yavru tema 2006
İnsanlar gelecek kuşaklara hiçbir şey bırakmayacak şekilde davranmaktadır. Bu nedenle bilinçli ve bilgili bir yaşam biçimi sergilemek gerekmektedir. “Bitkiler Dava Açtı” adlı etkinlik biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının yapıcı öğrenme kuramına dayalı olarak öğretimini amaçlamaktadır. Bu Etkinlik yüksek lisans tez çalışması sırasında, TEMA Vakfının düzenlediği Yavru TEMA Doğa ve Erozyon Kampında ve Adana Bilim ve Sanat Merkezinde uygulanmıştır. Bu etkinlik sırasında öğrencilerin eleştirel düşünebilme, demokrasinin gereklerini sınıf ortamında uygulayabilme, üretici ve yaratıcı düşünebilme, ekip çalışmalarına yatkınlıkları, edindiği bilgi ve bulguları paylaşabilme, girişimcilik becerisi, iletişim becerisi gibi gelişimleri gözlemlenebilmektedir.
Mehmet Duran ÖZNACAR'ın Uyguladığı Etkinlikler;
Bitkiler Dava Açtı
Ben Seni Yerim
Doğadaki Canlıların Şifresi
Kır Gezisinde Değerlendirme
Aşağıda "Bitkiler Dava Açtı" Etkinliği verilmiştir. Diğer etkinlikleri tamamıyla uygulamak için Anı Yayıncılık, Güncel Çevre Sorunlarıyla İlgili Eğitsel Etkinlikler kitabından yararlanılabilir.
“Bitkilere Kulak Verelim”
“Bitkiler Dava Açtı”
ÖĞRENME ALANI : Canlılar ve Hayat
KAZANIMLAR :
1- Çiçekli bir bitkinin kısımlarının görevlerini açıklar
2- Çiçekli bir bitkide tozlaşmayı sağlayan etkenleri belirtir.
3- Birçok meyve ve tohumun hayvanlar ve insanlar için besin kaynağı olduğunu örnekleriyle sunar
4- Çevresinde bulunan bitki ve hayvanlara sevgiyle davranır
5- Dünyadaki bir çevre probleminin ülkemizi nasıl etkileyebileceğine ilişkin çıkarımlarda bulunur Üreticilerin fotosentez yaparak basit şeker ve oksijen ürettiğini belirtir
6- Üreticilerin fotosentez ile güneş enerjisini kullanılabilir enerjiye dönüştürdüğünü ifade eder
.
SÜRE : 120 dakika ( 40 + 40 + 40)
SEVİYE :5. Sınıf, 6. Sınıf, 7. Sınıf, 8. Sınıf
ARAÇ-GEREÇ : Orijinal ismi “Paskalya Adası” olan ve Beyaz yayınlarına ait “Karikatürlü Çevre Rehberi”nden alınan örnekler bir araya getirilerek “Çıplak Ada” şeklinde uyarlanmış Hikaye, saksıda bir bitki, projeksiyon, bilgisayar ve etkinliğin giriş kısmında uygulanan “Botanik müzesi” kısmı için güncel bir müzik, etkinlik sırasında kuş, rüzgar ve vb. ses efektleri, mahkeme sırasında bir U düzeni verilmiş bir sınıf ortamı,”Ezop Masalları” ndan alınan Yolcular ve Çınar Ağacı metni, Hikmet Birand’ın Alıç Ağacı ile sohbetler kitabından alınan metinler(Mahkeme sırasında bitkinin haklılığını ispatlaması için sözcüsü rolündeki öğretmen aracılığı ile söyleyeceği metinler ) ile etkinlik sonunda yapılan değerlendirme bölümünde öğrencilerin boyunlarına asılan değişik mesajların( Ekler Bölümü ) yazıldığı kağıtlar ve yaka kartı ipi,
ANAHTAR KELİMELER: Fotosentez, Erozyon, Çölleşme, Tozlaşma, Döllenme, yaşam alanı, doğal denge ....
DİĞER ALANLAR : Türkçe, Sosyal Bilgiler, Görsel Sanatlar
İŞLEYİŞ :
Arkadaşlar bugün “Bitkilere Kulak Verelim” “Bitkiler Dava Açtı” adlı bir etkinlikle yapacağız.
BİRİNCİ BASAMAK
“Botanik Sanat Müzesi”
Süre :20 dakika
Araç-gereç :Resim kâğıtları, CD çalar, Boya kalemleri, Öğrencilerin yaratıcılıklarına bağlı olarak ortamda bulunan her türlü malzeme,
İşleyiş :
Birinci Adım
Öğrenciler 4–6 kişilik gruplara ayrılır. Gruptan bir arkadaşlarının malzeme, diğerlerinin heykeltıraş oldukları ve hayali bir bitki yapmaları ve bu bitkiyi tüm gruplara tanıtmaları istenir. ( Heykeller Tasarlanırken Müzik Verilir) Müzik bittiğinde tasarlanan bitkiler grup tarafından tanıtılır.
Bitki olan öğrencilere kıpırdamadan durduklarında neler hissettiklerini anlatabilecekleri söylenir.
NOT: Görsel sanatlar etkinliğinde bu etkinliğe hazırlık olarak hayallerindeki bir bitkinin grup olarak resmini yapmaları ve üzerine sloganlar yazarak afiş hazırlamaları sağlanır. Aynı resim bu etkinlikte heykeller beraber tanıtılabilir.
Öğretmen: Arkadaşlar! Bugün üniversiteden bir heyet sınıfımızı ziyaret edecektir. Bizler bir “botanik sanat müzesi” oluşturarak sergileyeceğiz. Şimdi hayal gücünüzü kullanarak bir bitki modeli tasarlamanızı istiyorum. Bu bitki ile sizin için önemli olan sorunlara çare olabilirsiniz.
NOT : Gerektiğinde öğretmen hayali bir bitki örneği ile etkinliği başlatabilir.Benim bitkimin ismi” SEVGİ AĞACI” dır. Her mevsim çiçek açar ve her mevsim meyve verir. Çiçeklerinden yayılan kokular insanların içindeki kin ve nefreti yok eder. Tohumları çok uzak diyarlara taşınabilir ve çok kolay çimlenir. Sevgi ağacının olduğu her yer sevgi ile dolar ve kin ve nefret uzaklaşır. Şu an içinde kötü duygular olan varsa gelip yüreğini sevgiyle doldurabilir. Gruplardan gönüllü öğrenciler sevgi ağacının yanına çağrılarak doğaçlama yapmak isteyenlere izin verilir.
Tartışma Sorusu
1- Heykel yapmak eğlenceli miydi? Bitki olduğunuzda neler hissettiniz?
NOT: Bir grup hayali bitkisini tanıtırken öğretmen veya diğer gruptaki öğrencilerin sorularına hayali bitkinin cevap vermesi istenebilir.
İKİNCİ BASAMAK
“Çıplak Ada”
Süre : 20 dakika
Araç-gereç: Orijinal ismi “Paskalya Adası” olan ve Beyaz yayınlarına ait “Karikatürlü Çevre Rehberi”nden alınan örnekler bir araya getirilerek “Çıplak Ada” şeklinde uyarlanmış Hikâye
İşleyiş :
Birinci Adım
“Çıplak Ada” adlı hikâyenin resimleri perdeye yansıtılır. Hikâyede yer alan eksik kısımlar öğretmenin yönlendireceği sorularla öğrencilerin tamamlamaları istenir.
Öğretmen:
Çocuklar siz Çıplak Ada’ nın Hikâyesini biliyor musunuz?
Anlatmamı ister misiniz?
Duyamadım. Evet mi?
Günümüzden yaklaşık 300 yıl evvel Türk bir kaşif bir ulaştığı bir adaya bu çıplak ada ismini vermiş. Sayıları yaklaşık 3000 olan ada halkı sefalet içinde yaşamlarını sürdürüyorlarmış. Adada tek bir ağaç bile yokmuş. Ada halkı ”kısa boylu, zayıf, ürkek ve hastaymış”.
Ama bu sefaletin içinde bazı sürprizler de varmış. Adada sırtları denize dönük olan 800 kadar dev taş heykeller varmış.
Türk kâşif, heykellerin nereden geldiğini sorduğunda adalılardan şu yanıtı almış.
Buraya yürüyerek geldiler.
Öğretmen:
Benim bu hikâyede anlamadığım bir şey var.
Bu heykelleri bu zayıf ve sıska insanlar nasıl yontmuşlar?
Taş ocaklardan nasıl çıkartılmış, nasıl taşınmış, nasıl dikilmişti?
Bu işleri kim yapmıştı?
NOT: Öğrencilerin bu sorularla ilgili fikirleri alınır. Öğrencilerden hikâye ile ilgili yorumlar alındıktan sonra gerektiğinde öğreten aşağıdaki gibi açıklamalar yapabilir.
Öğretmen: Çocuklar! Bunların nasıl olduğunu bilmek ister misiniz?
Çıplak Adada yaşayanların çok önceleri zengin bir yaşamları varmış. Her yer ağaçlarla ve verimli topraklarla kaplıymış. Bol miktarda yiyecekleri varmış. Bebekleri büyüyüp gelişmiş. Kısa sürede nüfusları artmış. Bol miktardaki boş zamanlarında taştan anıtlar, özellikle heykeller yapmışlar.İyi beslendikleri için o zaman yaşayan insanların vücut gelişimleri iyi ve çok sağlıklı insanlarmış.
Öğretmen: Peki heykelleri nasıl taşımışlar.
NOT: Öğrencilerden hikâye ile ilgili yorumlar alındıktan sonra gerektiğinde öğreten açıklamalar yapacaktır.
Öğretmen: Heykeller kesilen ağaçların üzerinden kaydırılarak taşınıyormuş. Yapılan her heykel yüzlerce ağacın kesilmesine neden olmuş.
NOT: Perdeye yansıtılan sunumla beraber hikâyenin gizemli kısımları açıklanacaktır.
Öğretmen: Böylece ada halkı birçok ağaç kesmiş. Ağaçlar, yalnızca heykellerin taşınması amacıyla değil, aynı zamanda ısınma aracı ve inşaat malzemesi olarak da kullanılıyormuş. Ada halkı birbirleriyle yarış edercesine dev heykeller yapmış. Ağaçlar hep kesilmiş.
Öğretmen: Ağaçlar kesilince neler olmuş?
NOT: Öğrencilerden hikâye ile ilgili yorumlar alındıktan sonra gerektiğinde öğreten aşağıdaki açıklamaları yaparak etkinliğe devam edecektir.
Öğretmen: Ağaçlar kesildiği için toprağın verimli kısımları erozyonla sürüklenip gitmiş. Topraklar verimsiz olmuş. İnsanlar yetirince beslenememişler. Bir gün adada tek bir ağaç kalmış. Bu ağacı kesen kişi “bu ağaçta giderse neler olur diye.” düşünmemiş mi?
NOT: Öğrencilerden bu hikâye ile ilgili fikirleri alınır. Final mesajı öğrencilerden gelmediği takdirde öğretmen aşağıdaki açıklamayı yapar.
Öğretmen: Çocuklar gezegenimiz o kadar büyük olmasına rağmen böyle davranmaya, yani Çıplak adadaki halk gibi yaşamaya devam edersek, bizde onlar gibi sefalet içinde yaşarız. Bizlerde onlar gibi beslenemez, zayıf ve hasta oluruz.
Tartışma Sorusu
1- Çıplak Ada halkı gibi bizlerde dev heykeller yapıyor muyuz? ( Dev Binalar ve yaşama alanlarının yok edilmesi)
2- Çıplak Ada Halkının yaptığı hatalara benzer ne gibi hatalar yapıyoruz? ( İnsanların aç gözlülüğü )
ÜÇÜNCÜ BASAMAK
“Bitkiler Dava Açtı”
Süre :40 dakika
Araç-gereç : Bir saksı bitkisi, Çevre sorunlarıyla ilgili resimler,
İşleyiş :
Çıplak Ada etkinliğinin bitiminden hemen sonra; Öğretmen ” ne oldu” bir ses duydunuz mu?” diye öğrencilere sorar. Arkadaşlar bu gün defalarca aynı sesleri duydum. Sanırım bu yanımda duran bitki benimle iletişim kurmaya çalışıyor veya yorgunluktan ben hayal görmeye başladım. Diye bitkinin etkinlik içerisine alınması sağlanır.
NOT: Bu etkinlikte kullanılacak iki anahtar kelime öğrencilere açıklanır.”DURUN” denildiğinde öğrenciler sessiz bir şekilde beklemeleri ve “DONUN” denildiğinde hareketsiz kalmaları gerektiği belirtilir.
Birinci Adım
Öğretmen: Arkadaşlar bitkilere karşı yapılan katliam haberlerini duymakta ve görmekteyiz. Yüzyıllardır aynı gezegeni paylaştığımız bitkilere karşı bir soykırım uygulanmaktadır. Bugün aramızda tüm bitkileri temsil eden bir bitkimiz var(saksıdaki bitki).
Şimdi bu bitki kardeşle tanışalım. Ben bitkinin size anlatmak istediklerini aktaracağım denilerek, bitki etkinlik içerisine alınır.
İkinci Adım
Öğretmen: Bitkinin Sözcüsü Olarak; Aslında bugün sizlere mutluluk masalları anlatmak isterdim Ama insanoğulları biz bitkiler sizlerden memnun değiliz. Toprağımızı kirlettiniz, suyumuzu kirlettiniz, akrabalarımızı katlettiniz. Bazılarımızı yapa yalnız ortada bıraktınız.
Sizlere akrabalarımın başından geçen bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Diyerek aşağıdaki hikâye anlatılır.
“YOLCULAR VE ÇINAR”
Sıcak bir yaz gününde yol alan yolcular bir çınar ağacı görürler ve gölgesinden yararlanmak için hemen yanına giderler. Kendilerini ağacın altına atıp bir güzel dinlenirler. Tam kalkacakları zaman yolculardan biri ” Bu ne yarasız bir ağaç. Ne meyve veriyor, nede başka bir şey” der.
O zaman çınar ağacı hemen karşılığını verir yolcuya; “Nankör yaratık seni! Hem gölgemden yararlanıyorsun, hem de benim hiçbir işe yaramadığımı söylüyorsun”.
NOT: Hikâye Bitki adına öğreten aracılığı ile okunduktan sonra; Bitkimiz insanların ne kadar nankör olduklarını söylemektedir. Sizin bu konuda söylemek istediğiniz var mı? Diye sorulur ve yeniden öğrencilere söz verilir.
Üçüncü Adım
Öğretmen: Bitkinin Sözcüsü Olarak; İnsanoğulları biz bitkiler sizlerden şikâyetçiyiz. Hayvanların haklarının olduğu günümüzde bizde haklarımızı özgürce savunacağımız bir mahkeme kurulmasını istiyoruz. Biz bitkiler biliyoruz ki insanoğullarının adalet duygusu çok gelişmiştir. Biliyoruz ki özgür bir şekilde haklarımızı savunacağımız bir mahkeme olacaktır.
NOT: Mahkeme sırasında öğretmen mahkemeye müdahale etmek ve etkinlikle ilgili belirtmek istediklerini gerektiğinde bitkiye doğru eğilerek; “Sayın mahkeme heyeti Bitkimiz söz almak istiyor” diyerek değinmek istediği konulara bu kısımda yer verebilir.
Dördüncü Adım
Öğretmen : Bitkilerin insanlardan şikâyetçi olarak dava açtıkları Bu davada sanık, tanık, mahkeme heyeti, avukatlar olacağı söyler. Bitkilerin insanların yaşama haklarını ellerinden aldıkları gerekçesiyle davacı olduklarını söyler. “Sınıftaki bazı arkadaşlarınız bitkilerin avukatı olacaktır.” Kimler bitkilerin avukatı olmak istiyor? U düzeni oluşturulmuş bir ortamda bitkilerin avukatlığını yapacak grup bir tarafa oturtulur.
Sanık durumunda insanların olduğu ve bitkiler öne sürdüğü fikirleri çürütmeleri gerektiğini söyler. “Sınıftaki bazı arkadaşlarınız insanların avukatı olacaktır.” Kimler insanların avukatı olmak istiyor? U düzeni oluşturulmuş bir ortamda insanların avukatlığını yapacak grup bir tarafa oturtulur.
Mahkeme heyeti ve jüri üyeleri seçilir ve bu üyelerin mahkemeyi yönlendirecekleri sanık, tanık ve davacıları dinledikten sonra bir karar vermeleri gerektiği söylenir.
Öğretmenin bitkinin sınıftaki sözcüsü olacağı söylenir.
Beşinci Adım
Öğretmen: Bitkilerin Sözcüsü Olarak ; Bitkilerin neden böyle bir dava açtıklarını mahkeme heyetine sunar ve sözü mahkeme başkanına bırakır.
NOT : Gruplar kendi aralarında hazırlık aşaması tamamlandıktan sonra doğaçlamaya başlanır. Bütün gruplar mahkeme heyetinin yönlendirmesi ile doğaçlamaya başlar. Mahkeme heyetinin davacı olarak önce bitkilerin avukatlarına söz vermesi, avukatların bitkileri dinlemesi, daha sonra, diğer tanıkların avukatlar tarafından mahkemeye bilgi vermesi için çağrılması sağlanır. ( Avukatlar teneffüse denk gelecek bir arada bulundukları ortamda herhangi bir kişiyi mahkemeye tanık olarak getirebilir. )
Öğretmen: Mahkeme heyetinin sanık durumundaki insanların avukatlarına söz hakkı vermesi ve insanların böyle bir suç işlemediklerinin ispatlanmaya çalışılması ve tanıkların dinlenmesini sağlar. Yargılamanın çıkmaza girdiği durumlarda öğretmenin diğer gruplara “durun ve donun” diyerek etkinliğe müdahale eder. Diğer grupların ve mahkeme heyetinin dinlenmesinin sağlar.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak role girdiğinde etkinliğin yapıldığı grupların yaş ve seviyelerine göre gerektiğinde daha da genişletilerek bitkiler ile ilgili aşağıdaki bilgilere yer verir. Sınıf seviyesine göre bitkilerin sözcüsü olan öğreten kazandırmak istediği kazanımlara yönelik bilgileri bu bölümde anlatabilir.
NOT: Öğrenciler gerektiğinde bitkiye sorular sorabilir ve öğreten bitkilerin sözcüsü olarak cevap verebilir. Etkinlik aktif olarak uygulanamaz hale geldiğinde; Öğretmeninde bitkilerin sözcüsü olarak bitkinin söylediklerini mahkeme heyetine iletmek üzere bitkinin yanına eğilir. Dinliyormuş gibi yapar, mimikleriyle o role bürünür.
NOT : Mahkeme sırasında sık sık bitkiye doğru eğilen öğreten ; “Sayın mahkeme heyeti bitkimiz söz almak istiyor” diyerek değinmek istediği bilgilere bu kısımda yer verebilir. Bilgiler bitki tarafından öğreten aracılığı ile anlatılmış olur. Bu kısımdaki bilgiler gerektiğinde grubun özelliğine göre kullanılır. Aşağıda belirtilen kısımlar mahkeme sırasında ara ara değinilmek üzere yazılmıştır. Doğaçlamanın durduğu anlarda öğretmen tarafından gerektiğinde kullanılmalıdır. Aşağıdakilerin tamamı aynı etkinlikte kullanılmayabilir.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Bizim aslında, üç temel organımız var: Kök, gövde ve yaprak. Bunlar bizim, beslenme, büyüme ve gelişmemizle görevli organlardır. Kök bizi toprağa bağlar ve topraktan besin maddelerini alır; gövde dallarımızı ve yapraklarımızı havaya kaldırır ve güneşlenmesini sağlar aynı zamanda topraktan aldığı suyu ve besin maddelerini yapraklara iletir. Yapraklar, beslenme ve gelişmemiz için gerekli organik maddeleri hazırlar.
Öğretmen : Bitkilerin sözcüsü olarak; Ey İnsanoğulları çiçeklerimizin üzerinde böcekler görüyorsunuz onlar neden gelirler biliyor musunuz?
Böcekler karınlarını doyurmak, susuzluklarını gidermek, karda, yağmurda, fırtınalarda başları derde girince bize sığınmak için gelirler. Bizde böceklerin bu durumlarından yararlanırız. Onlara tozlarımızı yükleyip, dişi çiçeklere göndeririz.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Böceklerin normal zamanlarda çiçeklerimize ilgi duymasını nasıl sağladığımızı biliyor musunuz?
Tabi ki reklâmcılıkla.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Reklâmcılığı nasıl uyguladığımızı biliyor musunuz?
Reklâmcılıkta en büyük başarı nedir? Müşterinin görme duygusuna hitap eder.Sizin şehirlerinizde renkli levhaları, renkli ışıklı ilanları göz önüne getirin.Aslında biz de aynı şekilde reklam yapıyoruz.
Bizim çiçeklerimiz yeşil yapraklar arasında belirecek, göze batacak şekildedir.Biz çiçeklerimizin erkek ve dişi organlarına yakın yapraklarına renklerini allı, morlu, sarılı, beyazlı, renk renk taçlar giydirdik.Böylece çiçeklerimiz alımlı gösterişli bir hale geldi.
Renkleri seçerken de çok dikkat ettik. Neden mi? Çünkü bazı böceklerin bazı renkleri görmediklerini fark ettik.
Bu böceklere örnek verelim mi? Kelebekler için gece karanlığında iyi göründüğü için beyaz rengi seçtik. Arılar kırmızıya körler fakat sarı çeşitlerini, mavimtırak yeşile çalan beyazı çok iyi görürüler.
Böceklerin görme duyuları yanında koku alma duyularını da uyarmak için önlemler aldık. Çiçeklerimize çeşitli kokular ve esanslar sürdük. Bunun da çok faydası oldu.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Peki, başka neler yaptığımızı öğrenmek ister misiniz? İlk Hava Alanlarını insanların yaptığını mı? Zannediyor sunuz?
Renk ve kokularla dikkatlerini çektiğimiz böceklerin rahat iniş ve kalkış yapabilmeleri için taç yapraklarımızı öyle bir tabak gibi dizdik.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Peki, Çiçek tozlarını böcekler nasıl taşıyorlar?
Çiçek tozlarının böceklere rahat yüklenmesi için kuru olmaması gerekiyordu. Islak hatta yapışkan olması gerekiyordu. Bizde çiçek tozlarına yapışkan bir macun sürdük. Ayrıca rahat yapışsınlar diye çiçek tozlarının yüzeylerini düz değil, pürüzlü yaptık.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Çiçeklerdeki üreme organlarını nasıl tanırız?
Taç yaprakların üstünde başları şişkince bir sıra iplik gibi şeyler var. Onlar çiçeğin erkek organıdır. O iplik gibi sapların tepesindeki şişkinlikler birer torbadır ve onların içinde erkek eşey hücreleri oluşur. Erkek organ olgunlaşınca torbalar yırtılır ve erkek eşey hücreleri toz gibi savrulurlar.
Genellikle erkek organların ortasında sürahi gibi alt tarafı şişkin, boynu ince ve tepesi yassı bir şey var. O da çiçeğin dişi organıdır.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Bütün meyveler bildiğimiz elma, armut şeklinde midir?
Hayır! İncir meyvesini bilirsiniz. Biliyoruz değil mi?
İncirin meyvesi aslında yediğimiz zaman ağzımızda çıt çıt diye ses çıkaran, küçük çekirdek sandığın şeydir. Tohumlar o küçük meyvelerin içindedir.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Biz yeni doğan çocuğumuzu dış etkilerden, soğuktan, sıcaktan korumak için sarar sarmalar, kendi kendine yetebilecek hale gelinceye kadar ana sütü, ya da onun yerini tutacak besinlerle besleriz. Peki, siz bitkiler çocuklarınıza bu ilgiyi gösterir misiniz?
Evet, bizim tohumlarımızda, bizim çocuklarımızdır. Tohumlarımız bizden ayrıldıktan sonra uzun bir yolculuğa çıktıklarından, bizde onları korumak için sizler gibi önlemler alırız. Onların bu uzun yolculuklarında yani çimleninceye kadar yetecek erzak depolarız. Küçük bitki yavrucuğumuzu güneşten yanmasın, soğukta donmasın, kurtlar yemesin diye sardık sarmaldık, sert bir kabukla her yanlarını sımsıkı örttük. Ne zaman ki tohumlarımız uygun bir ortam bulur işte o zaman topraktaki suyu emerler, kabukları şişer ve çok hızlı bir şekilde büyümeye başlarlar.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Bütün bitkiler tohumlu mudur?
Hayır, bitkilerin bazılarında döllenme olmaz. Bunlar eşeysiz olarak ürerler ve tohum oluşturmazlar.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Bütün bitkilerin tohumları aynı şekilde mi olur?
Hayır, Bitkilerin tohumları değişik şekillerdedir. Örneğin çam tohumlarında kanat gibi çıkıntılar vardır. Yere düşerken pervane gibi dönerler. Bazı tohumların dışında diken gibi çıkıntılar vardır. Bu tohumlarda hayvanların üzerine takılarak, uzaklara taşınırlar. Bazılarına dokunca roket gibi tohumlarını fırlatırken, bazıları paraşüt gibi havada süzülür.
Öğretmen: Bitkilerin sözcüsü olarak; Siz insanlar sadece bitkilere değil tüm dünya’ya zarar veriyorsunuz. Sayın mahkeme heyeti size kanıt olarak bazı belgeler sunuyoruz.
NOT: Bu kısımda daha önceden hazırlanmış insanların çevreye verdikleri zararlarla ilgili resimler gösterilir.
DÖRDÜNCÜ BASAMAK
“Bitki olalım, “Fotosentez Yapalım”
Süre :20 dakika
Araç-gereç :Doğa ve çevre ilgili deyiş, atasözü ve alıntıların olduğu A4 kağıtları, yaka kartı ipleri, bir şişe su, plastik top,
İşleyiş :
Ön Hazırlık
1- Bu kısımda etkinliğe yardımcı olabilecek öğretmenlerden yardım istenebilir.
Öğretmen: Sayın mahkeme heyeti bitkimiz sizi küçük bir geziye çıkarmak istiyor. Öğrencilerden gözlerini kapatmaları istenir. Gezinti sırasında karşılaştıkları Orman Perisi 10 dakika boyunca bitki olmalarını ister.
Bitki olarak fotosentez yapmaları istenir. Bitkiler topraktan su ve mineralleri kökleri ile havadan karbondioksiti yapraklarıyla alır güneş enerjisi ile yapraklarında birleştirir ve fotosentez yapar. Tüketiciler ise bitkilerin dallarından meyveleri toplar ve oksijeni tüketirken bir yandan da doğayı kirletmeye çalışırlar.
Bu sırada boyunlarına yardım için gelen öğretmenler tarafından mesaj yazılı A4 kağıtları asılırken aynı anda piknik yapan ailelerin bitkilere yaptığı uygun olmayan davranışlar sergilenir.
Top oynayan ve ağaçları kale direği olarak kullanan çocuklar.( Plastik topla ayaklarına hafifçe dokundurulur )
Mangal yapan ve külünü ağacın yanına döken babalar. ( Mangalı döküyormuş gibi konuşulur ve vücutlarına hafifçe dokundurulur )
Sevgilisinin adını ağaca kazıyan gençler. ( Bu kısımda role giren kişi sevgilim adını ağaçlara kazıyacağım dediğin de yardımcı öğretmenler çocukların sırtlarına parmaklarıyla yazı yazıyormuş gibi yaparlar.)
Tuvaleti gelen bir Çocuk.( Babacığım çok sıkıştım der. Baba git bir ağacın yanına yap eder. Bu sırada su dolu ve delinmiş şişeden su akıtılır)
DEĞERLENDİRME
Süre :20 dakika
“Paylaşım Çemberi Oluşturma”
Öğrenciler gruplara ayrılır. Bitki olduklarında neler hissettiklerini anlatmaları istenir. Grup olarak boyunlarına asılan mesajları birleştirerek anlamlı bir mesaj oluşturmaları istenir. Tüm grupların mesajları dinlenir.
Mahkeme heyeti kararı açıklar.
Tartışma Soruları
1- Bitkilerin doğal dengede rolü nedir?
2- Bitki olduğunuzda neler hissettiniz?
3- Üretici, tüketici ve ayrıştırıcı canlılara örnek veriniz?
4- Bitkiler davalarında haklılar mıydı?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...