eğitimleri 2
Özel eğitimin en çok ihmal edilen ve önlemleri hep oluruna bırakılan alanı yargı kalıpları nedeniyle üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocuklar olmuştur. Uygarlık düzeyi dediğimiz, insanlığı daha iyiye daha güzele doğru götüren, birikimleri, buluşları ve yaratıları ortaya koyanlar şüphesiz sıradan insanlar olmamasına karşın, bu düzeyi geliştiren ve ileriye götüren, olağanüstü özellikleri bulunan, bu bir avuç özel gereksinimli üstün nitelikli kişilere yönelik önlemler, çok önemli olmasına karşın yeterince alınamamıştır. Özel eğitim konusu olması gereken bütün ayrıcalıklı çocukların, böyle bir eğitime niçin gereksinimleri olduğunu savunmak oldukça kolaydır. Ancak gerek alan içinde gerekse alan dışında birçok kişi, olağanüstü yetenekleri bulunan çocukların niçin özel eğitim konusu alması gerektiğini kolaylıkla benimsememekte ve bunun doğal sonucu olarak, özel eğitimin diğer dalları olan görme, işitme ve zihin engelliler konusunda önemli adımlar atarak, bu grupların sürekli örgün eğitim içine alınmasını sağlarken, yıllardır üstün zekalı ve üstün yetenekli çocuklar kapsam dışı tutulmaktadır. Aslında üstün veya özel yetenekliler ciddi bir risk grubudur. Üstün veya özel yeteneklilerin bu potansiyelleri uygun şekilde geliştirilip yönlendirilebilirse; başarılı birer fert olarak ülkemize ve Avrupa Birliğine önemli hizmetlerde bulunabilirler. Aksi halde kendisi ile barışık olmayan, aile ve toplum için “sorunlu grup” haline dönüşmeleri ihtimali oldukça yüksektir. Bu sebeple, üstün veya özel yeteneklilerin özel öğrenme ihtiyaçlarına cevap verecek ve öğrenme hızlarına uyum sağlayacak eğitim modellerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Üstün insan beyin gücü ülkelerin en büyük kültürel ve ekonomik değer kaynağı sayılmaktadır.
1957 yılında Sovyetler Birliği uzaya ilk uzay aracını, Sputnik'i fırlatmıştır. Batı ülkeleri, Sovyetler Birliğinin kendilerini uzay yarışmasında geçme nedenini araştırırken karşılarına üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukların eğitimine Sovyetlerin verdiği önem çıkmıştır. Bu tarihten sonra da üstün zekâlıların eğitiminde gerek kurumsal, gerek eğitim programları gerekse tanılama boyutlarında hızlı uygulamalara başlamışlardır.
Ünlü Amerikalı Thomas Edison gönderildiği ilkokulun öğretmenince “tutuk kafalı” diye damgalanmış ve okuldan alınarak tecrübeli bir öğretmen olan annesi tarafından evinde öğrenim görmüştür. Hume, öğretmenleri ve okul arkadaşlarınca “aptal” olarak nitelendirilmiştir. Yoder’in, elli ünlü büyüğün çocukluk hayatı üzerinde yaptığı incelemede bunlardan önemli bir kısmının gittikleri okulların öğretmenlerince “çok üstün yetenekli” olarak teşhis edilmediklerini söylemektedir. Birçok ünlü bilim adamının önemli bir kesimi ortalamayı hayli aşan uzun, etken ve verimli bir hayat yaşamıştır. Olağandan daha ileri yaşlarda bile verimliliklerini kaybetmeyenleri az değildir. Parlamenterler Konseyi Tavsiye Mektubu Avrupa Konseyi Parlamenter Toplantısında( 7 Ekim 1994 31. oturum) Üstün ve Özel yetenekli öğrencilere yönelik önerilerde bulunmuştur. Bu önerilerin proje ile ilgili kısımları şunlardır:”Öğretmen Yetiştirme Programları(Formasyon Programları) üstün zekâlı ve yetenekli çocukları ayırt etmek için bazı stratejileri içermelidir. Genel olarak üstün yetenekli çocukların toplumun yararı için, kendi yararları için ve kendi yeteneklerini geliştirebilmeleri için yeterli eğitim olanaklarından yararlanması sağlanmalıdır.” Aslında hiçbir ülke yeteneklilerin kaybı için çaba harcamaz ve doğru zamanda zekâ bakımından ve diğer potansiyelleri diğerlerinden ayırmamak bir zaman kaybıdır. Bu amaç içinde yeterli ölçüm araçlarına gerek vardır. Üstün zekâ düzeyindeki bireyler, toplumun % 2’si gibi küçük bir bölümünü oluşturmalarına karşın, ülke kalkınmasındaki önemleri çok büyüktür.
Eğitim hizmetleri bireylerin gereksinimlerini karşılayacak şekilde planlandığı ve uygulandığı sürece verimli olma şansına sahiptir. Devlet Planlama Teşkilatı’nın 8. Kalkınma Planında” Özel eğitim alması gereken çocukların normal gelişim gösteren çocuklarla birlikte eğitim göreceği kaynaştırma okulları bütün öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde mekan, donanım, personel ve program esnekliğine kavuşturulacak; üstün yetenekli çocukların rehberlik ve danışmanlık yardımını okul öncesi ve ilköğretim çağında almasına ağırlık verilecek ve özel sektörün bu alandaki girişimleri desteklenecektir.”şeklinde üstün ve özel yetenekli çocuklara yönelik önlemler belirtilmiştir. Toplumu oluşturan bireyler farklı zekâ ve yetenek seviyelerinde bulunurlar. Bir toplum nüfusunun yaklaşık % 5’i üstün zekâlılık ve zekâ geriliği vasıflarına sahip bireyler oluşturmaktadır. Bu % 5 lik grubun yaklaşık % 2–3 kadarı üstün yetenekli ve üstün zekâlı insanlardır (Maryland, 1972). Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Ana Sınıf ve Ana Okulu çağında 3.662.874 çocuğumuzun olduğunu bu sayının % 2 sinin yani üstün yetenekli çocuk sayısının 73.257 olduğu belirtilmektedir. Okul Öncesi, İlköğretim ve Ortaöğretim çağı olan 0-18 yaş esas alındığında 499.200 çocuğumuzun üstün yetenekli olma ihtimali olduğu söylenmektedir. Üstün yetenekli bireylerin bir toplumun bütün kademelerinde bulunma ihtimali eşittir. Fakat bu bireylerin ortaya çıkarılabilme şansları farklı olduğundan dolayı, birçok kişide bu yetenekler kolayca fark edilemez. Hatta bazı durumlarda bu bireyler topluma ayak uyduramamaları nedeniyle normal olmayan insanlar grubuna dâhil edilirler. Bu bireylerin doğru ve etkin bir biçimde belirlenip eğitilmemeleri durumunda o topluma zararlı bireyler haline gelmeleri ve ruhsal problemlerle karşılaşma olasılıkları yüksektir. Üstün yeteneklilik ortalamanın üzerinde bir kabiliyet, yaratıcı düşünme ve görev sorumluluğunun bileşkesi olarak tanımlanmaktadır. Bu çocuklar normal programlar yolu ile sağlanamayan geniş kapsamlı eğitim olanaklarına ihtiyaç duyarlar.
Ayrıca kişide var olan bu yeteneklerin o kişinin yaşamı boyunca kademeli olarak ortaya çıkabileceği bilinmektedir. Üstün yeteneklilik, genel kabiliyetler kişisel düşünce ve motivasyonun bir bileşkesidir. Kişilerde var olan üstün yetenekler onların hayatını kolaylaştırır, daha güvenilir, daha sağlıklı ve daha etkin olmalarını sağlar ve onları yüksek seviyede beceri gerektiren konumlara götürür. Kişinin yeteneğini en etkin bir biçimde kullanabilmesi için bireydeki yeteneklerin sistemli ve programlı bir şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. Genelde yetenekli çocuklar yetenekten kaynaklanan yaratıcılık potansiyellerini geliştirmek için özel durumlara ihtiyaç duyarlar. İsrail, Çin, Eski Sovyetler Birliği ve ABD, 20–30 yıldır yüksek zekâ ve mucitlik testleri geliştirerek toplumlarını testlerle sistematik olarak taramış ve üstün zekâlıların eğitimi için özel okullar ve üniversiteler tesis etmiştir. ABD, İngiltere ve Almanya gibi bazı ülkeler üstün yetenekli bireylerin eğitiminin önemini erken kavramışlar ve bu alanda çok sayıda proje çalışmaları başlatmışlardır. Bu ülkeler üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi için farklı modeller geliştirmişlerdir.
Üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi ülkemizde oldukça yeni bir alandır. Dolayısıyla üstün yeteneklilerin öğretmenlerinin yetiştirilmesi için oldukça geniş bir zaman dilimi gereklidir. Bu nedenle, alanda görev yapacak öğretmenlere rehber teşkil etmesi açısından birçok alanda olduğu gibi ders materyali ve etkinlik hazırlama aşamasında örnek çalışmalara ihtiyaç vardır. Yetişmiş üstün beyin gücünün önemli ve anlamlı ekonomik bir yatırım olduğu bilinciyle, üstün veya özel yetenekli çocuklar toplumumuzun en değerli kaynakları olduğu unutulmamalıdır. Yetişmiş beyin gücüne sahip olanlar hangi ülkede olursa olsun bütün insanlığın yararlanacağı ürünler verirler.
Üstün ve Özel Yetenekli Öğrenciler iyi yetiştirilmiş lider öğretmenlerin yönlendirmeleri ile gelecekte, önce kendi çevresinden başlamak üzere ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine taşıyacak her tür yenilik, buluş ve ilerlemeleri yapabileceklerdir. Onlar geleceğin araştırmacıları, yaratıcı sanatçıları, teknik elemanları ve bilim adamları, toplum liderleri olacaklardır. Proje kapsamında farklı eğitim yöntemleri becerisi alacak lider öğretmenler farklı eğitim uygulamaları ile bölgedeki genel eğitime örnek teşkil edecek ve katkıda bulunacak ve genel eğitimin niteliğini artıracaktır. Üstün yetenekleri doğrultusunda bilimsel çalışma disiplini edinen, disiplinler arası çalışmalardaki kazanımlarla sorunları çözmeye ya da çeşitli gereksinimleri karşılamaya yönelik projeler gerçekleştirebilen, yaratıcılık ve yeteneklerini bölgesel ve ulusal bir anlayışla ülke kalkınmasına katkıda bulunacak şekilde geliştireceklerdir. Çeşitli iş alanlarındaki gereksinim ve sorunların bilincinde yeni düşünceler, teknik buluş ve çağdaş araçlar önerip, geliştiren bireyler olarak başta bölgesel sorunlara odaklanıp bu sorunlara çözüm yolları arayacaklardır.
Üstün zekalı ve üstün yetenekli çocukları arayıp, tarayarak bulmak gerekmektedir. Çünkü bu çocukların çoğu kendiliğinden ortaya çıkmazlar. Biz arayıp, taramazsak büyük yığınlar içinde yok olup giderler. Taranıp bulunan üstün zekalı ve üstün yetenekli çocukların, özel eğitim önlemleriyle en iyi biçimde gelişmelerini sağlamak gerekmektedir. Bu grubun kısa sürede hayata atılmalarını sağlayarak uzun süre verimli biçimde topluma ve iş alanlarına katkıda bulunmalarını sağlamak gerekmektedir. Üstün yetenekliler erken yaşta yönlendirildiklerinde gelişimleri hızlandırılabilir. Üstün yetenekliler bilgi ve yaratıcılığa dayalı rekabet dünyasında kendi alanlarında iş, bilim, teknoloji, sanat ve hizmet sektörlerine katkıda bulunabilecek değerli birer varlıktır. Lider öğretmenlerin olumlu yönlendirmeleri ve bu çocukların okul öncesi dönemde tanılanması ile küçük yaşlardan itibaren bilimsel düşünme becerisi kazanacaklardır. Bu bağlamda değişik proje, yeni düşünce, çağdaş araçlar öneren bu çocuklar değişik iş alanlarına büyük katkılar sağlayacaklardır.
Kaynak : www.uyef.net
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...