Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
beni kimse anlamıyor 0 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

beni kimse anlamıyor

BENİ KİMSE ANLAMIYOR



Avazı çıktığı kadar bağırıyordu Ali, Aslı, Ayşe,Doğa, Turan, Okan ve diğerleri farklı farklı şehirlerde farklı farklı evlerde “Beni Kimse Anlamıyor. Bazen bir hayal dünyasında yaşıyor gibiyim. Hangisi gerçek hangisi hayal anlamıyorum. Karanlık bir dünyada gibiyim. İşte burada sizlere ihtiyacım var. Annem, babam, öğretmenim, arkadaşlarım neredesiniz? Ben buradayım! Bir el uzatsanız çok kolay çıkacağım bu derin kuyudan, yardım etseniz de etmeseniz de çıkacağım buradan. Belki zor olacak belki çok yorulacağım belki huzur bulamayacağım fakat ben kendimi tanıyorum. İnanın çıkabilirim buradan.

Arkadaşlarım!
Benim suçum ne? Siz sürünürken ben yürüyordum. Siz “baba” derken ben konuşuyordum. Siz renkleri öğrenirken ben okuyordum. Benim suçum ne? Şimdi de değişen bir şey yok her şey aynı…
Ya ben yavaşlayacağım veya siz hızlanın ya da beni benim gibilerle bir araya getirin. Belki garip geliyorum size belki normal değilim, sizden bir adım önde olmak benim suçum değil. Aslında ben kendimi seviyorum. Fakat bencil olmakta istemiyorum.
Biraz sabırsızım ama elimde değil sınıfta bildiğim şeylerin anlatılması emme basma tulumba gibi anlatılanların tekrarlatılması bana acı veriyor.
Evet! Bazen çekilmez oluyorum, meydan okuyorum; fakat elimde değil meydan okumayı seviyorum.
Geçen kış kızakla kaydığınızda devamlı düştüğünüzü izlemiştim. Sizin düşüp canınızın acıması beni çok üzmüştü. Ağırlık ve yerçekimi araştırdım, düşmenizin nedenlerini öğrendim. Size anlatmaya çalıştım. Çok fazla öne eğilmeyin, ağırlık merkezinizi koruyun dedim. Fakat anlamadınız. Neden ? O günden sonra bana ”ağırlık” diye lakap taktınız.
Bazen kendimi köşeye itilmiş gibi hissediyorum. Yaşıtlarımla gezmekten hoşlanmıyorum, bana ne yaptığınızın farkında mısınız?
Beni ancak benim gibiler anlıyor, siz de anlayın benim farkıma varın. Ben buradayım, ben kendimi tanıyorum. Ben sizin dünyaya nasıl baktığınızı sizin pencerenizden görebiliyorum. Benim size güvendiğim kadar siz de bana güvenin istiyorum. Farklı düşünce ve fikirlere saygı gösterin,”saçma sapan” demeyin, beni başka birisi olmaya zorlamayın, ya olduğunuz gibi görünün yada göründüğünüz gibi olun. Ben sizin problemlerinizle ilgileniyorum, sizde beni dikkate alın istiyorum. Ben sizi seviyorum. Sizde beni sevin bekliyorum.

Öğretmenim!
Evet! Biliyorum! Bazen ev ödevlerimi unutuyorum ama elimde değil belgesel seyretmeyi daha çok seviyorum. Belki çok garip biliyorum. Arkadaşlarım 5x5=25 ile uğraşırken benim zihnimde bir sorunlar yumağı var. Benim zihnimde savaşlar, su sıkıntısı, küresel ısınma, buzullar, uzay, ışınlanma ve icatlar var.
Aynı sırayı paylaştığım Ayşe’nin canının yanması benimde canımı yakıyor. Bir gün kalbimin taşlaşmasını, insanlığın iyiliğini düşünen çalışmalar yapamayacak kadar çirkinleşmiş bir duruma gelmeyi istemiyorum. Öğretmenim biliyor musunuz? Karşı balkondaki teyze her sabah uzaklara bakıyor. Biliyor musunuz? Ben o teyzeyle görüştüm. O teyze her sabah şehit olan oğlunun yolunu gözlüyor.
Bunların hepsini düşünüyorum fakat ben bir çocuğum benim de sevgiye ihtiyacım var. Biraz ilgi, biraz sabır ve bir aferin istiyorum. Beni görmezden gelip yaramazlık yaptığımı söyleyip arka sıralara göndermek çözüm mü sizce? Sus dediğinizde sizin anladığınız anlamda susuyorum. Fakat zihnimde fırtınalar ve tsunamiler oluşuyor. Bana sesinizi yükseltip bağırmalarınıza da kızmıyorum aslında. Sizin yaptığınızın kolay yolu seçmek olduğunu biliyorum. Belki yersiz ve zamansız espriler yapıyorum ve bana kızıyorsunuz. Fakat ben deney yapmak ve uygulamak istiyorum. Kütle kütle diyorsunuz. Arkadaşlarım adına çok üzülüyorum. Onların uygulayarak daha iyi öğreneceklerini biliyorum. Hani kütleyi anlatırken sınıfı bir manava çevirsek, evden elma ve portakallar getirsek. Sınıfta alışveriş yapıp kütle ve alışverişi öğrensek daha iyi olmaz mıydı? Siz kütleyi anlatırken ben bunları hayal ediyorum ve ne güzel olurdu diyorum. Hayali bile beni eğlendiriyor biliyor musunuz? Belki bunlar size gereğinden fazla kural dışı gelebilir. Belki bunları sınıfta söylesem otoriteniz sarsılabilir. Ben sadece gülüyorum öğretmenim. Lütfen kızmayın.
Öğretmenim inanın sizi çok seviyorum; ama biliyor musunuz? Geçen pazartesi dersi dinlemiyorum diye bana kızdığınızda ben sınıfta bir sineğin 1 dakikada kanadını kaç defa çırptığını hesaplamaya çalışıyordum.
Biliyorum bazen çok gürültü yapıyorum; fakat her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılıyorum. Kendimi zincire vurulmuş gibi hissediyorum. İşte bu zincirleri kırıp özgürlüğüme kavuştuğumda bütün sınıfın bana güldüğünü görüyorum. Ama ben dersinizi bölmek istemiyorum.
Aslında sizinle bir anlaşma yapabiliriz. Söylemek istemiyorum çünkü yine güleceksiniz biliyorum.
Bir de biliyor musunuz? Çok soru soruyorum diye bana kızıyorsunuz. Ben bu soruların cevaplarını bilmediğinizi biliyorum. Fakat ben sizi çok seviyorum. Siz de bunları çalışarak öğrenin istiyorum.

Canım Annem!
Anneciğim itiraf ediyorum. Geçenlerde evden çok kötü kokular gelmişti. Merak edip çok aramıştın. Bitkileri merak etmiştim. Acaba çay, süt, gazoz ve su içerinde tohumları çimlendirebilir miydim? Sen kızarsın diye gündüzleri sen işteyken balkona çıkarıyor, sen gelmeden önce yatağımın altına saklıyordum. Evet anne kokmaya başlamışlar, unutmuşum. Fakat öğrendim anneciğim. Merak ettim anneciğim. Sen hiç merak etmedin mi? Yıldızlar nereye giderler? Ağaçlar bizi duyar mı? Neden savaşlar devam ediyor? Ben bunları merak ediyorum. Biliyorum bazılarının cevaplarını sen de bilmiyorsun. Stegosaraurus lar nerede anne, brontosaurus’lara ne oldu?

Ben resim yapmak istiyorum. Biliyorum her yeri kirletiyorum fakat biliyor musun? Attığım her fırçada çok rahatlıyorum. Belki çizdiğim hayvanlar size tuhaf gelebilir belki çizdiğim resimlerden bir anlam çıkaramayabilirsiniz. Fakat bir bilseniz o resimlerde neler anlatmak istiyorum.
Bazen hırçın oluyorum. Fakat katı kurallardan hoşlanmıyorum. Ben senin kollarında kendimi rahat hissediyorum. Zaman anlayışınızı değiştirmek istiyorum. Söylesem belki gülersiniz söylemiyorum. Belki annelerin çocuklarına zaman ayırdıkları bir takvim yapabiliriz. Ben ne olmak istiyorum, siz ne yapmamı istiyorsunuz. Annem ben NBA de oynamak isterken, siz doktor olmamı istiyorsunuz. Evet olabilirim, evet problem çözmeyi, deney yapmayı seviyorum. Fakat ben doktor olmak istemiyorum.
Anneciğim hani çarkı felek seyrederken kendi kendime okumaya başladığımda da benim farkıma varmadın? Benim duygularım, hayallerim, gerçeklerim çok hassas. İçimde sürekli beni kemiren bir şeyler var. Daha iyisi daha daha iyisini yapmam gerekiyor. Yapmam gereken daha çok şey var. Bazen sahip olduklarımın farkına varmaman beni çok üzüyor. Başarılı olduğumda beni reklam etmen, başarılı olmam için sürekli telkinlerde bulunman beni çok sıkıyor. İnan çok sevdiğim şeyleri bile yapmak istemiyorum.
Sürekli yeni şeyler öğrenme isteğime engel olamıyorum. Annem ben çok karmakarışık duygular yaşıyorum. Bazen problemler havuzunda can yeleğine ihtiyaç duyuyorum. Anneciğim seni istiyorum.


Babacığım!
Benim için sorun olan şeylerin sizin için sorun olmaması inanın benim için de sorun değil. Fakat ben kabıma sığmıyorum. Babacığım saat 10.00 da uyu diyorsun. Işıklar kapalı fakat ben saatlerce düşünüyorum. Yorganın altında el feneri ile kitap okuyorum. Neden bunu yapacaksın diyorsun ben bunları yapmak zorunda mıyım?
Fikirlerime, hayallerime, farklılığıma saygı gösterin istiyorum. Beni kalıplar içerisine koymayın lütfen çünkü ben bir makine değilim.
Koşmak, yüzmek, resim yapmak, müzik aletleri çalmak, her zaman en iyisini yapmak istiyorum.
Babacığım hatırlıyor musun? Dört yaşındayken gezegenlerin ve yıldızların nasıl düşmeden tepemizde durduklarını sormuştum. Boş ver demiştin. Ben boş veremiyorum. Merak ediyorum. Gelişigüzel cevaplardan hoşlanmıyorum. Neden insanın zamanını gasp eden diziler yerine belgesel izleyip eğlenmiyoruz, neden hayatın gerçekleri ile yüzleşmiyoruz.
Benden beklentilerin neden bu kadar fazla anlamıyorum. Bildiklerimle yaptıklarım arasında tutarsızlık yaşadığım anları görmezden geldiğiniz anlar oldu. Benim bazı alanlarda yetenekli olmam hata yapmayacağım anlamına gelmez. Babacığım bende bir çocuğum hata yapmama izin ver lütfen. Belki benim yaptıklarım karşısında endişeleniyor belki de mutlu oluyorsundur. Bazen bir baş belası olduğumu düşünüyorum. Babacığım ben seni üzmek istemiyorum. Ben zihnimdeki problemlerle, kemanımın teliyle, rengârenk boyların eşsizliğiyle boğuşurken bana destek olmanı bekliyorum.
Babacığım ben nelerden hoşlanırım, hangi alanlarda başarılıyım, yetersizliklerim nelerdir. Lütfen evde bilgisayarına ayırdığın zamanın çok az bir kısmını bana da versen. Sen klavyenin tuşları arasında boğuşurken senin dikkatini çekmek için yaptığım yaramazlıkların nedenini ah bir sorsan. Ben buradayım babacığım sana ihtiyacım var, sarılmanı istiyorum, kucağına oturmak, kulağıma beni sevdiğini söylemeni istiyorum. Babacığım çok şey mi? istiyorum.
Canım babam! Ben kendim olmak istiyorum. Beni bir bütün olarak değerlendirmeni istiyorum. Bazen yaptıkların beni kaygılandırıyor. Ben kendimin farkındayım, bazen kendimi kırbaç sesleriyle ve 2 şekerle baskı altında yaşayan sirklerdeki aslanlara benzetiyorum. Ben üzerimdeki baskılardan ve size göre başarı olan değerlerden sonra verilen şekerlerden istemiyorum. Siz üzerime geldikçe, ben geriye gidiyorum. Sizin kalıplarınıza girmek istemiyorum. Babacığım biliyor musun? Bir belgeselde izlemiştim. Sonradan kazanılan karakterlerin kalıtsal yollarla aktarılamayacağını anlatmışlardı. Çinliler kız çocuklarına demir ayakkabılar giydirerek küçük ayaklı olmalarını istemişler. Fakat dünyaya gelen kız çocuklarının büyük ayaklı olmasını engelleyememişler. Biliyor musun sizin yapmamı istediklerinizle, benim yapmak istediklerim işte bu örnekte gizli.
Benim saatlerce odama kapanıp ders çalışmamı istiyorsun. Babacığım ödevim bitti, testlerimi çözdüm, kitabımı okudum, sütümü içtim, seninle uzanmak, sana sarılmak, seninle sohbet etmek, seninle güncel olayları tartışmak istiyorum. Babacığım beni leyleklerin getirmediğini annemin yumurtası ve senin sperminin birleşmesiyle oluştuğumu biliyorum. Ben soruyorum, sen kaçıyorsun ve ben çok gülüyorum.
Çok mükemmeliyetçi olduğunu söyleyen oldu mu? Benimle ilgili beklentilerinizin çok yüksek olduğunun farkında mısın? Herhangi bir sınavda başarısız olma ihtimalim yok değil mi? Ben arkadaşlarımın başarısız olduklarında ne hissettiklerini merak ediyorum. O duyguyu yaşamak istiyorum. Bazen senin için kaygılanıyorum. Benim sınav günlerimde stres yapma ne olur ben kendimi tanıyorum.
Sen benim her şeyimsin. Bazen sen de beni anlamıyorsun. Anlamıyor musun? Yoksa anlamak mı istemiyorsun? Tereddütler yaşıyorum. Benim başkalarına verdiğim değer kadar değer istiyorum. Ben yeni şeyler öğrenmek, sevmek ve sevilmek istiyorum. Seni seviyorum.

Mehmet Duran ÖZNACAR
2008-Adana


NOONE UNDERSTANDS ME





Ali, Asli, Ayse, Doğa, Turan, Okan and the others were shouting at the top of their voices, from different houses in different cities: “No one understands me!” Sometimes I feel like I am living in a dream world. I do not understand which one is real which one is not. As if I am in a dark world! Right here, I need you. My mother, father, teacher, and friends; where are you? I am right here!



I can easily get out of this deep well if you give me a hand; but if you don’t I can still make it. Maybe it will be hard, maybe I will get very tired, and maybe I will not be able to find peace. I know myself. Believe me, I can make it.



My friends!

What is my fault? I was walking while you were crawling. I was speaking while you were saying “dad”. I was reading while you were learning the colours. What is my fault? Now, nothing changes! Everything is the same. Either I will go slower, or you faster; or bring together children like me. Maybe you think that I am weird, but to be a step ahead from you is not my fault. Actually I like the way I am, but I do not want to be selfish.



I am a little bit impatient, but I can’t help it. Hearing the things I already know taught over and over again hurts me. Yes, sometimes I am beyond bearing; I challenge. But I can’t help it, I like challenging. Last winter when you were skating I watched you fall again and again. I felt sorry because you hurt yourself. Then I searched about weight and gravity and I learnt the reason making you fall. I warned you not to bend too much and to watch your center of gravity. But you did not understand. Why not? Then you gave me the nick name “gravity”.





Sometimes I feel I am abondoned. I don’t like being with my peers. Do you realize what you are doing to me? Only the ones like me understand me. You, too, notice and understand me. I am here, I know myself. I can put myself into your shoes. I want you to trust me as much as I trust you. Respect different thoughts and ideas, don’t say that they are “non sense”. Do not force me to be someone else. Either exist as you are or be as you look. I care about your problems; I want you to pay attention to me. I love you. I expect you to love me.





Teacher!

Yes, I know! Sometimes I forget to do my homework, but I can’t help it. I like watching documentaries more. I know that it may sound weird. While my friends are busy with 5X5=25 my mind has a bunch of problems in it. There are wars, water scarcity, global warming, glaciers, space, beaming up, and inventions.


It hurts me to see Ayse with whom I share the same desk sad. I do not want to be an indifferent person someday, who does not bother himself to work for the benefit of humanity. Teacher, do you know that the lady in the balcony near our house always watches the road. Did you know that I talked to that lady. She waits for her marthyr son every morning.



I am thinking about all of these, but I am a child and I also need love. A little interest, a little love and a “well done” are all I want. Do you think that it’s a solution to ignore me, tell me that I am being naughty and send to the back rows? When you tell me to shut up, I do. But there are storms ans tsunamies in my mind. In fact I am not angry with you when you raise your voice and yell at me. I know that what you are doing is choosing the easiest way.





Maybe I am making jokes not in the right time and place, and you get angry with me. But I want to make experiments and apply them. You have been saying “mass”. I feel very sorry for my friends. I know that they will understand better if they learn by doing. I imagine bringing apples and oranges from house and making a greengrocer in the class while teaching mass. Wouldn’t it be better if we shopped in the class and learnt about it while shopping. I am thinking of all of these while you are teaching. Even this dream makes me joy. These may sound strange to you and you may lose authority if I utter them in the class. I am just smiling, teacher. Please do not get angry with me.



Belive me teacher, I love you so much; but do you know that last Monday when you got angry with me because of not listening to you; I was trying to calculate how many times a fly flutters in a minute. I know, sometimes I make too much noise, but I am tried of doing the same things every day. I feel like I have been chained. When I break these chains and get free, I see all the class laughing at me; but I do not want to interrupt you.



Actually, we can make a deal. I do not want to say because you will laugh again. Do you know, you get angry because I am asking many questions. I know that you do not know the answers to these questions. But I love you so much. I want you to study and learn them.





Dear mother!



Mum, I confess. There was a bad smell in the house the other day. You wondered and tried to find the source. I was curious about the plants. I wondered whether I could germinate the seeds in tea, milk, soda or water. Since I know that you would get angry, I was putting them in the balcony when you are at work, and hiding under my bed before you return. They began to stink mum, I forgot about them. But I learnt mum. I wondered and I learnt. Haven’t you ever wondered? Where do the stars go? Can trees hear us? Why are the wars going on? I am wondering about these. I know you, too have no answers for some of them. Where are the Stegosauruses mumy, what happened to brontosauruses?



I want to draw. I know everywhere is in a mess because of me. But do you know that I relax with each brush that I throw away. The animals I draw may seem strange to you, maybe you do not understand the things I draw. But how I wish you understood what I am trying to tell in these pictures.





Sometimes I am ill tempered, but I don’t like strict rules. I feel comfortable in your arms. I want to change your time concept. You would laugh if I told, I am not telling it. Maybe we can create a calender where mothers have time for their children. What do I want to be and what do you want me to do? Mum, I want to play in NBA while you want me to be a doctor. Yes, I can be a doctor. Yes, I like solving problems, making experiments. But I do not want to be a doctor.





Mum, when I learnt how to read all by myself while I was watching the wheel of fortune, you did not notice it. My feelings, dreams, and realities are very sensitive. There is always something disturbing me. I need to do better and better all the time. And I have a lot to do. Sometimes I feel so sorry because you are not aware of the things I have. Your advertising me when I am successful and inspiring to be successful all the time make me get bored. Believe me I do not want to do even the things I love.



I cannot stop my desire to learn new things. Mum, I have very complicated feelings. I sometimes need life jacket in a pool of problems. Mum, I want you.



Dad!



Belive me, I don’t care that the things problematic for me are not so for you. Dad, you tell me to sleep at 10 o’clock. All the lights are off, but I am thinking for hours. I am reading books under the quilt with a torch. I want you to respect my ideas, dreams, and difference. Please do not limit me, I am not a machine. I want to run, swim, draw, play instruments and do the best all the time.



Dad, do you remember that I asked how the stars and planets stay in the sky without falling down. You said “never mind”. I cannot do that, I wonder. I don’t like haphazard answers. Instead of watching tv series stealing our time, why don’t we watch documentaries, face the realities of life and have fun?





I don’t understand why you are expecting so much from me. Sometimes you ignore me when I am confused about the inconsistency between the things I know and I do. The fact that I am talented in some areas does not mean that I will not make mistakes. Dad, I am also a child and please let me make mistakes. You may be feeling happy or worried about the things I am doing. Sometimes I think that I am a nuisance. Dad, I do not want to make you sad. I expect you to support me while I am busy with the problems in my mind, strings of my violin, and the uniquiness of the colourful paints.





Dady, what do I like, in which fields am I successful, what are my failuries? Please allocate me only a little part of the time you spend on computer.How I wish you’d ask about the reasons of the naughty things I am doing to attract your attention when you are busy with the keyboard. I am here dady, I need you, I want you to hug me, I want to sit on your lap and hear you tell that you love me. Do I want too much, dady?





Dear dady! I want to be myself. I want you to see me as a whole. Sometimes things you do make me worry. Sometimes I feel like a lion in a circus, given candies and exposed to sound of flagellum. I don’t want the candies you give me after all the pressure on me and values which are success to you. I do not want your limits. I do not want your patterns. Dad, do you know, the other day I watched on a documentary which was telling that the characteristics gained later in life cannot be transmitted by heredity. The Chinese made their daughters wear iron shoes because they wanted them to have little feet. However, they could not prevent the newborn babies to have big feet. This example displays the things you want me to do and the things I want to do.







You want me to study in my room for hours. Dad, I have finished my homework, done the tests, read my book, drunk milk; I want to lie down with you, hug you, talk with you, I want to discuss the current events with you. Dad, I know that I was not brought by the stork, but created by the combination of your sperm and my mum’s egg. I am asking and you are escaping. I am just laughing.



Has anyone told you that you are perfectionist? Are you aware that your expectations about me are too much? I don’t have the right to fail, do I? I wonder how my friends feel when they fail. I want to experience that feeling. Sometimes I am worried about you. Please do not be stressful on my exam days, I know myself.


You are my everything. Sometimes, you, too do not understand me. Don’t you understand, or don’t you want to understand? I have hesitations. I want to be appreciated just like I appreciate others. I want to learn new things, to love, and to be loved. I love you.

May-2008
Mehmet Duran ÖZNACAR

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...