Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X

küreselleşme ve etkileri

DERS ADI     : Öğrenmenin Geleceği

KODU            : ÖGE.101.01

DANIŞMAN  : Kayhan KARLI

 

KÜRESELLEŞMENİN YARATTIĞI ETKİLER

PERFORMANS GÖREVİ

 

Mehmet Duran ÖZNACAR

 

KÜRESELLEŞME GÖRÜŞME FORMU

DEĞERLENDİRMESİ

 

Küreselleşme kavramı size ne ifade ediyor?

  • Ülke sınırlarını kaldırıp, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yaşamın dünya ölçeğinde değerlendirilmesidir.
  • Halkların bütünleşmesidir.
  • Dünya’daki tüm olağanüstü durumların ve tezatlıkların ”küreselleşme” sorunu ile mücadelesiz bir dünya olduğumuzdur.
  • Tek tip yönetim ve insan modeli
  • Tek insan modelini çağrıştırıyor.
  • Dünyanın herhangi bir yerindeki olay ve gelişmelerin dünyanın her tarafını etkilemesidir.
  • Her alandaki değişimdir.
  • Dünyadaki ulusal kimliklerin, ekonomilerin, sınırların ve farklılıkların olmadığı bir bütünlüğü ifade etmektedir.
  • Dünyanın herhangi bir köşesinde gerçekleşen iyi veya kötü bir olayın tüm dünyada dengeyi olumlu veya olumsuz etkilemesidir.
  • Bütün ülkelerin etkileşim, iletişim halinde olmasını anlatıyor.

 

Küreselleşmenin etkilerini daha çok hangi alanda gözlemlediniz?

  • Teknoloji, ekonomik ve bilimsel alanda daha fazla olmak üzere tüm alanlarda
  • Ekonomik, Kültürel,Tıp
  • Hepsi
  • Hepsi
  • Siyasal,Ekonomik,Kültürel,Teknoloji
  • Teknoloji
  • Ekonomi
  • Teknoloji,Kültürel,Eğitim
  • Kültürel, Eğitim
  • Ekonomi, Teknoloji, Sosyal

 

Küreselleşmenin okullardaki eğitim-öğretim süreci üzerindeki etkileri nelerdir?

  • Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmıştır. Edinilen bilgilerden en iyisini alma imkanı sağlamıştır. Bilgi paylaşımı artmıştır.
  • Olumlu görüyorum.
  • Eğitim-öğretimde verilmesi gereken özen ve sorumluluğun verilmediğini düşünüyorum.
  • Verilmek istenilen eğitime göre değişir.
  • Öğretim programları ve ders kitapları daha hızlı güncellenmektedir. Eğitimciler kendilerini güncellemezlerse öğrenci ihtiyaçlarını karşılayamazlar.
  • Sınırların çözüldüğü bir ortamda, ülkelerin eğitim sistemleri de birbirine benzemeye başlamıştır.
  • Bilgi toplumu olabilme yolunda eğitim sisteminde değişiklikler yapma yoluna gidilmiştir.
  • Eğitim programları ve bu programlara tabi tutulan öğrencilere etkisi olmuştur.
  •  

 

Öğretmenlerin görev ve sorumluluklarına etkisi nedir?

  • Bilgi toplumu olma yönündeki değişikliklere uyum sağlamaları gerekmektedir.
  • Her öğretmenin bu konuda bilinçli olması gerekmektedir.
  • Özellikle yöntembilim anlamında kendilerini yenilemeleri gerekmektedir.
  • Öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını arttırmakta, yetki ve inisiyatifleri sınırlamaktadır.
  • Gündemi, son gelişmeleri takip etmeli ve eğitim öğretim metotlarını geliştirerek hızlı akan zamana uyum sağlamalıdır.
  • Verilmek istenilen eğitime göre değişir.
  • Her öğretmenin kendi alanına uygun yaşantı, sosyal çevre, ve çocuğun öğrenebileceği ve yaratıcılığını geliştirebilecek tüm etkinliklere katılımını sağlamaları gerekmektedir.
  • Öğrencilere bilgi aktarımı konusunda hassas davranmaları gerekmektedir.
  • Yaşam boyu öğrenmesini, uyum çabalarına yönelmelerini etkilemiştir. Öğretmenler kendilerini geliştirmiştir
  • Öğretmenlerin görev ve sorumlulukları değişmiş, yenilikçi, rehber, hoşgörülü, sürekli değişime uyum sağlayan.

 

Öğretim Sürecinde etkisi oldu mu? Varsa nelerdir?

  • Nitelikli beceriler ödüllendirilmiş, eğitim süreci etkilenmiştir. Bilgiye ulaşma yönünde fertler ortaya çıkmaya başlamıştır.
  • Farklı bir vizyona sahip olma konusunda faydaları olmuştur.
  • Öğretimde etkin ve etkileyici, aktif bir katılım sağlanmasında etkili olmuştur.
  • Başa göre tarak.
  • İnternet uluslar arası bilgi iletişimini sağlayan hızlı bir bilgi aracı olmuştur.
  • Gelişmelere ve zamanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde eğitim sisteminde çok değişiklikler olmuştur.
  • Bilgiyi alan öğrenciler yerine , bilgiye ulaşan üretken ve yaratıcı bireyler yetiştirmek hedeflenmiştir.
  • Öğrencilerin olaylar arasındaki bağlantıları daha kolay yakalayabilme ve farklı bir bakış açısı geliştirme özelliklerinin geliştiğine inanıyorum.
  • Öğrenciler araştırıp bulmaya, bulup yorumlamaya teşvik edilmiştir.

 

 Eğitim programlarına etkisi oldu mu? Varsa Nelerdir?

 

  • Öğrencilere bilgi sunulmamakta, bilgiyi araştırıp bulmaları, yaratıcı olmaları hedeflenmektedir.
  • Teknolojik gelişmelere uygun değişiklikleri takip eden bu yeniliklere uyum sağlayan tekniklerle donatılmaya başlanmıştır.
  • Klasik hüminater eğitim programlarından pragmatik eğitim programlarına geçiş süreci yaşanmaktadır. Eğitim sistemi bireylerin beklenti ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak düzenlenmeye başlamıştır.
  • Sadece bilgiye ulaşma sürecinde değişiklikler oldu.
  • Evrensel değerlere sahip bireylerin yetiştirilmesi konusunda kısmen faydaları gözlemlenmektedir.
  • ARGE çalışmalarına hız verilmiş, yeni eğitim programları geliştirilmiştir.

NOT: Formların doldurulması sürecinde internet araştırması yapan arkadaşlarımın olması bu süreçte etkileşimi ve ödevin Adana Bilim ve Sanat Merkezi gündemine düşmesinin dijital çağda , küreselleşmenin ve bilgiye ulaşmanın etkisinin gözlemlenmesini sağlamıştır

 

KÜRESELLEŞMENİN YARATTIĞI ETKİLER

Tanım:   İngilizce karşılığı globalisation   (küreselleme-globalleme) olup, kökünde globe  sözcüğü üç boyutlu yuvarlak ve bir fiziksel ekli, ikinci anlamıyla da   dünyayı ya da diğer bir ifadeyle yer küreyi ifade etmektedir. Meydan Larousse’ nin tarifine göre global tümüyle ele alınmış   olan manasındadır.

 

Küreselleşme,   ideolojik açıdan değerlendirildiğinde, kapitalizmin kendisini devam   ettirebilmesi için daha çok üretmek daha çok mal satmak ihtiyacın karlamak   amacıyla dünya pazarında serbestleme ve sınırların kaldırılması sürecidir.

 

Küreselleme; dünyanın sıkışması, küçülmesi ve ulusal olan her şeyin anlamını  yitirmesi, dünyanın tek bir mekan olarak algılanma bilincinin doğmasıdır.

Eğitimin küreselleşmesi denince genellikle eğitim yöntem, süreç ve yönetiminde gelişmiş ülkelerle entegrasyon olarak anlaşılmaktadır. Ancak eğitimde bu entegrasyon süreci, küreselleşmenin getirdiği sorunların çözümü için yeterli değildir. Eğitim, sadece küreselleşmeye uyum yada entegre sorunu için değil, aynı zamanda küreselleşmenin yarattığı sorunları aşmak için bir araçtır. Toplumların ve bireylerin, küreselleşmenin doğuracağı muhtemel sonuçlara karşılık önlem alabilecek ve değişimlerden yarar sağlayabilecek yetilere sahip olmaları gerekmektedir (Akçay, 2003: 4). Bu nedenle, var olan gelişmeleri önceden sezinleyip değişimlere ayak uydurabilecek bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmalıdır. Bu bireyleri yetiştirecek, olan yerler eğitim kurumlarıdır. Küreselleşmenin eğitim sistemlerinde büyük değişmelere yol açtığı ve açacağı şüphesiz bir gerçektir. 

Hızlı bir değişimin ve dönüşümün yaşandığı günümüzde toplumlar, sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. yönlerden çeşitli gelişmelere tanıklık etmektedirler.  Değişimden ve dönüşümden en çok etkilenen alanların başında eğitim gelmektedir. Genel olarak bireylerde istenilen yönde davranış değişikliği meydana getirme süreci olarak tanımlanan eğitim, hangi boyutuyla gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin (formal ya da informal), insanlık tarihi ile paralel uzun bir geçmişe sahiptir. Dünden bugüne insanoğlu fizyolojik ihtiyaçlarının yanında çevresini tanıma, keşfetme, anlama gibi gereksinimlerini de gidermeye çalışmaktadır. Bu yönüyle, bilginin üretilmesi, geliştirilmesi ve yarınlara aktarılması için insanlar yoğun çaba göstermişler ve hala da göstermektedirler.

Küreselleşme kavramı, üzerinde ortak bir görüş oluşturulamamasına karşın, başta bilişim ve ekonomi olmak üzere diğer sosyal alanlarda da derin etkileri görülen ve etkisi olduğu her alanda değişimi simgeleyen bir kavramdır. Yandaş ya da karşıtları tarafından küreselleşmenin farklı tanımlamaları yapılmıştır. Bu farklı tanımlardan yola çıkarak küreselleşme, kısaca dünya çapındaki ilişkilerin yoğunlaşması olarak tanımlanabilir. Küreselleşme, her alanda mesafenin daha  az önemli hale gelerek, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda dünyanın daha çok bütünleşmesidir (Bozkurt, 2000:10; Akçay, 2003: 1).

Eğitimin küreselleşmesi denince genellikle eğitim yöntem, süreç ve yönetiminde gelişmiş ülkelerle entegrasyon olarak anlaşılmaktadır. Ancak eğitimde bu entegrasyon süreci, küreselleşmenin getirdiği sorunların çözümü için yeterli değildir. Eğitim, sadece küreselleşmeye uyum ya da entegre sorunu için değil, aynı zamanda küreselleşmenin yarattığı sorunları aşmak için bir araçtır. Eğitim küreselleşmeyi yenen insan tipini yetiştirecektir. Toplumların ve bireylerin, küreselleşmenin doğuracağı muhtemel sonuçlara karşılık önlem alabilecek ve değişimlerden yarar sağlayabilecek yetilere sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, muhtemel gelişmeleri önceden sezinleyip değişimlere ayak uydurmasını bilen bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmalıdır. Bu bireyleri yetiştirecek, eğitim kurumlarıdır. Küreselleşmenin eğitim sistemlerinde büyük değişmelere yol açtığı ve açacağı kuşkusuzdur.

Küresel eğitim anlayış ve yöntemlerinin bir diğer olumlu katkısı da değişim için gerekli fikirlerin, felsefe ve politikaların uygulanmaları için destekleyici bir mekanizma niteliğinde olmasıdır. Böylelikle bu politikaların uygulanma olasılığı da artmaktadır (Çelik ve Gömleksiz, 2000).

Küreselleşme ve bilgi toplumunun dinamik ve halen devam eden  oluşumlar olduğu dikkate alındığında eğitim, eğitimli insan, öğrenme, okul, okul yöneticisi, öğretmen ve öğrenci gibi kavramların yeniden tartışılması gerekmektedir. Küresel çağda eğitim sürecindeki değişimde aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulacaktır ( Özden, 2002, 17):

 Bilgiyi temel alan eğitim programları izlenecektir.

 Çocuklara daha fazla düşünme, tartışma ve araştırma ortamı  hazırlanacak; böylece, serbest düşünen, tartışan, araştıran ve bulduklarını değerlendirebilen bir toplum yapısı oluşturulacaktır.

 Yetişkinler eğitim süreci dışında bırakılmayacak; eğitim ve teknolojiye uyumları konusunda sürekli eğitilmeleri gerekecektir.

 Dersler ansiklopedik bilgileri yüklemek yerine, konuları ve olayları derinliğine anlamayı ve eleştirel düşünmeyi esas alacaktır.

 Okullar, öğrencileri gelecek için gerekli bilgiyle yüklemek yerine, okulda verilen bilgilerin yaşam boyu yetmeyeceği görüşünden hareketle öğrenmeyi öğrenmeye geçilecektir. 

 Eğitimde sadece sözel ve sayısal zekayı geliştirmek yerine, görsel, kinestetik, ritmik ve benlik gelişimini de içine alan çok yönlü zihin gelişimi hedeflenecektir.

Yeni dönemde eğitimde beceri düzeyinin yükselmesi, bireyin kendini yetiştirmesi, geliştirmesi ve bireysel yeteneklerini sonuna kadar kullanması ön plana çıkacaktır. Bireyin bilgiye odaklı bir yaşamı öğrenme, analitik düşünme, sentez yapabilme, sorunları çözme ve etkili iletişim kurma gibi becerilere sahip olması  beklenmektedir. Hızla çoğalan bilgi karşısında, herşeyi bilmek yerine, hangi bilgiyi nereden ve nasıl sağlayacağını bilen, seçici davranan, yani öğrenmeyi öğrenen insana gereksinim duyulacaktır (Numanoğlu, 1999, 333). 

Küreselleşmenin ortaya çıkardığı en büyük rüzgar değişim rüzgarıdır. Değişim; eğitim ve geliştirme ihtiyacına neden olan bir güçtür. Eğitim ve geliştirmenin sürekli bir süreç olması gerektiği kabul edildiğinde örgütlerin  öğrenen örgüt olması konusunda bir eğilim ortaya çıkmaktadır[5]. Bilgi yönetiminin büyük bir önem kazandığı günümüz bilgi çağı örgütlerinde insan ve teknolojiyi bir araya getirmek, bilgiyi kullanmak ve yönetmek temel bir faaliyet halini almıştır. Bu çerçevede özellikle bilginin ön planda olduğu örgütlerde çalışanlar, öğrenme ve gelişme için teşvik edilir, sürekli öğrenmeyi sağlayacak ortamlar yaratılır.

Bir başka değişim de eğitim sistemlerinin bireyselleşme ve kitleselleşme süreçlerini birlikte başarmak durumunda kalmalarıdır. Küreselleşme ile mücadele edebilen sorun çözme becerisine sahip, güçlü birey tipi bireysel eğitim uygulamalarına ağırlık vermeyi gerektirirken, tüm dünyadaki gerek ülkeler arasında gerekse ülkeler içinde yaygın bir sorun halini alan eğitimsel eşitsizlik sorunları de kitlesel eğitim seferberliklerini gerektirmektedir. Eğitim sistemleri bir taraftan bireylerin tek karakter olarak kendi kendine gelişmesine izin verir ve yönlendirirken, diğer taraftan da dünya kültürünü düzenli olarak oluşturmayı hedefleyen bir yapı ve anlayışta olmalıdırlar.

Balay (2004), küresel bilgi toplumunda oluşan eğitimsel değişimin, yeni şartlara uyum sağlayabilen öğrencilerin yetiştirilmesini ve bunu gerçekleştirmek için ise, eğitim programlarında değişikliklere gidilmesini gerektirdiğini belirtmektedir. Araştırmaya katılan öğretmenler de, çağın gerektirdiği öğrenci niteliklerine vurgu yapmış ve aynı zamanda küreselleşmenin eğitim programlarını da etkilediğini dile getirmiştir. Kuşkusuz, küreselleşme sürecinde öğrencilerde olması istenen özelliklerin kazanımı, bu doğrultuda hazırlanacak eğitim programları ile mümkün olabilir. Özkan (2006) çalışmasında; öğretmenlerin, küresel eğitimin programda yer alması durumunda, küresel eğitimin, dünya sorunlarına duyarlı ve demokrasiyi benimseyen bireyler yetişmesine katkı sağlayacağına inandıklarını tespit etmiştir. Bu bulgu, araştırmada tespit edilen, küreselleşme sürecinin getirilerinin öğrenci niteliklerini ve eğitim programlarını etkilediği bulgusunu desteklemektedir. Henry, Lingard, Rizvi ve Taylor (1999), küreselleşme sürecinde ulus, kimlik ve vatandaşlık gibi kavramlar üzerinde yaşanan çekişmelerin, eğitim kurumlarının da söz konusu çatışmanın merkezinde yer almasına neden olduğunu ve bu çatışmanın, öğretimin hedefleri, programların odak noktaları ve içeriği çerçevesinde görüldüğünü belirtmişlerdir. Görüldüğü gibi, eğitim programlarının odak noktalarındaki değişmelerin önemli bir bölümü, küreselleşme sürecinin sonuçlarından kaynaklanmaktadır. 

Gelecekteki eğitim modelleri içinde sanal öğrenmenin kapsamlı bir model niteliğine bürüneceği açıktır. Ender kaynaklara büyük ölçüde ulaşım kolaylığı sağladığından eğitim ve öğretimdeki önemi gittikçe artacaktır. Buna karşın sanal öğrenmede yeni bir öğrenme çevresi için personel yetiştirme gibi gizli bir mali bedelin olduğunu henüz anlamaktayız (Robinson ve Ikeda, 2002).

Birey gibi örgütler de canlı organizmalardır ve yaşamını sürdürmek için sürekli öğrenmeye gereksinim duyarlar. Günümüz örgütleri, bilgiye ulaşabilen, bilgiyi değerlendirerek teknolojiye dönüştürebilen ve yeni bilgi üretebilen örgüt olabilmeleri için eğitim ve geliştirme faaliyetlerine daha çok önem vermektedirler. Örgütteki bilgi mükemmelliği; öğrenmeyi destekleyen, personelini geliştirmeyi ön plana alan, açık ve yapıcı iletişimi ortaya çıkaran ve süreklilik özelliği olan bir  eğitim sistemi ile mümkün olabilmektedir.

Dağlı (2007), okulların küreselleşme açısından eğitim programlarında değişiklik yapması gerektiğini belirtmiştir.   Öğretmenler, küreselleşme sürecinin öğretim sürecinde ve öğretmen görevlerinde değişimlere neden olduğunu belirtmişlerdir. Bu bulguyu destekler yönde, bugünün ve geleceğin öğretmenlerinin görevleri arasındaki farklılığa değinen Karaca (2008), öğretmenlerin üstlendikleri yeni rollere bağlı olarak; ders programlarının ve öğrenme-öğretme etkinliklerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ve bu gibi durumların, öğretmen yeterliklerinde artışa neden olabileceğini veya bazı yeterlikleri ortadan kaldırabileceğini ya da değiştirebileceğini belirtmiştir. Küreselleşme sürecindeki yeni öğretim ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, öğretmenlerin rollerinde birtakım değişiklikler yapılması gerekmektedir. Öğretmenler kullandıkları öğretim metotlarını gözden geçirerek, bir konuşmacı değil rehber rolü üstlenmeleri gerekmektedir.

 

Küreselleşmenin Eğitimsel Sonuçları

Eğitimin küreselleşmesi denince genellikle eğitim yöntem, süreç ve yönetiminde gelişmiş ülkelerle entegrasyon olarak anlaşılmaktadır. Ancak eğitimde bu entegrasyon süreci, küreselleşmenin getirdiği sorunların çözümü için yeterli değildir. Eğitim, sadece küreselleşmeye uyum ya da entegre sorunu için değil, aynı zamanda küreselleşmenin yarattığı sorunları aşmak için bir araçtır. Eğitim küreselleşmeyi yenen insan tipini yetiştirecektir. Toplumların ve bireylerin, küreselleşmenin doğuracağı muhtemel sonuçlara karşılık önlem alabilecek ve değişimlerden yarar sağlayabilecek yetilere sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, muhtemel gelişmeleri önceden sezinleyip değişimlere ayak uydurmasını bilen bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmalıdır. Bu bireyleri yetiştirecek, eğitim kurumlarıdır. Küreselleşmenin eğitim sistemlerinde büyük değişmelere yol açtığı ve açacağı kuşkusuzdur. Ancak, bu değişmelerden hiç biri, ülkeleri ve toplumları gelişmiş, daha küreselleşmiş ülkelere entegre etmek ve o ülkelerin güdümüne sokmak için yeterli gerekçeler oluşturamaz. Bunun yanında eğitim programlarını geliştirmede, yeni eğitim uygulamalarını öngören modeller geliştirmede gelişmiş ülkelerden yararlanmak da yadsınmamalıdır. “Sokrates” gibi öğrenci değişimi projeleri bu entegrasyonun örneklerindendir, gereklidir ve kaçınılmazdır.

Eğitim küreselleşmenin de etkisiyle özellikle şu noktalarda yeni şekillenmeler içine girmektedir:

a) Küreselleşmenin gerektirdiği ve gereksindiği insan tipi. Küreselleşmenin hedeflediği insan tipi değişmiştir. Bilgiyi kullanan insan ön plana çıkmıştır. Küreselleşmenin en tipik göstergeleri, dünyanın tek pazar haline gelmesi ve bilginin maliyetinin düşmesidir. Böylece herkes ona kolayca ulaştığı için bilgiye sahip olma değil, onu yorumlama önem kazanmıştır. Küreselleşme ile eğitim anlayışlarının, yapılanmalarının ve uygulamalarının büyük değişimlere uğramasının ne kadar kaçınılmaz olduğu çok açıktır. Bu değişimler sonucunda artık insanın bağımsız bir birey olma gerekliliği her dönemden daha çok ön plana çıkmıştır. Geleceğin toplum yapılarında sorun çözen, araştıran, güçlü birey anlayışı ön plana çıkacaktır. Bu nedenle böyle bir insan tipini yetiştirmek eğitim sistemlerinin önündeki önemli bir sorundur. Güçlü birey yetiştirme amacı, örgün eğitim olduğu kadar yetişkin eğitim sistemlerini de etkilemektedir. Güçlü bireyin yetişmesi yetişkinlik dönemindeki insanlar için de önemli bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyacın karşılanması, hayat boyu sürer; hayat boyu eğitim kavram ve uygulamalarını gerektirir.

Küreselleşmenin gereksindiği insan tipinin belirlenmesinde yeni değerler de önem kazanmaktadır. Bu nedenle yeni değerlerin iyi belirlenmesi gerekir. Küresel sistemin değerleri için yerel ve küresel nitelik önerilebilir. Küresel toplum hem yerel özelliklerini korumalı, hem de küresel değerlere sahip olmalıdır. Sahip olunması gereken değerleri en iyi tanımlayan sözcük, “küryerel”dir. Bu kavram, “yerel kültürlerden bağları koparmaksızın dünya vatandaşı nasıl olunur? ulusal ve kolektif yaşamda etkin katılım nasıl sağlanır?” sorularının cevabını vermekte ve küryerel olmanın yollarını araştırmayı vurgulamaktadır.

Küresel eğitimin sahip olması gereken bir diğer önemli değer de hem çağdaş hem de geleneksel olmaktır. Toplumun gelenekleri inkar edilmeksizin küreselleşmenin nasıl uygulanabileceği araştırılmalıdır.

Küreselleşme sürecinin öğretmeni de bu nitelikteki bireyi yetiştirmede yetkin ve bu özelliklere paralel donanımlarla yüklü olmalıdır. Öğretmenlerin, değişik kültürlere sahip, sosyal yönden zayıf öğrencilerin öğrenmelerini gerçekleştirebilen; mevcut çatışmalarını barışçıl yollarla çözebilen, birbirinin kişiliklerine ve kültürlerine saygı duyan ve toplumsal sorumluluk taşıyan yurttaşlar olmalarına yardım etmeleri önemlidir. Eğitim konusunda klasik yaklaşımların etkisini giderek yitirmeye başladığını söylemek mümkündür. Değişik kültürel ve sosyal ortamlardan gelen öğrencilerin yaşamlarına duyarlılık gösteren, eğitimin sürekliliğine, yani yaşam boyu eğitim olgusuna inanan, işbirliğine ve grupla çalışmaya yatkın ve öğrenmeyi derin kişisel bir etkinlik olarak gören bireylerin yetiştirilmesini sağlayacak modellerin uygulanmasına gereksinim vardır (Yurdabakan,2002:62).

b) Eğitim Sistemlerinin yapılarındaki değişmeler. Küreselleşme ile birlikte eğitim tüm dünyada ileri yaş gruplarına doğru uzamakta, yaşam boyu sürmektedir. Bireylerin hızla değişen bilgi toplumuna katılımı, yeni bilgi, beceri, yaşam boyu öğrenme ve eskisine göre daha nitelikli olmayla gerçekleşebilir (Yurdabakan,2002:62). Eğitimsel eksiklerden kaynaklanan eşitsizliklerin giderilmesi, hayat boyu eğitim ve sürekli öğrenme yollarının uygulanması ile mümkündür. Sürekli öğrenme, ülke kurum ve kuruluşlar için rekabette avantajın temel anahtarı olacaktır. Tüm örgütler sürekli öğrenme yollarını uygulamalıdırlar. Refah artışı ve toplumda eğitim talebinin artması ile eğitim giderek ortaöğretim düzeyinde yaygınlaşmakta, öğretim süreleri uzamakla, ancak bilgi ve teknolojide sağlanan gelişmeler giderek bu eğitim düzeylerini de işlevsizleştirmektedir (Tomul, 2002:81).

Bu yönelimler küreselleşmede özellikle yetişkin eğitiminin önem kazanmasını da beraberinde getirmiştir. Yetişkinlerin eğitim anlayış, yapılanma ve uygulamalarındaki büyük değişmelere uyum sağlaması, bir çocuk ya da gençten çok daha zordur. Yetişkinin elinde en azından daha kısa zaman vardır. Deyim yerindeyse küreselleşme yetişkinleri hazırlıksız yakalamıştır. Çocukların ise yeni değişmelere uyum sağlayabilmesi çok daha kolaydır.

Çağımızın gerekleri bireyleri güçlü ve donanımlı olmaya itmektedir. Acımasız uluslarüstü rekabet koşulları bunu gerektirmektedir. Böyle büyük ve derin rekabeti tamamlamayı ve başarmayı sağlayacak olan da küresel eğitimdir. Küresel eğitim -istenmese de- rekabetçi özellikli bir yapıya sahip olmak durumundadır. Rekabetçi bir eğitimin en başta sahip olması gereken yapısal özellik ise esnekliktir. Bu esneklik sayesinde değişimlere hızla uyum ve rekabette üstün olmak mümkündür.

Tüm bu değişim gereklilikleri, üniversite eğitimini küresel eğitimde ön plana çıkarmaktadır. Eğitim düzeyini arttırmak isteyen bireylerin sayısının hızla artması ve yaş gruplarının sadece gençleri değil tüm kesimleri kapsayacak şekilde değişmesi, üniversitelerin küresel gereklerle donatılmasını ve yapısını bu niteliklere göre değiştirmesini gerekli kılmaktadır. Üniversiteler sadece gençlere değil her yaş grubuna hizmet verecek şekilde yapılanmalıdırlar.

c) Eğitim yöntemlerindeki değişmeler. Öğrenmeyi bilmek, öğrenmeyi öğrenmek, bireysel olarak öğrenmek, takım halinde ve örgüt olarak öğrenmek eğitimin başat öğeleri olarak kabul edilmektedir. Unesco Eğitim Komisyonu bunlara “birlikte öğrenmek” ilkesini de eklemiştir. Eğitimde küreselleşmede dört ilkeden bahsedilmektedir. Bu ilkeler ; öğrenmeyi bilmek, öğrenmeyi öğrenmek, bireysel öğrenmek ve birlikte yaşamayı öğrenmektir (Doğan,2002:91;Unesco,1996’dan naklen).

Eğitimde küresel yaklaşım bütüncüdür. Disiplinler arası araştırma yaklaşımları küreselleşen eğitimin yöntemlerindendir (Çelik ve Gömleksiz,2000).

Küresel eğitimin bir diğer yöntemi takım çalışmalarıdır. Takım çalışmaları, bireylerin tartışmayı, uzlaşmayı, ikna etmeyi grupta iletişim becerisini geliştiren ve bunlara bağlı olarak yönetim becerilerini geliştirmelerini destekleyen, cesaretlendiren yöntemdir.

Bir diğer küresel eğitim yaklaşımı da bilgi teknolojilerini kullanarak daha verimli bireysel öğrenme yöntemlerini geliştirmektir. Böylelikle bireysel iletişim için bireyleri yüreklendirir ve onların küresel iletişim ve iş fırsatlarını kullanma olanaklarını geliştirir. Küresel rekabeti karşılayacak, ona hazır ve gerekli bireysel donanımlara sahip bireyler yetiştirme küresel eğitimin yöntemidir. Küreselleşme büyük bir değişimdir. Bu büyük değişim beraberinde eğitimde de değişimleri zorlar. Eğitim anlayış ve yaklaşımları ile yöntemleri de değişmek zorundadır. İş dünyasında yapılan araştırma ve gözlemler, iş arama durumunda olan genç bireylerin yeni bilgi ve becerileri öğrenme beceri ve kapasitesinin düşüklüğü, girişimcilik ve risk üstlenebilme gibi özelliklerin eksik olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Bu eksiklikler, eğitim anlayışında ve yöntemlerinde büyük bir değişimi zorunlu kılmaktadır.

Küresel eğitim anlayış ve yöntemlerinin bir diğer olumlu katkısı da değişim için gerekli fikirlerin, felsefe ve politikaların uygulanmaları için destekleyici bir mekanizma niteliğinde olmasıdır. Böylelikle bu politikaların uygulanma olasılığı da artmaktadır (Çelik ve Gömleksiz,2000).

Eğitimsel Yoksunluk ve Halk Eğitimi.

Küreselleşmenin toplumların önüne koyduğu dev sorun, küreselleşen dünya ve yoksullaşan insanlar’dır. Aslında tüm ilgili dünya kurumlarının ve eğitim sektörünün uğraşması gereken tek sorun budur. Dünya Bankası Başkanı James Wolfhensohn 11 Mayıs [2002]’de İtalya’nın başkenti Roma’da yapılan Glocal Forum konferansında: “Dünya’daki yoksulluğa çözüm bulunmadan barışın sağlanamayacağını”savunurken aynı gerçeğin altını çizmiştir. Dünya Bankası raporları da küreselleşen sermayenin yoksulluğu arttırdığını ortaya koymaktadır.

 

 

Sonuç ve Öneriler

Değişik kaynaklardan yapılan araştırmalara göre;

1. Küreselleşme, bağımsız, güçlü, sorun çözen, girişimci, risk alabilen bireyler gerektirmektedir. Bu insanı yetiştirecek olan de eğitim sistemleridir. Eğitim sistemleri, böyle niteliklere sahip insanları yetiştirebilecek şekilde yapılanmalıdırlar. Bu yapılanma içinde öğrenmeyi öğrenme, takımla ve işbirliği içinde öğrenme gibi yöntemlerin özel bir önemi ve yeri vardır.

2. Küreselleşmenin gerektirdiği insan tipini yetiştirecek okulda öğretmenlerde de böyle insanları yetiştirme yeterliğine sahip öğretmenlere gereksinme vardır.

3. Küreselleşme, eğitimin özellikle ülkemizde giderek ilköğretimden ortaöğretim düzeyinde yaygınlaşmasına, öğretim süresinin uzamasına, yüksek öğretimin önem kazanmasına yol açmaktadır. Bu öğretim basamaklarının işlevsizleşme sorunları çözülmeli, bu kurumların işlevlerini arttırmaları için gerekli -esnek yapı başta olmak üzere- yapılanmalara girişilmelidir.

4. Eğitim kurumları, bir taraftan bireylerin gereksinmelerini karşılamaya, diğer taraftan kitlesel eğitim yoksunluklarını azaltmaya yönelik eğitim uygulamalarını acilen yoğunlaştırmalıdırlar. Öğrenmenin küreselleşmesi, bilginin daha kolay kullanımı ve dağılımını sağlar, mesajların bireyselleşmesine neden olur. Küresel dünyada ve okulda bireyler için bireysel öğrenme hızlarına önem kazanır.

5. Özellikle eğitimsel yoksunluk içinde bulunanların saptanması, tanımlanması ve içinde bulundukları yoksulluktan kurtulabilmeleri için çeşitli yeni ve özgün yetişkin eğitimi yöntem ve uygulamalarına gereksinim vardır. Bunun için öncelikle küresel eğitim olanaklarından yararlanamayan birey ve kesimler iyice belirlenmelidir. Eğitimsel yoksunluğu gidermek için risk grupları ve eğitim öncelikleri şu şekilde belirlenebilir:

6. Bilgi piyasasının egemen olacağı küreselleşme, yoksullar ve eğitimsiz kesimler için de büyük tehlikeler taşımaktadır. Bu kesimler sistemin yaratacağı eğitimsel fırsatlardan yoksun kalabilir. Eğitimsel yoksunluk içindeki ülkeler, toplumsal kesimler, aileler ve bireyler, uluslararası ekonomik zenginlikteki artıştan ve bilgiye dayalı ekonominin sağlayacağı temel eğitim fırsat ve olanaklardan yararlanamazlar.

7. Küreselleşme beraberinde yetişkin eğitimine kalkınmayı sağlama gibi önemli bir görev getirmektedir. Çünkü yetişkin eğitimi, kalkınmayı gerçekleştirip zenginleşmeyi sağlamada ayrıca bir işleve sahiptir. Gelişmekte olan ülkelerin yetişkin eğitimi sistemleri felsefelerini kalkınmayı gerçekleştirmek ve gelişmiş ülkelerin zenginlik düzeyine ulaşmak üzerine kurmalıdırlar. Bu felsefe gelişmiş ülkelerde bireysel gelişmeyi sağlamak gibi daha bireysel hedeflerle ilgili iken gelişmekte olan ülkelerde daha kitlesel niteliktedir.

8. Yetişkin eğitimi bağlamında olmamakla birlikte, bu sorunu çözmede çok önemli bir diğer düzenleme de yüksek öğretime ilişkin olandır. Yüksek öğretim uygulamaları küreselleşme ile birlikte giderek öğretimsel mekan olarak derslikten, okuldan uzaklaşarak işyerine, eve, bilgisayara ve internet ortamına doğru kaymaktadır. Öğrenciler zamandan ve mekandan bağımsız olarak öğrenme fırsatlarını seçmektedirler. Öğrenciler arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle, dışarıdaki ilgili alan uzmanlarıyla ve değişik bilgi kaynaklarıyla kendi istediği zamanda –sadece programlanmış sınıf ve ders zamanlarında değil- internet olanaklarını kullanarak iletişim kurarlar.

 

KAYNAKÇA

Akçay,C.,R., Küreselleşme, Eğitimsel Yoksunluk ve Yetişkin Eğitimi

Balay, R., Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, yıl: 2004, cilt: 37, sayı: 2, 61-82 Ankara University, Journal of Faculty of Educational Sciences, year: 2004, vol: 37, no: 2, 61-82

Balkar,B., Özgan,H., Küreselleşmenin İlköğretim Kademesindeki Eğitim Sürecine Etkilerine İlişkin Öğretmen Görüşleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 10, Sayı 19, Haziran 2010, 1-22

Doğan, E., “Eğitimde Küreselleşme.” Eğitim Araştırmaları. Ocak 2002 Sayı:6

Duman,B.,(2002). Küreselleşme Sürecinde Öğrenme-Öğretme Nasıl Yapılmalıdır?, http://sosyalbilimler.cukurova.edu.tr/dergi.asp?dosya=54 (Ulaşılma Tarihi, 27.02.2011)

Hüsnü, E., Bilgi Toplumu Ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1994, s.96

Gökdaş, İ., & Kayri, M. (2005). E-ÖĞRENME ve TÜRKİYE AÇISINDAN SORUNLAR, ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Elektronik Eğitim Fakültesi Dergisi .

Gül,T., Aslan,N., Sınıf Öğretmenlerinin Küreselleşme, Toplumsal Gelişme Ve Hizmet İçi Eğitim  Programlarına İlişkin Görüşleri, Eylül 2009 Cilt:17 No:3 Kastamonu Eğitim Dergisi 881-894

Tomul, E., “Küreselleşme ve Eğitim Eşitsizlikleri.” Eğitim Araştırmaları.Ocak 2002 Sayı:6

Yurdabakan, İ., “Küreselleşme Konusundaki Yaklaşımlar ve Eğitim.” Eğitim Araştırmaları. Ocak 2002 Sayı:6

Zencirkıran, M.,Küreselleşme: Sorunlar ve Çözüm Önerileri.” www.isguc.org /memet2. htm (E- dergi)

 

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...