zamanda karakter parlatan ve cilalayan çakmak taşlarının bulunduğu akar bir sudur da!

C.H. Gotthilf Salzmnan

 

“Oyun”un; eğitimde bir yöntem veya teknik olarak gerektiği önemi (!), değeri (!) ve ciddiyeti (!) görmüyor olması düşündürücüdür. Bunun nedeni kelimenin çocukla birlikte ele alınmasından ve çocuğun düşüncesine verilen değerden de kaynaklanıyor olabilir.  

Kazanım, içerik ve süre kriterlerini düşünerek objektif bir bakış açısından kullanılan oyun tekniğe bakıldığında  ortaya çıkan tabloya birlikte bakalım. Oyun tekniğinin Bloom taksonomisinde bilme düzeyinde bir kazanım için kullanıldığına ben rastlamadım.  Çoğunlukla uygulama aşaması ve üstünde kazanımlar için kullanıldığını görürüz. Oyun her zaman uygulama aşamasında bir kazanıma ulaşılmasa da çoğunlukla farkındalık düzeyinde bir kazanıma denk gelir. Özellikle dış mekan eğitimlerinde (outdoor) ise aşama aşama farkındalıktan başlanıp uygulama, analiz, sentez, değerlendirme düzeylerine doğru merdiven misali yükseltilir. Bilgi verme aşaması ise ara sunumlarla yapılır ise etkili olur. Bu bilgi nereden geliyor? derseniz yaşanan deneyimlerden ve incelenen programlardan geliyor   

Oyuna ayrılan süreye baktığımızda eğitimin tamamı düşünüldüğünde süre alan bir yöntem / tekniktir. Dış mekanda oynanan bir oyunda sadece dışarı çıkmak ve girmek bir süre alırken, iç veya dış mekanda oyunun yönergesinin açık ve net verilmesi, oyun sürecinin tamamlanması ve sonrasında oluşan konuşma ihtiyacı bir araya geldiğinde oldukça zaman alan bir süreçtir. Eğitime katılan kişilerin ve eğitimcinin zamanının da değeri düşünüldüğünde oyun tekniğinin etkili kullanılmasının önemini ortaya koymaktadır. Zaman kullanımında yapılan en büyük hata ise oyun oynamak için ayrılan zamanın paylaşım bölümüne yansıtılmamasıdır.

İçerik açısından bakıldığında bir oyunun içinde doğrudan veya dolaylı birden fazla içeriğe hizmet eden bir yapı vardır. Örnek: Bir tanışma oyunu olan “bingo”da ( kişileri tanımlayan sorulardan oluşan bir kağıdın dağıtılması ve grubun ilgili kişiyi bulup adını kağıda yazması şeklinde özetlenebilir) bir kişi önce bitirmeye, diğeri ilk kez görev yapılan yere, bir diğeri neden bu oyunun oynandığına, başka biri bu oyunun sınıfta nasıl oynanacağına, … vs odaklanabilir. Kişilerin bu kadar fazla şeye odaklanma riskine karşı, içerikte verilmek istenen mesajı netleştirmek tekniğin zorluklarından biridir.

Kısaca ayrılan zaman, kazanımın düzeyi ve içeriğin çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda oyun tekniğinin kullanımının ne kadar hassas, ciddi ve karmaşık olduğunu gösteriyor.

Oyun oynamak ciddi bir iştir. Siz çocukların oyun oynarken yüz ifadelerine dikkat ettiniz mi? Eğlenirler, bir taraftan da dünyanın en önemli işini yapan ciddiyette bir yüz ifadeleri vardır. Çünkü o iş ciddidir. Ardaki farkı bir araştırma sonucu çok net ortaya koyuyor. Çocuklara “iş ile oyun arasında fark nedir?”  sorusunu sormuşlar, çocuklar başkası tarafından söylenen ve yapmaları beklenen şeye iş, kendi karar verip yaptıkları şeye ise oyun demişler. Düşündürücü

Oyunlar bazen merak uyandırmak veya grubun enerjisini tazelemek için kullanılabiliyor veya böyle algılanabiliyor. Oyunun bu amacı aşarak farkındalık oluşturması ve içeriğe hizmet etmesi için; hangi oyunun oynatılacağının seçilmesinden, nerede, nasıl oynatılacağı ve belki de en önemlisi bittiğinde nasıl toparlanacağının çok ince planlanması gereği ortaya çıkıyor.

Bu yazıda oyun sonrası sorular ve mantığı üzerine düşüncelere yer vereceğiz. Oyun sonrasına geçmeden önce oyunların seçimi ve zamanlaması ile ilgili kısa bir paylaşım yapmadan edemeyeceğim. Yaşanan iki olaydan yola çıkabilirim. Birincisi lise son sınıf öğrencilerine oynatılan ve gerçekten de iletişim ve ekip çalışmasına yönelik kazanımının çok güçlü olduğunu düşündüğümüz “kör düğüm”(kişilerin bir yönerge ile farklı biçimler birbirinin elini veya ellerindeki ipleri tuttuğu ve sonrasında ellerini, ipi bırakmadan ortada oluşan düğümü çözmeye çalıştığı bir oyun) oyunu. Oyun esnasında bir tepkinin cinsel taciz olarak algılanmasıdır  (bir kişi cinsel taciz olarak algılıyorsa bu cinsel tacizdir, adli tıbbın onayına ihtiyacı yoktur). Sonuç şu oldu; kazanıma ulaşılmak bir tarafa eğitimin tüm kazanımları ve grup dinamikleri zarar gördü, oyun ellerle değil iple oynansa idi bu sonuç olmayacaktı, ayrıntı olarak düşündüğümüz malzemenin bile ne kadar belirleyici olduğunu gösteren bir örnektir. İkinci olay ise “ ev sahibi kiracı”  ( iki kişinin el ele tutuşarak ev oluşturdu ve araya bir kiracı aldığı sonrasında bir ebenin verilen yönergelerle ev sahibi veya kiracı olma çabasının olduğu oyun) oyunun deneyimi yüksek bir grupta ilk iki saat içinde oynatılmasıdır. Yaşlarında etkisi ile henüz sözel temasta zorluk yaşayan bir gruba yeterli sözel, düşünsel temas sağlamadan fiziksel temas içeren bir oyun oynatıldığında sorun yaşanması kadar doğal bir şey olamaz. Sonuç; diğer günlerde oyunlara tepki gösteren ve hatta dışarıda kalan katılımcılar. Bu oyun eğitimin ikinci günü veya üçüncü günü uygulansa büyük bir ihtimalle bu sorun yaşanmayacaktı.   

Oyunun yönergesi, oynatıldığı yaş grubu, malzemesi, kazanım düzeyi, içeriği gibi birçok faktör etkinlikte etkili ise de oyun sonrası toparlama oyunun yönerge ve oynatılma süreci kadar önemlidir. Zamanın boşa harcanmadığı ve kazanıma ulaşıldığını belirleyen bu aşamadır.

Bu aşamada işimize yarayabilecek en önemli araç “debrifing” kavramı. Bu kavramla ben Düzce depreminden sonra UNICEF’in verdiği bir eğitimde tanıştım. Aslında yöntem travma sonrası stres rahatsızlıklarının ortaya çıkmaması için travma sonrasında (mümkünse en kısa sürede yapılması gereken) yaklaşık üç saat süren bir müdahale tekniği. Türkçe karşılığı “sorgulama” aslında Türkçe anlamı kavramın ilk kullanıldığı anlamı ile de uyumlu. Psikolojiye transfer edilmeden önce polis, asker veya itfaiye gibi riskli olaylarla çalışan kişilerin önemli bir olay sonrası olayın üzerinden geçtikleri ve tüm ayrıntılarını konuştukları sürece verilen isim. Sorgulama tekniği “özel bir olay sonrasında yaşananların paylaşıldığı, değerlendirildiği toplu konuşma”  olarak tanımlanabilir.

Peki, sorgulama (debriefing) tekniği ile oyunun ne ilişkisi var. 3 saate yayılan bir sorgulama tekniği sürecinin aşamaları beş dakikalık oyun sonrası paylaşımlar için de yol gösterici olabiliyor. Sorgulama tekniğinin temelde 7 aşaması var:

  1. Giriş
  2. Gerçeklik
  3. Düşünce
  4. Reaksiyon
  5. Semptom
  6. Bilgilendirme
  7. Tekrar yazma

Giriş aşaması oyun oynandıktan sonra grup ve kolaylaştırıcının temasının tekrar sağlandığı aşamadır. Bu nedenle oyundan sonra kısa bir ön sohbet oyunun adını tahmin edeniniz var mı? Oyunu beğendiniz mi? gibi çoğunlukla kapalı ve yönlendirici sorularla teması tekrar yakalamak önemlidir.

Gerçeklik aşamasında ise; “Burada ne oldu, kameraya bakıldığında ne görüldü?” “Oyunda neler yaptık?”, “Ben size bir yönerge verdim sonrasında ne oldu?” gibi açık uçlu sorularla yaşananları hatırlatmak. Bu aşamada neler düşünüldüğü veya hissedildiği değil tam olarak ne yapıldığının kısaca üzerinden geçilir. Buradaki temel mantık oyun kişilerin üç benlik durumunu özellikle çocuk benlik durumunda duyguları harekete geçirdiği için grubu rasyonel düşünceye yani yetişkine davet etmektir.

Düşünce aşamasındaoyuna katılanlarla yaşanan oyunun ne düşündürdüğü konuşulur.Bu oyun size ne düşündürdü? Neleri fark ettiniz?” gibi açık uçlu soruların yardımı ile kişilerin düşüncelerini paylaşması sağlanır. Bu aşamada yine kişileri yetişkin benlik durumuna davet ettiğimizi söyleyebiliriz.

Reaksiyon aşamasında kişilerin performansına odaklanabilir. “Siz bu duruma ne tepki verdiniz?” “…… Bey  …. yaptığında ne oldu?” gibi sorularla
kişilerin belli noktalara odaklanması bu aşamada gerçekleşiyor.

Semptom  aşaması ise genellemelerin yapılmaya başlandığı aşama. “Bu oyunu oynuyor olmak size ne kazandırdı?” “Ne fark ettiniz?” “ Bu oyundan yola çıkarak ….. için ne söyleyebiliriz? Sorularının sorulduğu ve cevaplandığı aşama.

Bilgilendirme aşamasında ise oyunla konu arasındaki bağlantı kurularak içerik ve kazanımla ilgili, uygun açıklama yapılır. Bu aşamada sınıfta bu oyunun farklı kazanımlar için nasıl uygulanabileceği bilgisi de verilebilir. 

Son olarak bence en önemli aşama Tekrar Yazma aşaması. “Tüm bu bilgiler ve paylaşımlar sonrasında bu oyunu bir daha oynuyor olsanız neyi farklı yapardınız?” ve “ Bu bilgiler paylaşımlar çerçevesinde bu bilgi ………  günü sınıfınıza gittiğinizde ne işinize yarar” sorularının cevaplandığı veya paylaşıldığı aşamadır. Kısaca oyun deyip geçmeyelim, bir düşünelim oyunun ardından neler çıkabilir.

 “Oyun insanın ilk sanatıdır.”

Jean Paul

Keyifli oyunlar

Not 1 Bu aşamaları düşünürken hep bir süreç aklıma geliyor. Hani insanlar sinema veya maçtan çıkar ve  konuşmaya başlarlar, o konuşmalara şimdi yukarıdaki aşamalar çerçevesinde bakın, farkında olmadan bu aşamalar takip edildiğini görmek beni şaşırtmıştı.

Not 2 Bu arada şunu unutmayalım oyunun kaynağı neşedir. Aşamalara dikkat edeceğim diye işin keyfini kaçırmayalım.

 

 

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...