ÇOCUK OYUNLARI
Çocuk Oyunları
Hatırlar mısınız? Çocukluğunuzu okuldan gelir gelmez. Önlük, çanta evin kapısından içeri atılır. Sokağın başındaki evin köşesinde sokaktaki tüm çocuklar toplanmaya, ardında da belirli bir sayıya ulaştığımızda, oyunlar kurmaya ve oynamaya başlardık. Oyunun en güzel yerinde, hava kararmaya başlayınca önce annelerimizin sesleri duyulurdu. “(…….) hadi akşam oldu. Çabuk eve gel.” Sözcüklerini duyduğum anlar en kızdığımız anlardı. Eve gitmemek için ne kadar dirensekte, arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz oyunlar bozulurdu. Bazılarımız da “evli evine, köylü köyüne, evi olmayan sıçan deliğine” tekerlemesini söyleyerek evlerinin yolunu tutardı.
Eğitim aralarında öğretmenlerle yaptığımız sohbetlerde, öğretmenler eğitimin eğlenceli geçtiğini kaybettikleri, unuttukları çocukluklarına gittiklerini. Oyunun eğitimdeki yerini anımsattığımızı, çocuklara ne kadar haksızlık ettiklerinden söz ediyorlardı.
Son aylarda gittiğim eğitimlerde oyunlar üzerine konuşmalar daha da fazlalaştı. Okulun ilgi çekici, eğlenceli olması, çocukların okula istekle gelmesini sağlamak istiyorsak, derslerden önce merak
uyandırmak için mutlaka oyun oynatmalıyız ki çocuklar okula gelmemek için bahane üretmesinler.
Okula isteyerek gelsinler mutlu olarak ayrılsınlar. Çocukların mutlu olmalarını oyunlarla sağlayabiliriz. Çünkü onlar daha çocuk oyunu özlüyorlar. Öğretmenler olarak onlara yeterince haksızlık yaptıklarından söz ediyorlardı. Öğretmenlerin çoğu çocuk oyunları ile ilgili kaynak sormaya başladılar.
Bazı arkadaşlarımız güncelerinde oyunlar paylaşmışlardı. Desem ki arkadaşlar elinizde kaynağı belli olan veya kendi yazdığınız, sınıf içinde ve sınıf dışında uyguladığınız çocuk oyunlarını ne ile ilişkilendirdiğinizi yazarak gönderseniz veya güncenizde paylaşırsanız, Göndermiş olduğunuz ürünleri sizin isimlerinizle birlikte, bir grup arkadaşımla bir araya getirip, Öğretmen Akademisi Vakfı adına bir çalışma yapsak. Birlikte bir şey üretmiş olsak, sizce nasıl olur?
Destekleriniz ve paylaşımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Yusuf Hocam oyunlar başka kaynaktan da olabilir mi? Biz de katılırız seçtiklerimizi göndeririz. Çok iyi bir fikir.
HAVVA DEMİRDAĞ
16.3.2011
Sevgili öğretmenim,
Neden olmasın. Sınıf içi ve dışı kaynağı ile gönderirseniz sevinirim.
Yusuf Ziya Güldere
16.3.2011
merhaba Yusuf Hocam; Çocuk oyunları deyince ben sınıfımda ders sonunda oynattığım "bilgi topu" oyunundan bahsetmek istiyorum; oyun tüm sınıfla oynanıyor küçük plastik bir topla (bazen top olmadığında bir kağıdı buruşturarak top haline getiriyorum) öğretmen topu eline alır o günkü işlenen konu ile ilgili olarak öğrendiklerinizden aklınızda kalan bir cümleyi söyleyip bir başka arkadaşınıza atacağız der,top her bir öğrenciye atıldığında söylenen cümleler ile akılda kalanları hem kendisi neleri öğretirken etkili olduğunu hemde öğrencilerin neler öğrendiğinin kontrolünü yapabilir... sevgiler
tülin kalkan
16.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Bu çalışmayı resimleyip güncende yayınlayabilir misin? çok sevinirim.
Yusuf Ziya Güldere
16.3.2011
merhaba,ilköğretim genel müd. bu konuda güzel bir kitap yayınladı,int sitesinde de var.incelemeni tavsiye ederim.selamlar
Saim Çelik
16.3.2011
Teşekkürler Dostum.
Yusuf Ziya Güldere
16.3.2011
Değerli hocam;
Yine boş durmamışsınız.Güzel bir hareket daha başlatmışsınız.Öncelikle teşekkür eder,hayırlı olmasını dilerim.
OYUNLAR İLE ÖĞRENİYORUM-ÖĞRETİYORUM son yıllarda eğitim camiasının gündeminden hiç düşmeyen bir konu.Artık çağdaş yaklaşımlar ve yeni yöntemlerin hakim olduğu sistemlerin daha etkin olduğu gerçeğinden hareketle "OYUNLAR"ın da ne kadar önemli olduğunun farkındayız.
Elimde yaklaşık 15-20 adet oyun mevcut olup bunları yeniden yapılandırdıktan sonra sizler ile paylaşmayı düşünüyorum.
Bu vesile ile sizlere ve tüm ÖRAV ailesine selam ve saygılarımı arz ediyorum.
AKİF BÜYÜKERGENE.
Akif BÜYÜKERGENE
16.3.2011
Sevgili Akif Öğretmenim,
Paylaşımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Ddaha önce internette göz attığım bir linki buldum... umarım işimize yarar...
Bezirganbaşı, Hacı Yatmaz, Pembe Nine,
Mendil Kapmaca,Ben Çarşıya Gittim Sek Sek,Yedi Kiremit, Sekiz Kuyulu Taş, Yattı Kalktı, Uçak, Cırtcak(9taş) vb....
http://www.rtukcocuk.org.tr/oyunlar.php
Sinan Dişçioğlu
17.3.2011
Harikasın Sinan hocam :) paylaşım için teşekkürler.
Çağdaş Çayırcı
17.3.2011
Yusuf hocam oyun deyince ben doğruca çocukluğuma gittim.Köyde büyüyen bir çocuk olarak oyun oynamada ve oyunlar için materyal bulmada hiç sıkıntı çekmiyorduk doğrusu ama ilk aklıma gelen beş taş oyunu,kız oyunu olarak bilindiğinden erkek çocukların hiç yanaşmadığı bizim ise saatlerce başından kalkmadığımız bir oyun.Daha böyle bir sürü oyun va aslında.ben de bunları resimlemeye çalışayım hocam tekrar görüşmek üzere.....
Baysan Banu Uzun
17.3.2011
Resimlerseniz süper olacağını düşünüyorum destekleriniz için teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Yusuf Ziya Hocam,
Gerçekten çok hoş bir çalışma olur. Süreçte her öğretmenin böyle bir kaynağa ihtiyacı var. Yorum yapan değerli öğretmen arkadaşımın bahsettiği MEB'in oyun derlemesi çok güzel olmuş.
Buna ek olarak:
2000 yılında yazılı bir kaynak arama ihtiyacı hissetmiştim.Gazi Ünv Beden Eğ ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd.Doç Dr. Muhsin HAZAR Hocayla iletişime geçip onun "Beden Eğitimi ve Sporda Oyunla Eğitim" adlı kitabını edinmiştim. Tutibay yayınları idi sanırım. Katkısı olur diye umuyorum. Teşekkürler
bulent koseoglu
17.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Kaynağın adını ve yayınevini açık olarak yazarsan sevinirim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
"Beden Eğitimi ve Sporda Oyunla Eğitim" Tutibay Yayınları
Bülent KÖSEOĞLU
21.3.2011
Merhaba,
Süper bir fikir.Ben kollarımı sıvadım bile
Sevgiyle
İlknur Durmaz
17.3.2011
Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Yusuf Hocam 2010 - MEB çocuk oyunları adlı bir kitap var. Tüm ülkedeki ilköğretim okullarına 2009 da yazılar gönderilerek oynanan oyunlar istenmişti. Derleme bu şekilde yapıldı. Farklı yapılacak her türlü çalışmaya varız. Bu güzel düşünceye katkımız neden olmasın?
VEYSEL PARLAK
17.3.2011
Katkılarınız için teşekkür ederim. Acaba görsel olarak mı hazırlasak.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Video çekimi olarak kasdediyorsunuz sanırım. Neden olmasın.
VEYSEL PARLAK
17.3.2011
Çok güzel bir çalışma olacağına eminim, ben daha önce Kayhan Hocayla bir sohbet sırasında öğrenen lider öğretmen eğitimlerinde "oyun kur" etkinliğinde ortaya çıkan oyunların da bir derlemesinin yapılıp kitap olarak çıkabileceğinden bahsetmiştim. Böylece yeni oyunlar kurgulanmış olur. Sizin fikrinizden yola çıkılarak yeni oyunlarda geliştirilebilir. Değişik oyunlar bulduğumda size göndereceğim. Şimdiden kolay gelsin.
Tolga Çakıroğlu
17.3.2011
Sevgili öğretmenim,
Düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Ziya Hocam, çok güzel bir çalışma olacak başlattığınız için teşekkürler. Güncelerde Yayınlanmış Olan kitabımdan "Güncel Çevre Sorunlarıyla İlgili Eğitsel Etkinlikler" bazı kısımları yayınladım.Onları kullanabilirsiniz diye düşünüyorum.
Öğretmenler Üretiyor Yarışmasına Sunduğum birkaç etkinlik var, süreç tamamlanınca yayınlamayı düşünüyorum.Paylaşımlı Günler...
Mehmet Duran Öznacar
17.3.2011
Sevgili öğretmenim,
Desteğin için teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Çocuk oyunları hayatın bir çekirdeğidir.Bütün insanlar orada gelişir,büyür.İnsanın en güzel en olumlu yetenekleri orada ortaya çıkar ve gelişir.Çocuğun dünyasını yansıtan en önemli araçtır.Bu nedenledir ki öğrenmenin odağıdır oyun...Harika bir proje Yusuf hocam teşekkür ederiz.
Özlem Bilge
17.3.2011
Sevgili öğretmenim,
Projeye vereceğiniz destekten dolayı teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Çocuk kendisini en güzel oyun sırasında ifade eder.Yapıcı,yaratıcı,eğlenceli o kadar çok oyun var ki.Öğretmenler odası kitaplığımızda "HER GÜNE BİR OYUN"isimli kitabımız var.Itır Arda ve Seyran Deniz in hazırladıkları ,yapı kredi yayınları,Nisan 2004
Benim sınıf içinde kullandığım dikkat ve hafıza oyunlarından biri şöyle.Öğrencilere "herkes bir hayvan ismi düşünsün lütfen."Sırayla birer hayvan ismi söyleyeceğiz.Daha önce söylenilen hayvanı söylemek yok.O yüzden dikkatle birbirimizi dinleyelim,takip edelim."yönergesi ile oyun tanıtılır.Çok zorlanan öğrenciler pas diyebilir.Aynı oyunu Karadeniz bölgesindeki şehirler gibi farklı ünite konularıyla ilişkilendirebilirsiniz.
Aynur Dönmez LÜLECİ
17.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Kaynak kitap öneriniz için teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Bu yıl mat. bölümü ve beden eğitimi bölümü ortak çalışma başlattık. Küçük sınıflarda matematik dersini spor yaparak nasıl anlatırız planlıyoruz.MAYIS başı tamamlancak gibi duruyor.Derhal paylaşıma koyabilirim.
Sevgiler
hale aydın
17.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Çalışmanızı paylaşmanızı,sabırsızlıkla bekliyorum.
Yusuf Ziya Güldere
17.3.2011
Yusuf Zİya HOcam Denizli İl Milli EĞitim Ar-Ge biriminde görev yapıyorum. Bakanlığın Çık Dışarıya Oyanayalım Projesini Mahalli bir projeye çevirdik. Uygulama yapmaya hazırlanıyoruz. projemizin basamaklarından biri de öğretmenler bildikleri çocuk oyunlarını yazacaklar ya da kendileri oyunlar üretecekler. Böylece bir oyun havuzu oluşturacağız. Havuzumuzdaki oyunları sizlerle seve seve paylaşmaya hazırız. ayrıca Muhsin HAZAR - Beden Eğitimi ve Sporda Oyunla Eğitim adlı kitapta 120 ye yakın youn var nasıl oynandığı, oyunun amacı de eğitici değeri açıklanmış durumda. Sizlerle ayrıca yıllar önce oyunlar üzerine yazmış olduğum bir yazımı paylaşmak isterim.
OYUNUN, HAREKET YOLUYLA EĞİTİMDEKİ YERİ
Çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü oyunlarla geçirmektedirler. Çocukların gelişimlerini destekleyen oyunlara fırsat verildiğinde onlarla iyi bir iletişim kurulabilir. Çocuklar doğumlarıyla birlikte getirdikleri bir zekaya sahiptirler. Bu zeka potansiyellerini belli bir noktaya getirebilmek için (özellikle okul öncesi ve 6-8 yaş çocukları) çok meraklı, çevresine ilgilidirler, gördüğü, duyduğu her şey onun için keşfedilmemiş, gizli ve ilginçtir. Büyük bir çaba ile araştırır, eline geçirdiği herhangi bir şeyi kırar, bozar, kurcalar,gördüğü her olayın nedenini, niçinini öğrenmeye çalışır. Sürekli sorular sorar, zaman zaman anne-babalar bıkabilir. Cevaplamaktan çekindiğimiz birçok sorularla karşılaşıyoruz. Çocuklar her zaman kendilerinin anlayabileceği bir dille cevaplar beklemektedirler. Çocuğunuza onun dilini tercüme ederek yaklaşmayı denediniz mi? Çocuğun dili oyundur. Evcilik oynayan bir çocuk düşünelim. Çocuğu o farkında olmadan gözlersek; çocuk ya günlük yaşamını oyuna aksettirecek ya da bazı olayları olmasını istediği şekilde oyununa yansıtacaktır. ( http://www.arsiv.biltek.tubitak.gov.tr, Bilim ve Teknik dergisinin arşivinden; Psikolog Sibel Çağlayan'ın Çocuk Eğitiminde Oyun başlıklı yazısından alınmıştır.)
Çocuklar, duygu ve düşüncelerinin oyunlarda daha rahat ifade ettiklerinden onlar için oyunlar birer eğitim aracı olarak kullanılabilir. Çocuk oyun aracılığıyla kendi dünyası ile çevre arasında bir ilişki kurar. Çevresindeki olayları algılamaya çalışır ve oyunlarına da bunları yansıtır. Çocuklar oyun ortamında farkında olmadan öğrenir, diğer çocuklarla iletişim kurar,işbirliği kavramını geliştirir. Yaratıcılıklarını kullanabilirler ve hayal güçleri zamanla gelişen bir yapıya sahip olur. Çocuklar oyun yolu ile düşünmekte ve deneyim kazanmaktadırlar. Yeteneklerinin sınırların çevrelerindeki objelerin özelliklerini deneme-yanılma yoluyla iyi kavramaktadırlar. (Hazar, 1996) Oyunlar çocukların fiziksel gelişimlerine, sosyalleşmelerine, hareket yoluyla yaşantılar edinmesine, hareket ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olur. Çocuklar birikmiş enerjilerin belli bir şekilde boşaltmak zorundadırlar. Aksi takdirde çocuk saldırgan bir kişiliğe sahip olabilir. Oyunlar sadece beden eğitimi dersinde değil diğer alanlarda da kullanılmalıdır.
Çocuklar her şeyi oyunla algılar. Bunun için onların dilini yani oyunu kullanabilme yeterliliğimiz olmalıdır. Beden eğitiminin genel tanımını yaparken,hareket etmeyi öğrenmek ve hareket yoluyla öğrenmek diye tanımlamıştık. Hareket yoluyla öğrenmek, çocukların zihinsel, sosyal,duygusal ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunmaktadır. Bunlar en çokta oyunlarda gerçekleşir. Çocuklar hareket yoluyla birçok şeyi öğrenirler. Aslında oyunlar gerçek yaşamın birer aynası gibidir.
Çocuklar; paylaşmayı, insanlar arasındaki ilişkileri, çatışmaları, anlaşmazlıkların nedenlerini ve sonuçlarını, karar vermeyi, sorun çözmeyi, çevresini anlamayı oyun içinde öğrenmektedir. Örneğin; saklambaç oynarken üzerine çıktığımız ağaç dallarını, yapraklarını, kuşları fark ederiz. Öte yandan oyunların kurallarından başlarız bir topluluk içinde yaşamanın kurallarını benimsemeye. Kısacası oynadığımız oyunlar yetişkin olmaya hazırlar bizi. (Örnek Bilim Çocuk, 1999 sayı 16 dan alınmıştır.) Oyunlar çocukların zihinsel gelişimlerine de katkıda bulunur. Zihinsel gelişim bilgi, kavrama, ve saklama ile ilgilidir. Bunlarla birlikte çocukların karar verme, düşünme, değerlendirme, yorum yapabilme yetenekleri gelişir. Tuz-buz oyununu oynatırken belirlenmiş amaçlarımız vardır.
Dikkat koordinasyonunu geliştirme, çabukluğu geliştirme vb. Çocukların verilenleri unutmamaları için yeterli bir hafızaya sahip olmaları gerekir. Tuz- buz oyunu ile bence bu faktöre hitap ediliyor. Her öğrencinin sahip olduğu bir sayısı var ve bu oyundan ayrılan öğrencinin sayısını söyleyince kurallar gereği oyun dışı kalınıyor. Oyun ilerledikçe hatırlamak zorlaştığından oyuncular değişik hatırlama yöntemleri geliştirirler. Aşure oyunu da bununla hemen hemen aynı amaçları taşıyan bir oyundur. Aşure oyunu eşli oynandığı zaman bunlara ek olarak çocuğun işbirliği kavramının gelişmesi ve sosyalleşmesi de söz konusu oluyor.
Dikkat, algı, ve düşünme işlevleri oyunun başarı ile oynanmasında rol oynar. Çocuklar oyunlarda eşitliği, demokratikliği de öğrenir. Çoğu oyunlar sayışmacalar ile başlar. Çünkü oyunlarda sıraya girmek önemlidir. İşte bu nedenle sayışmacalar eşitliği sağlamak için güzel bir başlangıçtır. Eşitliğin sağlandığı oyunda çocuk kaybetmeyi daha kolay kabullenir. Yani kazananı takdir etmeyi ve kaybetmeyi kabullenmeyi de oyunda öğrenir. Hayatın öteki alanlarında da böyle değil midir? Elbette kazanmakta vardır kaybetmek de. İşler kimi zaman istediğimiz gibi gider, kimi zaman da tam tersi olur. İster iyi gitsin ister kötü her iki durumunda bize neler hissettirebileceğini ilk olarak oyun oynarken fark etmedik mi?
Oyunlar eğlence kaynaklı olmalarından başka toplum açısından da önemli bir kültür birikimidir. Çocuk, hareket yoluyla kendi kültürünü de öğrenebilir. Örneğin;halk oyunlarında kendi kültürünü tanıma fırsatı bulur ve kültürünü korumaya, yaşatmaya çalışır. Halk oyunları ekibinde bulunan bir çocuk oynadığı yörenin özelliklerini, gelenek göreneklerini kendi çabaları ile öğrenebilir. Tabi ki halk oyunlarında bunlar öğretilmiyor. Sadece figürler,o yörenin oyunları öğretilir. Belki de biraz bahsediliyor ancak tam anlamıyla özellikler verilmiyordur. Çocuk merakı doğrultusunda hareket edip, araştırmaya yönelebilir ve o yörenin kültürünü öğrenebilir. Daha da önemlisi kendi toplumunun kültürünü öğrenmiş olur. Yani hareket yoluyla eğitim (mesela halk oyunları) çocuğu bir şeylere teşvik eder ve bu yolla öğrenme gerçekleşir. Kültür ve çocukla ilgilenen bilim adamlar, bu konuyla ilgili pek çok araştırma yapıyorlar.
Ülkemizde de Ankara Üniversitesi'ne bağlı Çocuk Kültürü Araştırma Merkezi'nde benzeri araştırmalar yapılıyor; oyun,oyuncaklar gibi çocuğun dünyasını ilgilendiren daha birçok konuyla ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar oyun dünyasının zenginliğini, geliştiriciliğini,kültür içindeki yerini ortaya koymaktadır. (Bilim Çocuk, 1999 sayı 16 sy. 21) Demek ki, çocuklar hareket yoluyla (en önemlilerinden biri oyunla) bir çok şeyi yaşamlarına katıyorlar. Sonuç olarak, evde anne-babaların okulda ise öğretmenlerin çocukların bedensel, psikomotor, zihinsel,dil,sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek için oyuna gereksinim duyulmaktadır.
Çocukların oyunla öğrendiklerinin, deneme-yanılma fırsatı verdiği için daha kalıcı olduğu bilinmektedir. Oyun, çocuğu eğlendirirken öğretmekte olduğundan bu sırada geçirilen zamanı anne-baba ve eğitimciler tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. ( http://www.gazi.edu.tr, Mesleki Eğitim Fakültesi, Mesleki Eğitim Dergileri) Oyunlar etkili birer eğitim aracı olarak kullanılabilir. Bu doğrultuda, çocuklara oyun oynayabilecekleri yeterli zaman ayrılmalı iyi bir oyun ortamı sunulmalıdır. Oyunların çocuk üzerinde bu kadar çok etkisi varken, bu konudaki çalışmaların çoğalması ve desteklenmesi gereklidir.
Sündüz YORGANCILAR
Sündüz Yorgancılar
18.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Paylaşımınız için teşekkür ederim. Oyunun çocuğun yaşamınada çıkmasının ne demek olduğunu yıllar sonra anlayacağız. Analdığımız zamanda nerede yanlış yaptık diyeceğiz? Sanırım o duruma gelmeden biraz düşünmemiz gerekiyor. Çalışmalarınızın sonuçlarını ve paylaşımınızı merekla bekliyorum. Çalışmanızda başarılar dilerim.
Yusuf Ziya Güldere
18.3.2011
Yusuf Ziya Hocam;
Aklıma hemen Tuncay Hocamın sıklıkla tekrarladığı "oyun oynayan varlık" geldi. Böyle bir çalışmanın her aşamasına seve seve hem de tüm yüreğimle görev almaya hazırım. Çevremdeki herkese de ulaşıp veri taramalarına başlıyorum. Umarım düşündüklerimizi gerçekleştirebiliriz.
Yüreğinize sağlık Yusuf Ziya Hocam, ben de oyunla öğrenmeyi severim. O kadar öğrencimiz büyüdü gitti de içimdeki çocuğu büyütemedim herhalde:)
Burcu Esin İLİŞ
18.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
İçindeki çocuk her daim yerinde dursun o sönünce zaten yaşamda sönmüş oluyor. Desteklerin için teşekkür ederim. Çocukça kal.
Yusuf Ziya Güldere
18.3.2011
Hocam ne kadar güzel ifade etmişsiniz.Harika bir fikir.Bende paylaşımda bulunmak isterim.
Mihrunisa Duran
19.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Desteğiniz için teşekkür ederim. Paylaşımlarınızı bekliyorum.
Yusuf Ziya Güldere
19.3.2011
yusuf hocam neden ekipte olmadığımı öğrenemedim? bana saha eğitimi olarak sadece 1 tanem verildi oda izleyici olarak sizler urfaya geldiğiniz dönem.şimdi soruyorum acaba iyi mi izleyemedim?konu anlatımım olmadığına göre öyle olması lazım
hasan yıldız
19.3.2011
Sevgili Öğretmenim.
Bu konuyu gurup sorumlulunla konuşmanı öneririm.
Yusuf Ziya Güldere
19.3.2011
okul bahçesine büyükçe bir üçgen çizilir, üçgenin köşelerinin her birini mutluluk köşesi, mutsuzluk köşesi ve jızgınlık köşesi biçiminde isimlendirilir.öğrencilerden bir gönüllü seçilerek ona aşağıdakilere benzer durumlardan biri verilir ve böyle durumlarda hangi duyguyu hissedecekse üçgenin o köşesine gitmesi istenir. öğrenciden köşesine gittikten sonra verilen durumu ve durumda hissedeceği duyguyu içeren bir cümleyi arkadaşlarına yüksek sesle söylemesi istenir.örneğin:"Şu anda mutluluk köşesindeyim. çünkü türkçe dersinden pekiyi almak beni mutlu ediyor" gibi. diğer gönüllü öğrencilerede yaptırılabilir.
örnek durumlar:"arkadaşınız bugün sizinle oynamak istiyor", "ayakkabınız ayağınızı sıkıyor", koridorda birisi ayağınıza bastı"....DAHA sonra öğrencilere "beşinci defadır kaleminizi kaybediyorsunuz anneniz ne hisseder", "okul bahçesinde havaya bir taş attınız ve taş birisinin başına geldi o arkadaşınız ne hisseder? öğretmeniniz ne hisseder? okul müdürü ne hisseder?"... durumlar verilerek karşılarındaki kişilerin ne hissedecekleri ilişkin grup tartışmaları yaptırılabilir. ilköğretim 1-5. sınıfları için uygun olabilir. amaç 1:öğrencilerin kendi duygularına ilişkin farkındalıklarını arttırmalarına yardımcı olmak amaç 2: öğrencilerin eylemlerinin başkalarının duygularını nasıl etkilediğini anlamalarına yardımcı olmak.
Fatma Bilgili
19.3.2011
duygusal gelişim için güzel bir oyun yaş grubuna göre duygu durumları artırılabilir. Teşekkürler
nurten tekin
20.3.2011
amaç: öğrencilerin güven duygusunun önemini kavramalarına yardımcı olmak
düzey: üçüncü sınıf ve üstü
materyal: gözleri kapamaya yarayacak herhangi bir materyal
süreç: aşağıdaki konularla tartışma başlatılır " birine güven duyduğunuz bir yaşantınızı hatırlıyor musunuz?".."birinin size güven duyduğu bir yaşantınızı hatırlıyor musunuz?" bu konularla ilgili örnekler alınır. sınıf ikişerli gruplara ayrılır. çiftlerden birinin rehber olması sağlanır diğer üyenin gözleri bağlanır. sırayla rehberlerden diğer üyeyi sesle talimatlar vererek sıraların yerlerini değiştirerek yeniden düzenlediğiniz sınıfta dolaştırmalarını isteyin.(rehber diğer üyenin koluna girebilir). gruplardaki roller değiştirdikten sonra süreci tekrar edilir.sonrasında şu sorularla grup etkileşimi sağlanır. " brinin sorumluluğunu almak sizde nasıl bir duygu yarattı?", "biri tarafından rehberlik edilmek sizde nasıl bir duygu yarattı?", " rehberinize duyduğunuz güven, yürüyüşün başından sonuna kadar aynı mıydı?"...
Fatma Bilgili
19.3.2011
yusuf hocam projenizi gönülden destekliyorum. bende bir kitap önermek istedim."Örnek Grup Rehberliği Etkinlikleri" Serdar ERKAN PegemA Yayıncılık. Umarım işinize yarar...
Fatma Bilgili
19.3.2011
Sevgili Fatma Öğretmenim,
Desteğin ve önerilerin için teşekkür ederim...
Yusuf Ziya Güldere
21.3.2011
öğretmenim öğrenci günlükleri ile ilgili istediklerinizi paylaştım güncemde.saygılarımla
Volkan Erdoğan
21.3.2011
Sevgili Öğretmenim,
Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Yusuf Ziya Güldere
21.3.2011
Sevgili Yusuf Hocam
Fikriniz çok güzel.Bende öğretmenlik yaptığım dönemde uyguladığım birkaç oyunu paylaşmak istiyorum.
Süpriz Yumurta:Kenar semtte çalıştığım için çocukların öyle her istediğini alma lüksü yoktu. İlk veli toplantısında velilerime "bugün çocuklarınıza bir güzellik yapın onlara süpriz yumurta alın.Çikolatasını yesinler, oyuncağını oynasınlar yumurtasınıda bana getirsinler" dedim.Kartona doğru ve imla hatası olan cümleler yazdım.Doğru cümleleri kelimele kelime kesip her cümleyi bir yumurtanın içine koydum.İmla hatası olan cümleleride farklı renktekiyumurtaların içine yerleştirdim.Yumurtalarıda iki ayrı kutuya koydum.Son derste çocuklarla yumurta etkinliği yapardık.Herkes Bir yumurta çeker içini açar ve içinden çıkan kelimelerle cümle oluşturarak defterlerine yazardı.Ya da yumurtadan çıkan cümlenin imla hatalarını düzelterek deftere yazardı.Bu işi yaparken son derece keyif alırlardı.Bu etkinlik her derse de uygulanabilir.
Nida Bektaşoğlu
22.3.2011
Sevgili Yusuf Hocam
Bu da matematik dersinde uyguladığım bir yöntem.Bunun için bir yaz boyunca dondurma çubuklarını biriktirdim.Üzerine asetatlı kalemle matematik işlemleri yazdım.Sonucu veya her hangi bir sayıyı boş bırakıyordum(27+ ? =59 , ? * 8 =56 ).Biz buna çöp çekme oyunu diyorduk.Her öğrenci bir tane çöp çekerek zihinden veya deftere yazılı olarak işlemdeki verilmeyeni buluyordu.Bunu da zevkle yapıyorlardı.Tüm derslere uygulanabilecek bir yöntemdir.
Nida Bektaşoğlu
22.3.2011
Sevgili Yusuf Hocam
Bu etkinlik içinde marketlerin mağzaların kapısında 2 lira atarak alınan içinde oyuncak olan mika topları kullanıyordum. Toplun içine eş anlamlı ve zıt anlamlı kelimeleri kartona yazıp atıyordum. Sonra "tombala tombala" diye topu sallayarak öğrencilere birer kelime çektiriyordum.Çektikleri kelimenin eş anlamlısını veya kelimeye göre zıt anlamlısını söylüyorlardı. Başka bir topta eş sesli kelimeler bulunuyordu. Burdan çektikleri kelimelerinde çeşitli anlamlarını söylüyorlardı.Bu da birçok derse uyarlanabilecek bir etkinliktir.
Yusuf hocam ben bu etkinlikleri genelde son derslerde veya sıkıldıkları zamanlarda uygulardım.Çocuklara şimdi ne oynayalım diye sorardım.Kimi süpriz yumurta kimi çöp çekme kimi tombala diye sevinçle bağırırdı.Yaptığımız etkinlikler onların gözünde tamamen oyundu.Ben bu çalışmaları sıradan bir şekilde tahtaya yazıp hadi yapın bakalım desem eminim çoğu ilgilenmiyecekti bile.Ama bu şekilde oyun oynarken birçok alıştırma yapabiliyorduk.Atık malzemeleri kullanarak yaptığımız bir de akıllı ağacımız vardı.Onu da bir ara paylaşırız işallah.
Nida Bektaşoğlu
22.3.2011