Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
STEM-Eğitimde Yeni Trendler Uluslararası Konferansı Sözlü Sunum 2 1 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

STEM-Eğitimde Yeni Trendler Uluslararası Konferansı Sözlü Sunum 2

Eğitimde Yeni Trendler Uluslararası Konferansı

Konferans, Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) ev sahipliğinde, BAU, TÜSİAD ve Georgia State Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirildi.  

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Georgia State Üniversitesi (GSU) ve TÜSİAD işbirliği ile Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik (STEM) temelli işgücü ihtiyacına yönelik eğitim anlayışı, müfredat değişiklikleri, okul öncesi eğitim ve öğretmen eğitimleri konuları “Eğitimde Yeni Trendler Uluslararası Konferansı”nda ele alınıyor. 

Konferans Bahçeşehir Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Sinem Vatanartıran'ın sunumuyla açıldı. Ardından Peggy Gallagher (Georgia State University), TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, BAU Rektörü Şenay Yalçın, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel,  İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu ve Milli Eğitim Eski Bakanı, Geleceğin Eğitimi Derneği KurucusuNimet Baş açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. 

21. yüzyılın değişen koşullarıyla birlikte, ekonomide bilginin ağırlığının artması, takım çalışması ve disiplinlerarası yaklaşımların önemi,  “STEM temelli işgücü”ne olan ihtiyacı gündeme getirmektedir. Bu çerçevede, Türkiye’de gençlerin erken yaşlardan itibaren doğa bilimleri, mühendislik ve teknoloji araştırmaları yapabilecek şekilde eğitilmesi gerekmektedir. Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Eğitimde Yeni Trendler Uluslararası Konferansı ile Türkiye’de STEM eğitimi konusu hem iş dünyasının ihtiyaçları hem de bilimsel yönden masaya yatırılacaktır. İki günlük konferansta STEM eğitimi teorilerine ve yaklaşımlarına dair bilimsel araştırmalar, yenilikçi deneyimler ve uygulamalar kamuoyu ile paylaşıldı. 

Eğitsel Oyunlarla Doğa Eğitimi

Çalışmanın Amacı ve Konusu                    : Her birey öğrenir, her yaş grubu ve seviye için uygun bir öğretim stratejisi vardır. Ispanak yemek istemeyen ve ıspanak yemesi gereken bir çocuğa ıspanağı, ıspanaklı kek olarak hem de Antepfıstığı görüntüsünde sunabiliriz. Öğretenler olarak uygun öğretim stratejilerini kullanarak, öğretim ortamlarını farklılaştırıp,  kalıcılığı sağlayabiliriz. “Besin Zincirleme”, “Torbalar ve Çarklar”, Biyosatranç” ve Öğretmen Jokerimi Kullanıyorum” adlı etkinlikler biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının Eğitsel Oyunlarla öğretimi amaçlanarak Adana Bilim ve Sanat Merkezi ve TEMA Vakfı Doğa ve Erozyon Eğitimi Kampı Yavru TEMA döneminde ilköğretim 4.,5. ve 6. Sınıf öğrencilerine uygulanmıştır.

Çalışmanın Süresi                            :Uygulama Yüksek Lisans çalışması sırasında tasarlanmış olup hazırlanan formatın uygulama Süresi 3 Yıldır. Uygulanmaya devam edilmektedir.

 

Başlama ve Bitiş Tarihleri               :2004-2012

 

Elde Edilen Çıktılar                         :

  1. Genel Kapsam Olarak ; Çocukların en uygun düzeyde yetenek, ilgi ve kapasitelerini geliştirebilmeleri için öğretmen ve ailelerin onları çok iyi anlaması ve olumlu bir şekilde yönlendirmesi için birlikte oynayabilecekleri oyun veya etkinliklere gereksinimi vardır (Dağlıoğlu,2004)Oyunlar, çocukların sahip oldukları merakların çok açık ve net olarak sergilendiği en önemli etkinliklerdir. Çocuklar çeşitli oyunlarla içinde yaşadıkları dünyayı bir anlamda yeniden keşfetmektedirler. Oyun, çocukların duygusal çatışmaları çözmelerine, çeşitli hipotezler geliştirip test etmelerine, toplumdaki sosyal rolleri ve statüleri keşfetmelerine ve akranları ile iyi ilişkiler kuramaya yarayacak sosyal beceriler geliştirmelerine yardımcı olmaktadır(Saban, 2002). Oyun yoluyla çocuk bilişsel, duygusal, psiko-motor ve toplumsal yetilerini geliştirir. Erikson, oyunu duygusal bir laboratuar olarak görür, çocuk burada çevreyle baş etmeyi öğrenir(Öktem, 1999).Düşünme sayesinde, parça parça olarak kazanılan bilgiler bir bütün haline getirilir ve faydalı ortamlara uygulanır. Düşünme, bireylerin kişisel gözlem, deneyim ve duyularla ulaş-tıkları bilgileri kavramsallaştırmaları, analiz etmeleri, değerlendirmeleri ve farklı durumlara uygulamaları için gerçekleştirdikleri zihinsel bir etkinliktir. Oyun; çocuğun fikir ve karakterini güçlendiren, ona neşe ve haz veren, vücut gelişiminde önemli rol oynayan içgüdüsel hareketlerdir (Tunç, 1997). Oyun; gönüllü ve özgürce yapılan, mutluluk kaynağı olan, çocuğun tüm gelişim yüzlerini uyaran, yetenekleri kadar duyuları ve duyguları geliştiren etkinliklerin tümüdür (Razon, 1985). Bu nedenle de, öğrencilerin düşünme becerisi ve alışkanlığı geliştirilmelidir.  Oyun, birçok bilim adamına göre çocuğu tanımada ve tahlil etmede en iyi yoldur. Çocuğun içinde bulunduğu ruhsal durum dinamikleri, zekâ yapısı, sosyal olayları değerlendirmedeki tutarlı durumu, varsa gelişim aksaklıkları oyuna yansıyacağından oyun içerisinde bunları gözlemek ve incelemek mümkündür (Hazar, 1996).  Öğretmen merkezli tekdüze anlatım, not tutturma ve doğrulama tipi laboratuar etkinlikleri gibi geleneksel öğretim uygulamaları öğrencilerde fen ve teknoloji okurya-zarlığını geliştirmek için yeterli olamadığı göz önüne alınarak yapılandırıcı öğrenme kuramına uygun alternatif etkinliklerle etkinlik çeşitliliği sağlanacaktır. “Besin Zincirleme”, “Torbalar ve Çarklar”, Biyosatranç” ve Öğretmen Jokerimi Kullanıyorum” adlı etkinlikler biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının Eğitsel Oyunlarla öğretimi amaçlanmıştır.

Öğrenmeye ilişkin performansı tahmin etmede kullanılan en güçlü değişken öğrencilerin yetenek düzeyidir. Herhangi bir alanda eğitim yapılırken, bireylerin o alandaki yetenek düzeyleri birbirlerinden farklıdır ve öğretme-öğrenme süreçlerinde bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır (Şimşek, 2000).Gestalt psikolojisinde tamamı görülmeyen ya da daha tamamlanmamış nesneler bütün olarak algılanır. Tamamını görmediğimiz nesneleri organizma tamamlarken, tamamını bilmediğimiz olayları da zihinde tamamlama yoluna gideriz. Zihin yarım kalmış yaşantıları tamamlama ve anlamlandırma eğilimindedir. Öğrencilerde sorunlarla bilişsel dengesizlik durumları oluşturularak, çözüm üretmeleri ve bilişsel denge durumuna ulaşarak hoşnut olmaları hedeflenmektedir. Arslan’ın (2000) aktardığına göre, çocuğun oyun sırasında gerçek yaşama benzer ya da hayali oyun sahneleri yaratması, farklı birçok olay ve sorunu ortaya koymasını ve oyun içinde kararlar vermesini sağlar. Bu durum, çocuğun sorulara yanıt bulması için bilişsel yeteneklerini kullanmasını yeni durum ve sorular için bilişsel gelişim düzeyini artırmasını sağlar. Çocuğun oyun oynarken kendini daha kolay ifade edebildiği ve oyun ortamında çocukların daha özgür ve yaratıcı oldukları da bilinmektedir. Bu nedenle eğitim ortamlarında öğrencilerde yaratıcılık becerilerini geliştirebilmek amacıyla oyunun kullanımı vazgeçilmez bir zorunluluk doğurmaktadır(Ayan ve Dündar, 2009).Yaratıcılık, hayata ve olaylara karşı geliştirilen bir tutum veya bakış açısı olduğu kadar, aynı zamanda bir yetenekler örüntüsü olarak da algılanır. Bu nedenle, yaratıcılık, sentez, analitik ve pratik yetenekleri arasında bir denge vardır. Sadece sentez yeteneği güçlü olan birey, yeni fikirler üretebilir fakat fikirlerin değerinin farkına varamaz. Sadece anailitik yeteneğe sahip birey, başkalarının fikirlerini eleştirmede çok iyi olabilir fakat yaratıcı fikirler ileri süremez. Sadece pratik yetenekte tek başına yeterli değildir (Saban, 2002). Biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının eğitsel oyunlarla öğretimi, üretici ve yaratıcı düşünebilme, sınıf içi etkinliklere katılımda yeterlilik, bilimsel düşünme, sahip oldukları ve sergiledikleri fikir zenginlikleri, sorumluluk alma, ekip çalışmalarına yatkınlıkları, edindiği bilgi ve bulguları paylaşabilme, girişimcilik becerisi, iletişim becerisi gibi gelişimleri sağlamak amaçlanmıştır.Öğrencilerin sağlam bir temel üzerinde daha sonra karşılaşacağı bilgiyi iyi yapılandırmasında etkili olacağı ve ilköğretim okullarında yaygınlaştırılabileceği düşünülmektedir.Bu çalışma biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının öğretiminde eğitsel oyunlarla öğretimi sağlamayı,  kalıcılığı artırmayı, çevre bilinci kazanmış, bu sorunları çözebilecek, sorgulayan, problem çözebilen, bireylerin yetişmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.

  1. Çalışma Anı Yayıncılık’ tan ”İlköğretim 4,5,6,7,8. Sınıf Öğrencileri İçin Güncel Çevre Sorunlarıyla İlgili Eğitsel Etkinlikler” adlı kitapta yayınlanmıştır.
  2. Çalışma Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi Tarafından düzenlenen 9. Eğitimde İyi Örnekler Konferansında Sözlü Sunum olarak sunulmuştur.
  3. Çalışma Milli Eğitim Bakanlığının “11-29 Haziran 2012 tarihleri arasında düzenlediği Yüz Yüze Eğitimler kapsamında Etkili Öğretim Teknikleri konu başlığı altında Seyhan İlçesinde 500 öğretmene uygulamalı olarak sunulmuştur.

 

Sonuç                                                : Çalışma 201 Mart ayında Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu tarafından düzenlenen 9. Eğitimde İyi Örnekler Konferansında sözlü olarak sunulmuş ve katılımcı eğitimciler tarafından beğeni ile karşılanmıştır. “Besin Zincirleme”, “Torbalar ve Çarklar”, Biyosatranç” ve Öğretmen Jokerimi Kullanıyorum” adlı etkinlikler biyolojik çeşitlilik, çevre kirliliği ve erozyon konularının Eğitsel Oyunlarla öğretimi amaçlanarak 4 farklı etkinlik ve bu etkinlikte kullanılacak çark ve benzeri materyaller hazırlanmıştır. Etkinlikler 2009 – 2012 eğitim ve öğretim yıllarında Adana Bilim ve Sanat Merkezinde 100 kişilik 4. ve 5. Sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. 2007-2009 yılında Bolu Aladağ Yavru Tema “Doğa ve Erozyon Eğitimi Kampında 100 ilköğretim 4.,5., ve 6. sınıf öğrencisine uygulanmıştır.

Etkinlikler eğitsel oyunlar içermektedir. Oyun, birçok bilim adamına göre çocuğu tanımada ve tahlil etmede en iyi yoldur. Çocuğun içinde bulunduğu ruhsal durum dinamikleri, zekâ yapısı, sosyal olayları değerlendirmedeki tutarlı durumu, varsa gelişim aksaklıkları oyuna yansıyacağından oyun içerisinde bunları gözlemek ve incelemek mümkündür (Hazar, 1996).  Bu çalışmanın Bilim ve Sanat Merkezlerinde öğrencilerin Fen ve Teknoloji-Biyoloji alanında hazırbulunuşluk düzeylerini belirlemede ve ilköğretim okullarında eğitim öğretim materyali olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.

Uygulamalar sırasında öğreten tarafından her uygulamadan önce sınıfta demokrasinin gerekleri, bütün bireylerin eşit haklara sahip olduğu, bir birey konuşurken onu dinlemenin o bireye duyduğumuz saygıyı gösterdiği ve aynı saygıyı bizimde görmemiz için konuşan biri olduğunda onu dinlememiz gerektiği söylenmiştir. Öğrencilerdeki bu yöndeki gelişimler izlenmiştir.

Sınıf içi etkinliklere katılmada isteksiz görülen öğrencilerin oyunlarla kendilerini ifade edebildikleri, kendilerine getirilen eleştirileri alınmadan dinledikleri, sorumluluk alma, ekip çalışmasına katılma, elde ettiği bulguları paylaşma, girişimcilik ve iletişim becerilerinin geliştiği gözlemlenmiştir.

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...