Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
anlamak 0 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

anlamak

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI TANIMAK VE ANLAMAK


Çocuğun doğuşla getirdiği yetenekleri ve zekâsı yanında, içinde doğduğu, büyüdüğü ve kendini gerçekleştirdiği ortam da belirleyicidir. Çocuk konusunda yapılan en önemli yanlış ise bütün çocukları eşitleyen ve aynı fotoğraf içinde görme tutumudur. Bizdeki çocuk tutumunun da büyük oranda tek tipleştirici yaklaşıma dayandığını söyleyebiliriz. Çocukları tek tip eğitim ve öğretim süreçlerine dahil etme çabası günümüzde de ısrarla sürdürülmektedir. Tek tipleştirici ve sınırlayıcı eğitimin en temel nedeni ise eğitim ve öğretimin geç başlamasıdır. Çocukluk evrelerindeki her gecikme, çocuğun keşfedilmesinin ertelenmesiyle sonuçlanır. Hiç kuşkusuz, bu erteleme ve gecikmeyi en yoğun biçimde yaşayanlar ise çocuklar ve anne-babalardır. Buna karşılık, yeteneklerini keşfedemediği gibi gecikmenin ve ertelemenin farkında olmayanlar da vardır. Hattâ bu oran yetenek durumunun farkında olanların oranından çok daha da yüksektir.
Dünyanın çocuk fotoğrafı içinde farklı olanların algılanması her toplumda aynı düzeyde değildir. Doğuştan armağanlı gelen bu grubun oranı çok küçük olmasına karşın, kendilerine özgü eğitim alanların sayısı da sınırlıdır.Türkiye’nin iyi olmayan çocuk göstergeleri arasında üstün yetenekli çocuklara yönelik karnesinin de zayıf olduğunu biliyoruz. Üstün yetenekli çocukların eğitimi çok dar bir kesimin gündeminde kaldıkça ve doğan her üstün yetenekli çocuğun dahil olacağı eğitim süreçleri oluşturulmadıkça bu kısır döngü devam edecektir.
Üstün yetenekli çocuklar konusunun ihmal edilmesi, kanımca, bilgi ve kültür eksikliğinden kaynaklanıyor. Üstün yetenekli çocuk bilgisi ve kültürü oluşturulmadan gelişim, algılama, yaratıcılık ve öğrenme özellikleri kendilerine özgü olan armağanlı çocukların farkına varma ve özel eğitim ortamlarını hazırlama imkanımız da olamayacaktır. Kendi çocuğumuzun, arkadaşımızın çocuğunun ya da sınıftaki öğrencimizin farklılığını anlamaya başlamanın ilk adımını, üstün yetenekli çocukları tanımakla atabiliriz. Dünyaya gelen her çocuk, önce çocukluğunu yaşama hakkına sahiptir. Yaşadığı coğrafya ve yeteneği ne olursa olsun bu temel çocuk hakkı hiç bir biçimde ertelenemez. Hangi sosyal ve kültürel göstergeler içinde bulunursa bulunsun, çocuğun yeteneklerini geliştirme hakkının ertelenmesi, gelişme hakkının engellenmesi
ile sonuçlanır. Yaşadığımız dünyada üstün yetenekli çocukların yeteneklerini söndüren bu trajik döngünün devam etmesinden kendimizi sorumlu tutmadıkça, ülke olarak armağanlı çocukların üzerindeki suskunluk sarmalını çözemeyiz.

Kaynak: www.uyef.net

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...