Bilgiden Özbilgiye
Burada biz eğitimcilere düşen görev, kişileri 'zeki veya az zeki' diye ve hatta hakarete varacak sıfatlarla etiketlendirmek değildir. Bizlerin esas görevi, parmak izi kadar biricik özelliğe sahip farklı beyinleri, öğrenenleri tanımaya çalışmak ve onların bilişsel yapısına uygun öğrenme yaşantıları düzenlemektir.
Yazının tümünü okuduğumda çok şey daha da oturaklı hale geldi kafamda..
ya da;
http://websites.ekampus.orav.org.tr/saffetkaya_2/2011/12/4/29036/page.aspx
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
teşekkürler saffet hocam
Oğuz Öztürk
4.12.2011
Ben de teşekkür ederim Oğuz Hocam:)
Saffet Kaya
7.12.2011
" Türkiye'nin en iyi ilköğretim okulu ve liselerinden mezun yetişkinlerin kaçı Mondros ve Lozan Antlaşmaları'nın farkını ortaya koyarak ülkemiz için önemini tereddüt etmeden anlatabilir?"
"Bu anlatılanlar güzel de, konuları yetiştirmemiz için bu döngüyü tamamlamaya zaman yok" demek, aslında şu ifadeyle eş değerdir: "Sistem gereği ben öğrencilerimi ezberlemeye ve hafızalarını test etmeye mecburum, bunun adı öğrenme olsun ya da olmasın!"
Bu ifadeleri barındıran bu paylaşımın için teşekkürler Saffet Hocam. Sağolasın.
VEYSEL PARLAK
5.12.2011
Tanımayı tanımlamayı hatta onu görmeyi ille bir sıfatla ifade etmeli miyiz ki...
Burcu Esin İLİŞ
7.12.2011